İnsan, beşikten mezara ilim peşinde koşmak, öğrenmek kodlarıyla yaratılmıştır.
Beşikten mezara, 7’den 70’e ilim tahsili Allah’a ve Resulüne inanan herkese farz-ı ayindir.
“Her dem yeniden doğarız/Bizden kim usanası” sözüyle Yunus Emre sürekli öğrenmenin kişiyi halden hale taşıyarak sürekli yeni bir mertebeye taşıdığına vurgu yapmıştır.
Eğitim insanı olumlu yönde değiştirip, iyi halden daha iyi hale taşırken, eğitimsizlik, öğrenmeyi terk etme, iyi halden kötü hale, hatta daha kötü hale düşürmektedir.
Bir yerde sabit durmak insan için geçerli değildir.
Ya fıtratı üzerine kendisinden istenen ve beklenen makama, alay-ı illiyin tarafına, yüceler yüceliğine doğru dereceleri ilim, amel, ihlas ve ihsan ulaşacak; ya da esfel-i safiline aşağıların en aşağısı derekelerine yuvarlanacak, Kur’an-ı Kerim’in bel hüm adall=hayvandan daha aşağı çıkuruna düşecektir.
Filozof Heraklitos değişimin önemini “Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz” sözleri ile altını çizmiştir. Heraklitos’a göre evrende hiçbir nesne, nesnelerin hiçbir özelliği yoktur ki, değişmeden kalsın. Her şey bir başka şeyin yıkımı/ölümü sayesinde varlığa gelmekte ve daha sonra yok olup gitmektedir.
Etkili öğrenme de geçerli kural akıl ve kalbin el ele hareket etmesidir. Bilginin hem aklı hem de kalbi ve vicdanın tasdiki ile kaydedilmesidir.
“İngilizce ve Fransızca’da “kaydetmek” anlamındaki “record” fiili, Latince “kalp” anlamına gelen “cordis” kelimesinden gelir. Bu bir hikmettir. Çünkü gerçek öğrenme, ancak kalp akılla birleşince olur” tespiti Savaş Ş. Barkçin’e ait.
Bediüzzaman Said Nursi, “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder” sözüyle akıl-kalp-vicdan birlikte hareket ettiğinde en büyük nimet olan hikmet ve hidayetin kazanılacağına dikkat çekmiştir.
Muhammed İkbal’de “Batı kalbi, Doğu aklı öldürdü” sözleriyle insanın bir kuşun iki kanadı gibi aklı ve kalbi birlikte götürmesi zaruretine dikkat çeker.,
300 yıla yakın bir zamandır maddi galebesine rağmen, başta kendilerine derman olmamalarının sebebi aklı-kalbi ve vicdanı birlikte eğitmemeleri.
Sağlıklı birey, mutlu aile, huzurlu toplum için her bireyin 7’den 70’e, beşikten mezara akıl, kalp ve vicdanı birlikte eğitmesinden geçiyor.
Ve hepsinden önemlisi yaratıldığı özgünlük üzere, kendine has tarzıyla kulluğunu göstermek.
Taklitten uzak, özgün bir kulluk, emek ve zahmet istiyor, ama hikmete uygun olan bu.
Parmak izinden, göz bebeğine kainatın her tarafı özel ve özgün. Taklit israf sayılıyor bu alemde.
Öğrenir, eğitilir, yapar, yaşar kaydederseniz insanlarda, yaratıcımızda sizi kaydediyor ve kıyamete kadar kayıtlar üzerinden yaşamaya devam ediyor, ölmüyorsunuz.
Kaydedersiniz, kaydolursunuz!