Bu memleket bizim ve gidecek başka memleketimiz de yok maalesef.
Memleketimizin; her insanı, her bahçesi, her ormanı, her toprağı, her binası, her fabrikası, her okulu, her yaylası vb… ayırt etmeksizin bizim, milletimizin.
Yaylalarımız terk edilmiş durumda, yayla insanlarımız şehirlerimizin varoşlarında borçla aldığı evine ve borcuna hapis.
Köylerimiz terk edilmiş durumda; tembel üretimi diyeceğimiz fındığımızı yılda bir defa gidip yolaklayıp dönüyoruz.
Köylerimizde çiftçilerimiz yeni bir şeyler yapmak için korkuyorlar, güvenemiyorlar maalesef, mesela hayvancılık yapan binlerce küçükbaş hayvan yetiştiricimiz et ithalatını duyunca kahrediyor, ithalat olunca da bir daha belini doğrultamayacak şekilde saf dışı oluyor, harcanıyor.
Denizlerimizi zaten kullanamıyoruz veya bir şeyler yapmak istediğimizde reel değerler değil siyasi kriterler gereği kararlar almaya çalışıyoruz, yazanı konuşanı eleştireni paralel veya düşman kabul ediyoruz.
Şehirleşmeden anladığımız TOKİ konutları veya TOKİ konutları formatında inşaatlar yapmayı anlıyoruz, 20 yıl önce yapılmış olan bu formattaki binalar şimdi kentsel dönüşüm istiyor, maalesef bunu kimse görmüyor.
Ev hanımlarımızın çoğunu yatakla mutfak arasına bağımlı hale getirmişiz, kaderine terk etmişiz, bu insanları; nitelikle, işle, sosyallikle nasıl buluşturacağımıza kafa yoran yok. Alış veriş yapmakla veya sosyete mekanlarda yemek içmekle sosyallik olmuyor.
Yıllardır şehirlerimizde bir bina bir bina ilave imarlar yapmışız, sadece Ordu merkezde değil birçok ilçemizde böyle, hedef saptırmaya ve sorumluluğu başkasına atmaya gerek yok. Şehir yönetmeyi gökdelen yapmak veya yapanlara göz yummak, bu arada da cep doldurmak olarak algılayan, şehir yönetmeye hem yakışmayan hem de bu işten anlamayan yöneticilerimiz var maalesef.
Emaneti ehline vermedikçe, kardeşlik hukukuna riayet etmedikçe, ötekileştirme ve kamplaştırmalardan beslendikçe bir yerlere varma şansımız yok.
Torpil her şeyimizi mahvetti; alınterini hamili kart yöntemiyle hareket edenlere katlettirdi, emeğimizi ve ekmeğimizi kirletti, hak hukuk diyenlerin konu torpil olunca vicdanları sustu gözleri kör oldu adeta, sahte fetvalarla avunur oldular.
Hangi dönemde olursa olsun gücü eline geçirenler maalesef hak konusunu basite alıyorlar, adeta ezip geçiyor.
Memleket bizim, hepimizin, yok ayrımız gayrımız, memleketimizde her bir insanımızın sevinci sevincimiz hüznü de hüznümüz olduğu kadar insanız, dolayısıyla muhasebe ve öz eleştiri yapmak zorundayız.