Burdur Gölhisar yakınlarında bir antik kentteyiz; Kibyra..
Yöre insanı ”Kübüra” dermiş, çoğu yeri keşfedilmeyi bekleyen şahane bir antik dönem şehri.
Kibyra’nın içinde, vaktiyle şiirler okunan, oyunlar oynanan, konser ve tiyatroların mekanı bir odeon.
Odeonun ortasında ise gittiğiniz her yerde sizi izleyen bir çift göz.
Mitolojik anlatılarda bahsi geçen, her şeye rağmen, hatta Perseus’un kılıcıyla bile ölmemiş, ölümsüzleşmiş Medusa.
Katilinin elindeki aynayı almış kendine, ayna tutuyor sanki sana bana.
Sesleniyor geçmişten; “Beni gör ve beni anla..”.
******
Yunan mitolojisinin bilinen lanetli, canavarlaştırılmış mağdurudur Medusa.
Söylence odur ki; bu güzeller güzeli, Atina’ da Athena Tapınağı’nda, tanrıya sığınmış. Orada yaşamaktayken, aynı tanrı tarafından lanetlenmiş, ceza verilmiş.
Ölüm bile kafi gelmemiş tanrının hiddetine. Ölüm çok sonra Perseus eliyle.
Tanrı diyorsam bakmayın, bilerek kullanıyorum. Athena kadındır, yani cinsiyetçi söylemle; güçlü bir tanrıça.
******
Medusa, ölümlü güzeller güzeli genç bir kadın.
Güzellik belki bir ceza, atmış kendini tapınağa.
Poseidon’ un tutkusu ile tapınakta tecavüze uğramış. O’nun sevgilisi olan, sığındığı tanrı Athena tarafından bu sebeple lanetlenmiş, cezalandırılmış.
Yetmemiş bu da; hamileyken Perseus tarafından canı alınmış. Öyle gelir bize mitolojiden anlatılarla hikaye. Figürü ise antik çağla ilgili hemen hemen her yerde.
Medusa figürünün kullanılma sebebi korkutmadır, ceza hatırlatmasıdır derler.
“Yanlış bir şey yaparsanız, cezasız kalmaz.” hatırlatması belki, belki de “Medusa’nın laneti üzerinize olsun” korkutması. Medusa’nın ne yanlışı olmuş da lanetlenmiş ki?
Peki bu odeonda, vaktiyle şaşaalı hayat sürdüğü düşünülen böylesi güzel bir antik şehrin ortasında, güzel gözleriyle her yanda beni izleyen Medusa aslında ne anlatıyor şimdi bana?
“Dikkat et yaptıklarına, hareketlerine, gözüm üstünde, lanetim bulaşır dünyayı dar ederim sana.”
“Ne yaparsan yap, güçlü her zaman kazanır, unutma. Boyun eğ güce her durumda, beni görüyorsun sonuçta.”
“ Erkek egemendir dünya, erkeğin sözü geçer. Mağdur da olsan, sanık da, onlar sıyrılır her olayda. Unutma!”
“Kadın, tanrı bile olsa, öncelikle kendi hemcinsinin, yani kadının düşmanı olabilir bazı durumlarda.“
“Kıskançlık, güç, kin, nefret beni bu duruma getirdi. Masumdum oysa.”.
“Sessiz kalmak, boyun eğmek, sadece izlemek dahi kurtarmaz seni dikkat et, unutma.”
“Kendine çeki düzen ver kadın, benim halime düşmek istemiyorsan tapınaklarda bile görünme, gösterme kendini kimseye. Kadınlığını gizle, lanetlenme benim gibi, cezalandırılma, ölme.”
Ataerkinin bile başlangıcı bu mitolojik hikaye olabilir mi? Olabilir bence.
Ah güzel Medusa..
Senin hikayene göre bu davada yargıyı şöyle yazabilirdim belki;
“Evet saygıdeğer jüri, avukatlar, savcılar, yargıçlar ve son söz sahibi hakimler..
Gücün ve eril dünyanın hakimiyetinde yol alan tüm toplum; evet sizler!
Medusa’ da, diğerleri de suçludur, ya da suça meyillidir doğru.
Doğuştan, yaradılıştan gelen bir suç etiketi taşıyorlar boyunlarında. Dizi bile yapılmış benzer konu üstüne ülkemizde baksanıza; “Fatmagül’ ün suçu ne?” Fatmagül’de suçludur bu meyanda. Kaç Fatmagül gelip geçmedi ki bu dünyadan, kaçı var ki hâlâ?
Hemen hapsedin, dizginleyin, dize getirin, vurun zincirleri. Suçları aşikar değil mi?
Kadın olarak dünyaya gelmeleri suç etiketi için yeterli. Poseidonlar ”ve Perseus’lar her yerde.”
Zorlanmayın hakimim, karar baştan belli.
Ben arz edeyim, katip, kararı yaz evladım;
“Tüm zanlılar için hiç bir şüpheye mahal vermeksizin suç tesbit edilmiştir.
Suçlu.
Suçu kadın doğmak ve hatta bir de bu yetmezmiş gibi kadın olmak. En ağır cezalar ile cezalandırılmasına hükmedildi. Ömür boyu boyun eğdir, hapset, dizginle. Eşitlik de nedir ki. Sanık özgür kalmamalı, budur erkek egemen toplumun felaketi.”.
*****
Hayır Medusa, bence anlattığın bu değil.
Böyle bir karar bile belki vaktinde verilmiş olabilir.
Bu dava baştan yanlış açılmış, taraflar yanlış, yer yanlış.
Esas suçlunun hakim olduğu zihniyette adalet kayıptır, dava yanlış yerde.
Evet itiraz ediyorum hakimim;
Savunma yeri değil, iddia makamı olma yeridir kadının yeri.
Zanlılar eril zihniyete sahip hem erkeklerdir, hem kadınlardır burası belli.
Kimse kimseyi ötekileştiremez, sömüremez, eşitlik ve özgürlüktür insanların en başından beri, doğuştan hak ettiği.
Ötesi zorbalıktır münakaşa götürmez ki.
Kadını ya da erkeği değil, hakimiyet yarışı değil, onun sözü bunun sözü değil,
Athena’ nın öfkesi, kıskançlığı, nefreti, Poseidon’un kaypaklığı, namertliği değil;
empati, anlayış, dürüstlük, iyi ve doğru olanda birleşen, bir arada olan insan haklarına saygılı eşit insanlardır sağlıklı toplumun esas temeli. Kötülük, ayrımcılık, kin, nefret, her yönü ile şiddet, düşmanlık bu topraklarda hüküm sürmemeli.
Kadın; hapsolduğun, ötekileştirildiğin, onun bunun için lanetlendiğin, şeytanlaştırıldığın, suçlu görüldüğün yeter, kabullenme bu gidişi.
Yaşam senin yaşamın, kır zincirlerini.
***”*
O zaman karar;
“Sanık ayağa kalk;
suçlusun!
Seni tamamen yok ediyorum kin, nefret, şiddet kokan ayrımcı söylem ve ataerki.
Medusa masumdur. Tıpkı diğer kadınlar gibi.
Dili, dini, ırkı, rengi, cinsiyeti, cinselliği, o bu fark etmez.
İyi ve doğruda, adalette birleşen eşit insanlardır sağlıklı toplumun temeli.
Ey insanlık ayağa kalk.
Karar verildi.
Ataerki suçludur. Eşitliktir sağlıklı toplumun temeli”
İstanbul ,Süreyyapaşa Sağlık Meslek Lisesi'nden hemşire olarak 1989 yılında mezun oldum.
Severek ve isteyerek 1991 yılında girdiğim İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nü okulumuzun, değerli hocalarımızın katkısı ile 1995 yılında bitirerek ilk lisans diplomamı aldım. Gece nöbetçi hemşirelik, gündüz üniversite öğrenimi ile, çalışarak okuyanlardanım.
1995 yılında İstanbul'da özel bir bankada memuriyete başladım. 2017 yılında aynı bankadan emekli oldum.
İlgi alanım olan tarih ve toplum konusunda Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Tarih Bölümü'nü 2020 yılında,
aynı fakültenin sosyoloji bölümünü 2023 , Medya ve İletişim önlisans bölümünü 2024 yılında tamamladım.
Tarih, toplum ve arkeoloji özel ilgi alanım.
Öğrenmek yaşam boyu süren bir aktivitedir, kendim için devam diyenlerdenim.
Üniversite öğrencisi tek çocuk sahibiyim.
Yazmak, okumak, öğrenmek, araştırmak, seyahat ise vazgeçilmezim.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.