Gün/aydın dostlarım…
Özlemeyi biliyorsan tebessüm et. Beklemeyi biliyorsan sabret… Sevmeyi biliyorsan… Kollarını aç___________________ Sevgiye başlangıcım ben…
KENDİMİZİ UNUTUYORUZ
Biz kendi dünyamız içinde kendimizi kaybolmuş hissediyoruz. Bütün deneyimlerin kendimize hizmet eden enerjiler olduğunu unutuyoruz.
Bazen kendimizi o kadar hayatımıza kapatıyoruz ki dışarıda neler olup bittiğini unutuyoruz. Hatta dünyayı öğrenemeden ölüyoruz.
Dünyaya bağlandıkça köklerini yitiren bizler ağaç tepelerine sarılıyoruz. Ruhun insanın ancak kendi topraklarından doğabileceğini unutuyoruz. Diplerdeki akıntılardan ve karanlıktan kaçarak kendimizi yükseltmenin peşine düşüyoruz..
Aynı yollardan geçmiş, aynı sözleri duymuş olsak da zamanında, bazen fark etmeden, biz de aynı hataları yapıyoruz.. O yüzden, hatırlamak gerek..
Hatırlamak içinse; Ayazda bekletilip soğutulmuş sudan içeceksin, sonra ayaza çıkıp kendini ayaza vereceksin, soğuğu iliklerine kadar hissedeceksin, işte sana mutluluğun ilacı, bu kendini görmeni sağlayacak en büyük ilaçmış derler ki biz kendimizi topluma göre uyarlamaya çalışmak zorunluluğumuz yüzünden asıl kendimizi unutuyoruz. Farkında olmadan yaşadığımız süreçte sakince oturup düşündüğümüzde yaşantımızın hep başkalarına adanmak üzerine inşaa edildiğini anlayacağız.
Yaşamak yalnızca karnın doyurulmasından, maddi gereksinimlerin karşılanmasından ibaret değildir.
Ne yapmak mı gerekiyor?..
Onu da her birey kendi doğrusunda düşünüp karar verecek. Hayatı bizim için koşullandırılmış adanmışlık üzerine inşaa eden bir yapı içerisinde kendimizi bulup sevebiliyorsak, sevgimizi çoğaltıp dağıtabiliyorsak ne mutlu bize… Çünkü devam eden bir yaşamın biz içindeyizdir halen… Ve o sevgiyi çoğaltıp dağıtmak gibi sorumluluğumuz var diyorum, geçmişimizden alıp geleceğimize devredeceğimiz mirasa…
Sevmeyi bilmeliyiz dostlarım.
Sevmek duygusu Rabbimin kullarını yaratırken hamuruna birer çimdik kattığı ruhtur.
Eline aldığın gülün kokusu yoksa gülü koklamayı bilmediğin içindir. Sevgi de böyledir; nasıl seveceğini bilmiyorsan hayat sana kocaman bir cehennemdir.
Şunuda akıldan çıkartmamak gerekir; birini çok sevmen onu mutlu edebileceğin anlamına gelmez. Mümkünse çok sevme, güzel sev. Çünkü sevilmeye ihtiyaç duyanlar farklı hissetmek isterler, çok hissetmek değil!
O halde gülü koklayıp kokusunu hissetiysek; gece karasını tanyeri kızıllığına devrederek başladığımız güne, yüzümüzü ağaçların dallarından döktüğümüz çiğ taneleriyle ıslayıp, gözlerimizi güneşle açalım ve o güneşle gelen sevgiyi derin bir nefesle içimize katalım.
Sizlere bu gün veda ederken, içine sevgi kattığım selamlarımı, dualarımı gönderiyorum ve diyorum ki her birinizin gönül penceresinden ta buralardan seslenerek:
Yıldızlardan çaldığımız yaşamın sadeliğini güne katarak yarına neşe içinde ulaşmak, gelecek günleri yıldız sadeliğinde ve güzelliğinde geçirmek, geleceği güzelleştiren bu günün sevinçleri, düşleri, mutlulukları, özlemleridir diyerek; gününüz aydın, mutlu, huzurlu , sağlıklı olarak sevdiklerinizle birlikte geçsin. Dostluk, arkadaşlık her adreste yanınızda olsun…
Bugün kapınız sevmeyi bilen güzel insanlara açılsın, bugün telefonunuz güzel haberler için çalsın, bugün hep beklediğiniz ve düşlediğiniz güzel şeyler düş olmaktan çıkıp gerçekleşsin. Kazasız, belasız, açısız, dertsiz güzel bir gününüz ve hayırlı sabahlarınız olsun inşallah…
Atalarımızdan emanet aldığımız bu Vatanın sahipleri yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Hayatınıza anlam katan, güzel olan ve sizleri mutlu eden ne varsa hep hayatınızda kalması dileğiyle mutlu, umutlu, acısız, gözyaşsız, sağlıklı bir Perşembe günü dilerim.
Sevgiyle, sevdiklerinizle tüm kirlenmişliklerden uzak, mutlu gülen bir yüzle, sevin, sevilin, hayat sevince güzel… Gününüz aydın, mutluluğunuz daim, neşeniz bol, sağlığınız yerinde ve hayat ağacınızın dallarına asılacak, sevgiye giden yolda, gönlünüzce sevgi dolu günleriniz olsun…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#