Tüketici şirketler, kimliklere göre moda adı altında yeni piyasa yaratırlar. Yaratılan piyasada yeni ürünleri pazarlarlar. Böylece ürünler kimliklere uygun değerde görücüye çıkarlar.
Piyasaya girmiş ürünleri değeriyle, satın almak isteyenlerin kimlikleriyle arasında oluşan ilişkiye bakılarak satışında kolaylık sağlanır. Kolaylık, yani ürünün satılabilmesi pazarlama gücüne bağlıdır.
Piyasadaki pazarlama elemanlarının araştırmasına göre, toplumda belirli bir kimliği sembolize eden ürünlerin satışı kolaylıkla yapılmaktadır. Satıcı, alıcı adayının kimliğini vurgulayarak, ürüne eklemeler de yapabilir. Bu satın alma gücüne ve kararlılığına bağlıdır. Satıcı bilir ki ürünü daha önce reklamla en son tüketiciye ulaşmış olduğu için satışı kolay olacaktır.
Piyasada tutulan malların reklama girmesi ürünün mağazada alıcı bulduğunu gösterir. Alıcı da aynı ürüne talip olmak için mağazaya iyi niyetle girmiştir. Hatta kimliğini hesaba katmadan, mağazadan eşya almaya kalkmış olabilir.
Hatta mağazalar semtlere göre ürün getirir. Satılacak ürün yerine mağaza da belli bir değerdeki ürünleri satışa sunar. Kimliğine göre ürün almayacak kişi de çıkar, giy formülü ile eşya almaya kalkacaktır.
Satıcı, kimliğin farkında ise, müşterinin başını ağrıtacak kadar konuşmaz. Ürünü kimliğe uygun olarak gösterir ve geri çekilir.
Toplumun bir elemanı olarak, hiç kimse kendini dışarıda görmez. Kendine has davranır. Bu kendisiyle dostluk kurmuş demektir. Bu konuda en çok ruh ve baden sağlığına dikkat edilmelidir. Çünkü kimlik, sağlık olmazsa geçerli değildir.
Tüketim piyasası ürünlerin satışını takip eder ve kimliklere göre dağılımını belirler. Belirlenen ürünler ona göre satış yerlerine gönderilir. Ürün alma alışkanlık hâline gelince satışı çok daha kolay gerçekleşir.
İnsanın çevresi durgun su gibi aktif bir değişim göstermez. Yani akar su gibi değildir.
Tüketim mağazaları da bu durgunluğu iyi kullanır ve satılacak ürünü piyasaya sürer.
Hasan TANRIVERDİ