Kartala göre tavşan ne ise sizler için de rakip oyuncu odur. Issız vadilerde özgürce uçacaksınız. Kayalara yuva yapacaksınız. Sahada size çevre engel olmayacak. Harika kanatlarınızı açıp avınıza süzüleceksiniz.
Davranışını “Kartal” ile özdeşleştiren beden eğitimi öğretmeninin okulda ilk öğretim yılıydı. Öğretmen samimi ve sevecen davranışlarıyla ilgi çekiyordu. Beşiktaş semtinde büyüdüğü için “Beşiktaş” fanatiğiydi. Onun için öğretmene “Kartal” adını vermiştik. Daha sonra da yanına burun ekledik ve “Kartal burun” dilimize yer etti.
Arkadaş beden eğitimi öğretmenine ne isim takmıştık diye sorar. Kardeşim biraz düşündükten sonra “Kartal gaga” der. Kartal gaga ifadesine çok güldük. Kartal gaga okulda grip virüsü gibi yayıldı.
Kartal gaga uzun boylu atletik yapılıydı. Genç milli basket takımında oynamıştı. Sağlığına dikkat eder beslenmesine özen gösterirdi. Davranışları sakin ve pozitifti. Kimseye kızmaz ve öğrenciyi kırmazdı. Takım oyununu savunur, rakibe psikolojik baskı için neşeli olun, kendinize güvenin derdi.
“Basketbol zekâ ve mantık oyunudur, iyi olmak topa sevgiyle yaklaşım demektir. Yapamam kelimesini unutacaksınız. Güçlü ve azimli olacak, oynadıkça olgunlaşacaksınız.” Derdi.
Kartal gaga, derslerini açık sahada yapmak isterdi. Amacı zorluklara dayanıklı olabilmeyi başarmaktı. “Kendini görevine odaklamalısınız.” Derdi.
Gaga “Top ile pota arasında gidip geleceksin. Sinirlenmeyi kendine yaklaştırmayacaksın.” Derdi. Kartal gaganın maçtan önce yaptığı konuşmaları pek dikkate almazdık. O ise her şeyi ciddiye alır, yapılması gerekeni en iyi şekilde yerine getirirdi. Her sabah on kilometre koşardı. Dereye kadar gider gelirdi. Soranlara “Spor vücudu zinde tutar.” Derdi.
Konuşurken gözleri yaklaşan bulut kümesindeydi. Dalgalarla boğuşuyor gibiydi. Gaga çok duygusaldı. Okuyorsun, öğreniyorsun, koşuyorsun ve gelişiyorsun. Uzak ilde öğrencilerle baş başa kalıyorsun. Küçük bir bilgi kırıntısına tutunuyorsun.
Okuldan çıkmış, eve giderken yaşlı kadını yolun karşısına geçirmişti. “Beşiktaş’ta yaşamak.” Dedi hüzünle.
İlçenin basket takımını çalıştırır, arada balığa çıkardı. Basket sahasını olimpiyat ölçüsüne göre düzenlemiş fakat o gün yorulmuşlardı. Kargaların bahçedeki davranışlarına ve martıların da kargalarla mücadelesine bakınız. Açlıklarını gidermek için, gayretlerine dikkat çekmek istedi. Martıların da deniz kenarına kargaları yaklaştırmamaları önemliydi.
Antrenmanda saatlerce koşardık. Ter içinde kalırdık. En küçük bir isteksizliğimizi hissederse kızardı. Çalışanın önünü açardı. “Mezun olduktan sonra arkadaşların ikisi yurt dışında spor eğitimini sürdürüyor.” Dedi. Siz niçin gitmediniz diye sorduğumuzda kredi borcu olduğunu söyledi.
Öğretmen sınıfı ikiye ayırdı. İstemeyen ve rahatsız olanları oyuna almadı. İsteyen arkadaşlarla hocanın öğrettiği şekilde oynamaya çalıştık. Taktikleri uyguladığımızda sayı yaptık. Dediği gibi beyin, hareketleri kontrol ediyor ve topu potaya takıyor. Yüzümüz potaya dönük, konuşmuyoruz ve rakibimizi küçümsemiyoruz. Rakibi önce yokla ve saldır. Derdi.
Rahat koşuyoruz, stres yapmıyoruz. İstenmeyen harekete gülüp geçeceksin. İyi oyunun şartı neşeli olmaktır. Rakibin ayağını değil, kendi baş ağrını düşünmelisin.
Maçımız sona erdiğinde ağrımayan tarafımız kalmazdı. Sonraki derslerde ise uyuklardık. Haftaya yağmur yağsa da dereye kadar koşmasak ayrıca maç yapmasak derdik.
“Oyunda sanatçı gibi rolünüzü en iyi yapacaksınız. Avına göre yem takacaksınız.” Derdi. Yağmur çamur okulun sahasındaydı. Arkadaşlar ona kartal gaga çelik gibi derdi. Öğrencilerden biri ona size kartal gaga diyorlar demiş. Öğretmen olgunlukla karşılamış. “Gırgıra almasınlar yeter.” Demiş.
Yağmurlu günlerde sınıfta kalır ve beden eğitiminden konuşurdu. Top oyunu yaşanılan hayat gibidir. Hayattın acıları da bizimledir. Hatalı atacağın bir top maçın gitmesine neden olur. Telafisi mümkün değildir. Gücünü bildiğin rakip takıma yiğitlik taslamayacaksın. Başarısız olmak kalıcı değildir. Çalışır, hırs yaparsak sonuca gideriz. Her zaman disiplinli olmak şarttır.
Bizden sonraki sınıfta iki öğrenci doktor kontrolündeymiş. Özellikle basket oynamayacaklarmış Öğretmenin dikkatinden kaçıyor ve izinsiz oynuyorlar. Kartal gaga bir süre sonra iki öğrenciyi yerde uzanmış görünce yapılan hatanın farkına varıyor. Öğrenciler hastaneye kaldırılıyorlar. Arkadaşlardan biri kurtulamıyor. Olaydan öğretmeni sorumlu tutuyorlar. Herkes kartal gaganın lehinde konuşuyor.
Kartal gaganın tayini büyük şehre çıkarılıyor. Kartal gaganın gidişinden sonra anasız kalan kedi yavruları gibi sahamız söndü. Denizin neşesi kalmadı. Dereye kadar koşular kalktı. Sahalar öğrenciye gezi yeri oldu. Direkler paslandı ve potalar eğildi.
Spora gönül vermiş iki arkadaşımız kartal gagayı tayin olduğu okulda ziyaret ettiler. Kartal gaganın öncülüğünde çalıştılar ve yüksek okulu kazandılar. Kartal gaga, “Talihsiz bir olay o güzel yöreden çalışkan öğrencilerimden beni kopardı.” Demiş.
Kartal gaga milli maç için yapılan çalışmada arkadaşıyla çarpışmış. Fena hâlde yere düşmüş ve hastaneye kaldırılmış. Fakat kurtarılamamış. Olayı duyduğumuzda okul yasa boğuldu. Adına tören yapıldı. Beden eğitimi salonuna onun adı verildi.
Okul müdürü, öğretmen ve öğrenci temsilcileri kartal gaganın son yolculuğuna katıldılar.
Hasan TANRIVERDİ