Sözümüzü baştan söyleyelim. Kent Konseyleri’nin asıl amaçlarının dışına hapsetmeye çalışan yerel iktidarların başları ve zihniyetleri; katılımcı demokrasiden korkmayın, şeffaf olun, katılımcı olun ve hesap verin vede hesap sorulması için çaba sarf edin. Kentin hukukunun ve hakkının üzerinde başka bir yüce amaç yok çünkü.
Kültürel faaliyetler yürütülmesi için Kent Konseyleri’ne ihtiyaç yoktur. Ve ayrıca yapamayacakları şeyleri önlerine amaç olarak koymakta Kent Konseylerini etkisizleştirmek içindir biline…
Geçtiğimiz hafta içersinde telefonumuza bir mesaj geldi. Beylikdüzü Kent Konseyi, Yakuplu Belediye Sosyal Tesislerinde gazetecilerle bir tanışma toplantısı düzenliyordu. Ve davetliydik. Yaklaşık bir yıldır her davete katılamıyorum. ‘Sevgili Halil İbrahim Türkgenç Kent Konseyi Başkanı seçilmiş, davetine gitmemek olmaz’ diyoruz ve yarım saat gecikme ile toplantıya katılıyoruz.
Karşımızda oturan Kent Konseyi Yürütme Kurulu’na bakınca içim cız ediyor. Sağdan say AK Partili, soldan say AK Partili. Bilmediğim bir iki kişi var. Tanımadığım kişiden biri Hak İş Konfederasyonu’ndan olduğunu söylediğinde ‘tamam’ diyorum. Tanımadığım tek kişi bir bayan. Nasılda dizayn edilmiş.
Siyasetçinin başarısı bu olsa gerek.
Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Türkgenç konuşmasını tamamlayınca, kendisine bir soru soruyorum. ‘Yürütme Kurulu’nun tamamı neden AK Partililerden oluşuyor?‘ Türkgenç yanıtında Kent Konseyi’nin Genel Kurulu’na yaklaşık 80 üyenin katıldığını ve seçimle seçildiklerini ifade ediyor. İçimden diyorum ki, ‘sen onu benim külahıma anlat.‘Neden böyle düşünüyorum biliyor musunuz? Belediye Başkanları Kent Konseyleri’ni yasal bir zorunluluk olmasına rağmen görev geldikleri günden itibaren kurmadılar. Kimileride yasak savma anlamında yasadan kaynaklanan bir zorunluluktan dolayı yeni kuruyorlar. Hatta halen kurmayanlar var.
Yerel iktidarın başındakilere hesap sorulacak ve hesap verecekler
Belediye başkanları yasal zorunluluk olduğu için kurmak zorunda kalıyorlar ve kendi denetimlerinde olsun istiyorlar.
Çünkü katılımcılıktan yana değiller. Demokratik zihniyetten bir haberler. Ne katılımcılığı istiyorlar, ne hesap sorulmasını, nede hesap vermeyi. Sadece ağızlarından dökülen yıldızlı sözcükler onlar.
Kent Konseyi’nin kuruluş amacının en önemli cümlesi şu gerisi teferruat. “Kent Konseyi, ….hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, sosyal yardımlaşma ve dayanışma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirmeye çalışır.”
Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, yerel iktidarın başında bulunanlardan hesap sorabilecek bağımsızlığa sahip olacak ve iktidar sahipleri de yönettiklerine karşı hesap vermeyi bilecekler.
Katılımcılık, demokratik seçimleri gerektirirAnlayacağınız Kent Konseyi’nin kentte yaşayan yurttaşların farklılıklarının biraya gelmesiyle; hemşerilik bilincini geliştireceksiniz, kentin hak ve hukukunun korunması için çaba harcayacaksınız, sürdürülebilir kalkınma ve çevreye duyarlılık göstereceksiniz, saydam olacaksınız, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerini hayata geçirilmesine fırsat verecek ve destek olacaksanız. Kent Konseyi yönetimi de bunu yapabilecek insanlardan oluşacak. Ve yine yürütme kurulunu oluştururken ortaya çıkarılacak listelerde, Genel Kurul üyelerinin temsilcilerinin bulunmasına dikkat edilecek. Ve inanın bu öylesine kolay olur ki. Nasıl mı?
Yürütme Kurulu’na kamu temsilcileri bir temsilci, muhtarlar bir temsilci, dernekler, meslek odaları, siyasi partiler ve diğer temsil edilenler birer temsil seçecekler. Sonrada Genel Kurula oylamaya sunulacak. Bir tek Kent Konseyi Başkanı, ayrı oylamaya sunulacak. Kim olmak isterse o olacak. Önceden tezgahlanmayacak. Düşünün siz, bir liste yapıyorsunuz; kendinize göre birer temsilciyi seçiyorsunuz, sonrada Genel Kurula oylamaya sunuyorsunuz.
Zaten çoğunluk sizde ise, diğerleri de liste oluşturmaya olanakları yoksa (ki, öyle olur) sizin belirlediğiniz isimler yürütme kurulunu oluşturuyor.
Ve böylelikle yasal zorunluluğu yerine getirmiş oluyorsunuz.
Sonrada söylem hazır. “Seçim yaptık!” Hadi canım sende…
Ancak asıl soru şu: Belediye başkanının denetiminde olan, o’nun isteği ile seçilmiş olanlar kentin yerel iktidarlarından nasıl hesap sorabilir?
Nasıl kentin hak ve hukukun korunması için bir çaba içersinde olabilir?
Devam yarın…