Kim o, bahçeme giren, toprağımda ayak izleri bırakan. Çiçeğime, meyveme ve ağacıma dil uzatan. Tohumuma ve ekinime laf eden.
Annem, “O kim” dedi.
Yabancı değildi, maalesef bizi bizden daha iyi tanıyan, aileden biri sayılırdı.
O birisi duygularımızı, hislerimizi ve kalbimizi biliyordu. Bizi bizden iyi tanıyordu. Kimseye kötülük düşünmediğimizi biliyordu.
Tanıyordu insanımızı, ailemizi, mahallemizi, köyümüzü ve bölgemizi…
Tanıyordu kardeşimizi oğullarımızı, kızlarımızı ve akrabalarımızı…
Babam ve annem, ona amca ve teyzeydi.
Çiçeğimiz çiçeği, meyvemiz meyvesiydi… Kara ateşte birlikte ısındık, karşılıklı kızdırdık ayağımızı. Duman gözümüzü yakar, kokusu üzerimize sinerdi. Aynı kokuları koklar ve aynı kokardık.
Karda kışta, lahana çorbası lezzetli, pırasa harikaydı. Tadına doyulmazdı, tereyağlı yumurtanın, öğleye hamsi tavası lezzetin doruğuydu.
Kim o, bizden biri tanıdık…
Kim o, acımadan bize ve insanlığa sis gibi çöken.
Öğrenciye süt tozunun içilmesine çalışan, millete “Kara buğdaydan karnımız doydu,” denmesini sağlayan. Aldandık çünkü, aç insan olmazdı. Milletin karnı bir şekilde doyuyordu. Sağlıklı ve sıhhatliydi. Bilemedik kara buğdaydan sonra hastalıkların başladığını, bilemedik.
Toprağımızın başında mutluyduk, güldük oynadık, ektik biçtik ve ürettik.
O kim yıkıcı fikirlerle kapımızda, karşımızda ve ayrıştırma peşinde ama O kim neci bilemedik.
Örgüt, kimlik, kırsal, sanayi, barış ve özgürlük dedi ve toplumu sınıfsal ayrımcılığa sürükledi. Bizimle lahana ve pırasa çorbasını, hamsi kızartmasını yiyen O kim ayrımcının başıydı, bilemedik. Amacını sorduk söylemedi, kovduk gitmedi, bildiğini okudu. Yetkililerden arkası sıvazlanırmış bilemedik.
“Dönüşeceksiniz, değişeceksiniz ve siyasal dinci olacaksınız,” dedi fakat anlamadık!
Kim O denilen kişinin ayrımcı özelliği çıktı ortaya, din adına, kimlikler adına ve inançlar adına ayırdı bizi fark edemedik.
Kim O gizli ve saklı kaldı, BOP dedi BOP işittik, anlayıp da kendimizi koruyamadık. Koruyamadık gazi meclisimizi, dincilerin bombalarından. Sırıttılar, biz gülüyorlar sandık.
Kim O için hâlâ soruyoruz, heyhat cevapsız kalıyoruz.
Karanlık emeller karşısında.