Gözünün aldığı yer otlak. Her yer çayır. Hafif rüzgâr, soğukların henüz gitmediğini vurguluyor. Otlakta üst üste yığılı taşlar, sınır belirliyormuş. Bu bilgiyle ilk defa karşılaşıyorum.
Çayırda tırpan savuran üç kişiyi görünce, durduk ve selam verdik. Kolay gelsin dedikten sonra, tırpan kolay değil diye biliyorum dedim. Köylüler zor dediler. Bir tanesi de köşede su kaynatmağa çalışıyor. Yaklaştım ve ne yaptığını sordum. Çay demleyeceğim, dedi.
Keyif çayı dedim, güldü ve nerde dedi. Çayır geçmeden biçmemiz gerek, tazesi daha iyi satılıyor dedi. Kaç gün kesersiniz dedim. Ortalama on beş gün keseriz dedi. Yanan tezeğin çaydanlığı kaynatmasını ilginç buldum. Onlara yiyeceklerimizin hepsinden bırakırken, beraber yiyeceğiz dediler. Yiteceklerimizi ateşin yanına serdiğimiz örtünün üzerine koyduk. Çayımızı da içmeye hazırlandık.
Arkadaşlar keyif çayı dediler. Keyif çayı ifadesine güldüler. Keşke keyif çayı olsaydı dediler.
Tırpan sallayanlar, yan taraftaki suda ellerini yıkadılar ve sergimiz üzerine geldiler. Biz yeni gelmiş ve ileri tepelere gidecektik. Gerek yok dediler burada kalalım. Çalışanlarla zaman geçirmiş oluruz, dedik.
Çayır biçildikten sonra ne gibi işlemlerden geçiyor diye sorduk Çayır kurutuluyor ve bağ yapılıp satılıyormuş. Çok işlemi yokmuş ama kurutulması önemliymiş. Çünkü, çayır az değil ki diyorlar. Kamyonlar dolusu çayır çıkıyor. Ortalama elli ton çayırı kurutup hazırlamak, büyük emek istiyor.
Yemekten sonra keyif çayımızı da içtik. Çayı köz hâlindeki tezeğin üzerine oturtmuşlar ve demlemiş, suyun da önemi olduğu için çay gerçekten keyif çayı oldu.
Gözümüzün aldığı çimenler böyle biçilip kurutulup besicilere satılıyormuş. Çayır hayvanın sevdiği bir yiyecek. Çayırdan sonra hayvan başka yiyeceğe zor alışıyormuş. Otlaklarda hayvan gezmiyor, kokusuz temiz, böyle çayırı hayvan nerede bulsun.
Tırpancıların zamanı değerli olduğu için, hemen kalktılar ve çalışmaya başladılar.
İki saat içerisinde epeyce yeri kestiler. Rakım yüksek olduğu için terlemiyorlardı. Yorgunluğu ise alışkanlıkla geçiştiriyorlardı.
Otlaklara ilaç atmadıklarını söylüyorlardı. İlaç atılmadığı için çimene zarar veren hayvanlar çoğalıyordu.
Hayvanları yırtıcı kuşlar yakalıyordu dediler.
Keyif çayını biz tattık ve bir şeyler de yedik. Gerçekten çalışanlarla birlikte yemeğimiz çok neşeli geçti. Yazın başladığı bugünlerde köylülerle birlikte olmanın mutluluğunu yaşadık.
Hasan TANRIVERDİ