Referandum öncesi esnafın isyanına Yıldırım el koydu.
Bir gün…
Yanlışın anlaşılacağı…
Gerçeğin dile getirileceği…
Haksızlığın giderilmesi için harekete geçileceği belliydi.
Konya’da, Kayseri’de, Muğla’da, Eskişehir’de ayrı…
İzmir’de aynı uygulama olur muydu?
Yasa-yönetmelik vardı ama…
Değişik görüşlerle, farklı yorumlanamazdı.
Nitekim…
Su faturalarının içine konulan katı atık bedeli Başbakan Binali Yıldırım tarafından gündeme taşındı.
***
Başbakan Yıldırım, “ Su fiyatı içindeki katı atık bedeli İzmir’de büyük sorun… izmirliyi kimseye soydurmam. Siz emeğinizle kazanıyorsunuz parayı, kimseye yedirmem. Gereğini yapacağız” dedi.
Gergin siyasetten olsa gerek…
Anlatımı “soygun” kelimesiyle ağır oldu.
Ama gerçekten ele alınması gereken konuydu.
***
Yaklaşık iki yıldır bu konuyu yazıyorum.
Yönetmeliğin yanlış yorumlandığını…
İllere göre değişik uygulandığını…
Birçok büyükşehirde alınmayan su faturalarındaki katık atık bedelinin İzmir’de yüksek fiyattan toplandığını.
Bir diğer gerçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun her fırsatta bu uygulamadan rahatsız olduğunu söylemesi.
Sadece “soygun” kelimesine takmış durumda.
Başbakan’ın “İzmirliyi soydurmam” sözünü, “ağır itham” olarak nitelendiriyor.
***
Konunun özüne gelirsek…
Su faturaları içinde yer alan katı atık bedeli, vatandaşın sırtına bindirilmiş yük.
Hele esnafın. Çünkü yüksek tarifeden su faturasını ödeyen işyerinin katı atık bedeli de fazla.
Aydın’da Başkan Özlem Çerçioğlu, iki yıl önce “ Ben bu yükü vatandaşıma yükletmem” demiş ve kaydırmıştı.
Sonra ilçelerin baskısı ve mahkeme kararı falan yeniden uygulamaya başlamıştı.
***
Su faturalarına eklenen katı atık bedeli, memleketteki 30 büyükşehir’in çoğunda alınmıyor.
İzmir’de ise rahatsız ediyor.
İlçe belediyeleri mecliste tarifeyi yüksek rakamdan onaylıyor, parayı İZSU topluyor, kuruşuna kadar ilçelere veriyor.
Yani…
Bu tahsilatta büyükşehir belediyesi, ilçelerin taşeronu gibi.
Tek kuruş almadan, maddi manevi işkenceyi çekiyor.
***
Referandum sonrası…
Katı atık bedeli, mutlaka yeniden gündeme gelecek ve çözüme kavuşturulacak.
Muhtemel kaldırılacak…
Abone vatandaş sevinecek…
İlçe belediyelerin havadan geliri elinden gidecek…
Büyükşehir rahatlayacak.
Başbakan verdiği sözü de tutmuş olacak.
Mutlaka bir denge sağlanacak.
***
Bunca zaman neden yapılmadı?
Orayı karıştırmayalım.
Belki referandum yarışı olmasaydı…
Esnaf odaları dillendirmeyecek…
Hiç kimse el atmayacaktı.
Sandık öncesinin böyle yararları vardır.
***
En çözümsüz sıkıntılar “oy” denilince, kolayca çözülür!
************