Kartal da Görüldü ki Beklenen İstanbul Depremi Türkiye’nin İpini Çekebilir….!!!
Altını çizerek başlamak istiyorum. Ülkemizde İmar ve Şehircilik eşittir ‘İlkellik’ ve ‘İllegalite’ dir. Deprem olmadı, sel gelmedi, İstanbul Kartal da dev bir bina kendi kendine çöktü, masum insanlar diri diri gömüldü. Haberlere bakılırsa tepesine 3 ruhsatsız kat ilave edilmiş bunlar da İmar Barışı ile aklanmış. Zemin kat ise ruhsatsız işletiliyormuş, Çevredeki binalar da benzer durumdaymış. Savcılık raporu bize bunları tam olarak anlatacak.
Kartal’ a neredeyse Kabine’nin tamamı geldi, C. Başkanımız, TBMM Başkanımız geldi, o şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayımız. Sayın Bakanlarımız, Valimiz orada, ah ah, vah vah..!!… Ancak olan canlı canlı gömülen masum vatandaşlarımıza ve ailelerine oldu. Peki sorumlular nerede, nerede kamu düzeni ve bina güvenliği, kaçak katları görmezlikten gelen yetkililer…? Tüm sorumluların yargılanmasını bekliyoruz. Malum bizde genellikle bir iki kişi göstermelik kurban edilir, konu kapanır.
Ancak İstanbul’un yaklaşık %70 si bu şekilde bir ayağı çukurda yaşıyor. Bir bina çöktü darmadağın olduk, peki muhtemel İstanbul Depremi’nde 50.000 bina çökünce ne olacak ? Ülkemizi dış güçlerin yardımlarına mı teslim edeceğiz ??? Bugünkü Dünyada kimse karşılıksız bir çöp vermiyor. Yardım diye gelip çökenler var, farkında mısınız.?
Bu acı olay bir kere daha gösterdi ki İstanbul da ciddi bir deprem sadece İstanbul’u yakmaz, Türkiye’nin ipini çekebilir.
İmar Barışı Türk Mimarlık ve Şehirciliği’ne yapılmış bir ihanettir. Sözde Barış ile aklanan ve paklanan kimi kaçak yapılar birer betonarme tabutturlar…
Oy ve parasal kaynak kaygısıyla aceleye getirilen bu son İmar Affı ayakta zor duran milyonlarca betonarme tabutu yasallaştırdı, yıkım karaları ve cezalar kalktı. Zaten bir kaç göstermelik operasyon hariç bu kaçak binalar Belediyelerimizin çeşitli bahaneleriyle yıkılamıyordu. İmar Barışı için Bakanlarımız ekranlara çıkıp şu kadar kişi başvurdu, şu kadar para geldi, hedeflerimiz tuttu şeklinde memnuniyetle bilgi verdiler. TV lerde İmar Barışı reklamları dönmeye devam ediyor, süre de uzatıldı. İmar barışı cezayı kaldırıldı ancak Kartal da ceza fena kesildi.
İmar Barışı sınırlı çıksaydı bende arkasında olurdum. Ancak çok geniş tutuldu, tarihi yapılar, özel koruma alanları, doğal, arkeolojik, kentsel sit alanları, sahiller, turizm merkezleri, riskli yapılar kapsam içine alınarak Türk Mimarlık ve Şehirciliği’ne büyük ve kalıcı bir darbe vuruldu. Bu yasayı çıkaran eski Bakanımız şimdi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday
C. Başkanımız Kartal ziyaretinden ‘buradan alacağımız çok dersler var ‘ dediler. Yaklaşık 20.000 kişinin canını malını götüren 1999 Körfez Depremi’n den sonar da böyle demiştik. Sonuç ne oldu ? Sonuç milyonlarca çürük ve çarpık yapıyı yasal hale getiren İmar Barışı oldu. Bu sözde barış ile Ülkemizdeki uyanık köşe dönmeciler bir kez daha ödüllendirildi, kamu düzenine saygılı vatandaş ‘enayi’ yerine konuldu. Bir de bu affolan kaçak binaların sağlamlığı yapı sahibinin sorumluluğuna emanet edildi. Adam sorumlu olsa zaten kaçak ve sakat yapı yapmaz değil mi Sayın Cumhurbaşkanım ?
Esastan topal İmar ve Şehircilik sistemimiz Kartal da çöken binanın altında bir kez daha ezilmiştir.… Türkiye Imar ve Şehirciliği bir trajikomik tiyatrodur. Benim de aday olduğum İstanbul Belediye Başkanlığı seçim afişlerini hatırlıyorum, ‘Aşkla Geliyoruz’ diye slogan yazan Başkan adayının aşkı herhalde beton ve rant aşkı olmalı ki İstanbul bu hale geldi..
Ben boşuna yazıp çizdiğimin farkındayım. Bu işler böyle geldi böyle de gider…Fransız düşünür Montesqieu nün dediği gibi biz bunu hak ediyoruz ve faturayı ödemeye devam edeceğiz, ama canımızla ama malımızla…
zeytinburnu.jpg
Kuşadası’nda Imar Barışı. Otelin sahibi Kuşadası Imar Müdürü..jpg
Tanıyana yeni Istanbul silueti.jpg
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp
Mimar Kentbilimci
Akıllanmıyoruz. Akıllanmayacağız da. Bugüne kadar büyük küçük hiç bir depremden DERS çıkarmadık, çıkarmıyoruz. Hele İMAR BARIŞI adı altında sırf para toplamak uğruna çıkarılan KANUNSUZLUK ile dediğiniz gibi binalar adeta toplu ölümlere mezar yapıldı. Kartal’a çöken binanın hemen yanındaki binalar yıkılırken kahroldum. Kum yığını adeta. Beton yok. Kalıp gibi düşmüyor, resmen kum yığını. İstanbullunun toplu ölüme göz yumulmuş. Nerdeymiş o mimar ve mühendisler, denetimciler. Nerdeymiş devlet? Yazık. Hala uyuyoruz. Para için canlar gidiyor
Halk devletin verdiği bu affa çok sevindi, bile bile yaptıkları yanlışlıkları çoluk çocuğunun ölüm fermanlarını imzaladılar… Bir apartmanla günlerdir uğraşıldı kurtarma için… Evet İstanbul depreminde tek başına kalkamayacağımız açık… Türkiye’nin ipi çekilebilir… Yılmayın lütfen yazmaya konuşmaya devam edin… Saygılar…