Sözcükler de içinde yaşanılan kültürün, ideolojinin ve siyasetlerin etkisine girerler. Elbette, günlük pratik hayatın sözcüklerinden söz etmiyoruz.
Kültürün ve ideolojinin hâkimi sınıflar, sınıf görünümlü sözcükleri, bir sınıfın elinden alıp, kendi anlayışlarına gere servis ederler. Sınıf karakterli sözcüklerin, servet sınıfı tarafından muğlaklaştırılması da diyebiliriz.
Popülizm sözcüğü de bunlardan birisidir. Popülizmi kendi dilimize çevirirsek, karşılığı; halkçılıktır.
Halkçılık deyince hemen aklınıza, Atatürk’ün kurtuluşla birlikte ortaya koyduğu halkçılığın geldiğini biliyorum. Lakin tartışacağımız halkçılık, artık o halkçılık değildir. Onun için adı da popülizm olmuştur.
Halkçılığın adı popülizm olmadan önce, gerçekten, halk sözcüğü, halkın itirazlarını içine alan bir kavramdı
Uzun süredir iktidarda bulunan, farklılaşmış, iktidarı, mülkiyeti ve kültürü tekeline alan yönetici ve servet sınıflarının, topluma dayattığı düzene karşı, halk tarafından rağbet görmüş bir “hınç”ın adıdır, halkçılık.
Bu hıncı, eline geçirip, servet sınıfının yararına kullanana da popülist lider denir. Ama bu popülist lider, halkın lideri olarak pazarlanır.
Avrupa’da şu sıralar sıkça kullanılan popülizm sözcüğünün, hiçbir şekilde halkçılıkla ilgisi yoktur. Halkla da ilişkisi yoktur. Hatta sağ popülizmin, sanki halkçılık gibi öne sürülmesinde de, sol popülizmden söz ederler.
Sol popülizm olsa, hiç değilse içinde halk adına kırıntılar bulunabilir. Sağ popülizmde, sadece itiraz vardır, içerik yoktur. Strateji ve örgütlenmede merkezsizidir.
Evet popülizm sözcüğünün içinde bir itiraz vardır. Lakin, servet sınıfı, sağ popülizmi evirip çevirip kendi sınıf çıkarları doğrultusunda kullanır. Popülizmin çıkmazı burasıdır.
Elit sözcüğü de servet sınıfınca, iğfal edilmiş bir sözcüktür. Servet sınıfının azgın, gözü doymaz halinin, kibarlaştırılarak ifade edilmiş halidir, elit.
Elit sözcüğünü telaffuz ettiğinizde, sermayenin halk gözündeki tüm olumsuzluklarını olumluya çevirebilirsiniz. Servet sınıfını en masum hali ile halka sunmuş olursunuz.
Elit sözcüğünün önüne sermaye eliti derseniz, daha anlamlı bir şey söylemiş olursunuz.
Sermaye elitleri, sınıfları içeren tüm sözcüklerin başına bir iş getirir. Mesela, “Beşerî Sermaye”, ya da “insan sermayesi” bu kavramların da ırzına geçilmiştir. Emeği de sermayenin gözü ile tanımlar ve bizim bildiğimiz asgari ücretlinin emeği birdenbire sermaye olur çıkar. İnsanın bilgisi ve emeği böylece sermaye olarak tanımlanır hale gelir. Bilgi de insan emeğidir. Bedenin yapıp ettikleri de insan emeğidir. Sermaye değildir. Evet emek sermayeyi oluşturan asıl unsurdur. Sermaye olmadan önce de emek vardı.
Kavramlar düşünmemizi kolaylaştıran araçlardır. Her türlü aracı elimizden alıp, bizi borçlu kılmak için, servet sınıfı kavramlar üzerinde çok çaba sarf eder.
9 Aralık 2020, bulentesinoglu@gmail.com