Kimseler Görmesin
***
Çevre dostu.
Ham maddesi ağaç olan kâğıttan yapılan ve bugünkü “poşet” denilen petrol artığı çevre tahribatçısına yerini bırakana kadar insanlık tarihine hizmeti oldu.
İçerisine bir şeyler konulduğunda silindirik bir hal alan ve olduğu yerde dikdörtgen şeklinde duran, el emeği bir yardımcı eşya.
Hazır olarak satılmazdı. Mahalle bakkalı onu gazete kâğıdından yapardı. İçerisine un, şeker, makarna, pirinç, bulgur ve buna benzer malların koyulmasına yarardı. File is el ile örülürdü.
Mahalle bakkalı boş vaktinde kese kâğıtları yapardı. Uygun bir şekilde kestiği gazete kâğıtlarını, buğday ununu su ile karıştırarak elde etmiş olduğu yapıştırıcı ile kullanılacak hale getirirdi. İlk yapıldığında kurumaya bırakılırdı.
Ham maddesi ağaçtı. Yani suni değildi. İşi bittiğinde yakıldığından veya çevrede uzun süre kalmadığından çevre kirliğine sebep olmazdı.
Bakkal sahipleri ( O zamanlar adı dükkândı şimdi “market” oldu) boş zamanlarında kese kâğıdı yaparak müşteri karşısında müessesini tedarikli hale getiriyordu. Her şey nizam ve intizam dâhilinde oluyordu. Hayat belki zordu ama insanlar samimiydi.
Bir şeyleri sakladığından ve keseye benzediğinden ismine “kese kâğıdı” denmişti. Her şeyin meydanda olduğu zamanlara daha çok vardı…
Kese kâğıdına konulan yiyecek maddeleri başkaları tarafından ne olduğu bilinmezdi. Yani “Göz kalması” diye bir şey olmazdı. Kese kâğıdının kendine has mahremiyeti vardı.
Öyle başkalarının gözüne sokar gibi veya ben evime şunları götürüyorum der gibi bir tutum içinde olmadı insanlar. Komşuya ve başkalarına karşı bir saygı alametiydi bu.
Zaten yapımı da emek isterdi. Fabrikasyon değildi yani.
Artık her şeyin aleniye döküldüğü günümüzde kese kâğıdına da ihtiyaç kalmadı. Saklanacak tarafımız mı kalmadı ne?
Sen bizim kusurlarımızı da saklamıştın kese kâğıdı. Belki şimdiki kusurlarımızı saklayacak kadar hacmin olmadığı için ayrıldın belki aramızdan. Olsun, sen hala bizim gönlümüzdesin…
Zeki ORDU