Adem olarak doğduğumuz bu dünya hayatında tabi olduğumuz sınav aslında pişip olgunlaşarak insan olup erdeme varma ve önce kendini bulup tanıyarak, kendinde olan Hakki, layıkı ve hak ettiğince tanımak, bilmek ve ona abd (kul) olduğumuzu idrak edip, insan olma bilinç ve şuuruna erişmek içindir.
İşte Adem olarak doğup,insan olma surecimizde hal bu iken,o halde bir şeyi kayıp etmekten korkmayın. Çünkü insanın en büyük kaybı kendine olan yabancılığıdır. Ne zaman kendini gerçek manada bulursa o zaman başka nesneleri kaybetmeyi asla kendine dert etmemeyi öğrenir. İnsan kayıp etmekten illede sakinip, korkup endişe ve kaygı duyacak ise, bu haller bir nesneyi kaybetmek için değil,kendine kayip olan insanın kendini biran önce bulmasına yönelik olmalı. Ve insan kendine kayıp iken kendine ait olduğunu düşündüğü bir eşya yada nesneyi kayıp edip bunu bulmak için azami gayret içinde olursa işte asıl buna hayret etmek gerekir. Zira kendine en büyük yabancı olan insanın sergileyeceği bu tutum ve davranış hem kayıp hem de en büyük ayıptır. Ayrıca bu ö5yle bir ayıp ki bir taraftan insan kendine karşı utanır ayıp ettiğini düşünürken, diğer taraftan insanın bu halının diğer muhattabi ise kendisini yaratan yaratıcısına karşı olan ayıtır.
Onun için uzun lafın kısası gelin siz hem kendine en büyük yabancı ve kayıp olmayın hem de böyle olarak en büyük ayip eden olmayın. Ayıp da kayıbın içinde yer alması ne garip şey, sizce de öyle değil mi? Yoksa bu bir rastlantı, tesadüf veya sadece kelime oyunu mudur? Sizce bunlardan hangisidir ?
Vanlı Yazar Ebubekir Demir