Kars’ın 103 Kurtuluş Yıldönümü
Sevgili okurlarım, Serhat Kars’ın yetiştirdiği eğitimci yazar ve şair olarak, 30 Ekim 1920 günü Serhat Karsımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümünü olan gününü, sevinç ve mutluluk içinde kutlamaktayız. Aynı zamanda bu önemli kurtuluş gününü, Karslılarla birlikte, Karsın bir parçası olan Koçköy’ü halkıyla birlikte kutlanmasını sağlayan, Koçköy’ü Kültür Sanat ve Yardımlaşma Derneği Yönetimine teşekkür ediyorum.
Sevgili okurlarım, 42 yıllık esaretin 30 Ekim1920’de son bulması unutulur gibi değildir. Bu vesileyle Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşunu kaleme almış olmam, içimi ferahlatmıştır. Karsımızın yetiştirmiş olan bir aydın öğretmeni ve yazarı olarak, siz okurlarıma, Karsın geçmişten günümüze gelinceye kadar geçirmiş olduğu tarihine bir yolculuk yaparak, siz değerli okurlarımı bilgilendirmek istemiş oldum..
Sevgili okurlarım, Kars adının kaynağı olarak bakıldığında, Kars’ın kuruluşunu sağlayan Karsaklardan gelmektedir. Kars, Türkiye’deki en eski Türkçe söylenen bir il adı olması unvanına sahiptir. Kars M.Ö. 5000 yıllarında HURİLER tarafından kurularak, 4000 yılına kadar Huriler’in yönetiminde kalmıştır. Daha sonra dört bin yılında Urartuların istilasına uğramış, MÖ. 665 yılına kadar Urartuların egemenliğinde kalmıştır. MÖ. 665 yılında bu egemenlik son bulunca, İskitler tarafında ele geçirilmiştir. İskitler, Kars’ı MÖ. 145 yılına kadar yönetmişlerdir. Kars, MÖ: 145 yılından itibaren, Partlar’ın himayesi altına giriyor. Böylece Kars’ta KARSAKLI BEYLİĞİ kurulmuş oluyor. Bu Beylik, MÖ. 145 yılından başlayarak M.S. 430. Yüzyılına kadar Kars’ta hüküm sürmüştür. MS. 430 yılında Sasaniler’in istilasına uğrayan Kars, uzun süre Bizans ve Arap istilasına ve savaşlarına maruz kalmıştır. Kars, Sasaniler’den sonra 1071 Malazgirt savaşı sonrasında, Anadolu’da kurulan Selçuklu Devletinin egemenliğine girmiş oluyor. Selçuklu Devletinin yıkılması sonucunda, 1200 yılından kısa bir süre sonrası, 1239 yılında Moğolların istilasına uğramış ve 1406 ya kadar Moğol İmparatorluğu tarafından yönetilmiştir. Moğol Devletinde yıkılması sonrasında, bu kez de 1406 yılından 1467 yılına kadar Karakoyunlu Devleti, 1467 den 1535’e kadar Akkoyunlu Devleti himayesinde kalmıştır. 1535 yılında ise Osmanlı Devletinin genişleme dönemi sonrasında, bu kez de Osmanlı topraklarına katılmış oluyor. Osmanlı Devletinin Balkanlar’da başlatmış olduğu savaşın yenilgisi sonucunda, 1878 de, Ruslara savaş tazminatı olarak verilmiştir. Karslıların bu esaretleri 1920 yılına kadar devam etmiştir. 1917 de Bolşevik Devrimi sonucunda, Kars üç yıl Rusların konturu dışında kalınca, Ermeni ve Gürcü komitecilerin ağır tehditleri altında kalmıştır. Ermeniler, birçok köyü yakıp yıkıyor ve insanları öldürüp toplu mezarlara gömüşlerdi. Hele hele Kars’ın Subatan Köyünde meydana topladıkları bütün kadın ve çocukları öldürüp, topluca gömdüler. Bu durumun Ankara’da yeni açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Gazi Mustafa Kemal’e bildirilmesi üzerine Kars, geri alınması yönünde, Erzurum’da Bulunan üçüncü ordu komutanı Kazım Karabekir’e harekete geçmesi emri verilmiş oldu. Bu emir üzerine, Halit Paşa Komutanlığında hareket eden ordumuz, 30 Ekim 1920’de Kars’ı ermeni mezaliminden kurtararak, Türk topraklarına katmış oluyor. Böylece Kars’ın, 42 yıllık esaretten kurtarılarak, yeni kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Misak-ı Milli sınırları içine alınmış oluyor.
Sevgili okurlarım, bu yazımla sizlere Kars Cumhuriyetinin nasıl kurulduğu ve kuruluş çalışmaları hakkında bilgi vermek istiyorum. Karslılar, Ermeni ve Gürcü mezaliminden kurtulmak için, önce Milli İslam Şurasını, daha sonra da Cenub-i Garb-i Kafkas hükümetlerini kurmuşlardır. Kars Cumhuriyetin asıl adı, Cenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi’ydi. Yani Güneybatı Kafkasya Geçici Hükümeti olarak kurulmuştu. Ama Kars merkezli olduğu için ‘Kars Cumhuriyeti’ olarak anıldı. 1. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Kafkasya’dan geri çekilme kararı alan Rusya ile 3 Mart 1918’de Brest-Litvosk anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre Rusya, Güneybatı Kafkasya’dan, Anadolu’da işgal etiği Kars, Ardahan, Artvin ve Batum’dan çekildi. Böylece, bu bölge de hukuki ve idari bir boşluk doğmuş oldu. 9. Ordu Komutanı Yakup Şevki Paşa, Kars Mutasarrıfı Hilmi Uranla birlikte halkı örgütlemeye başladılar. Bu bölgede yeni bir devletin kurulmasının mutlak şart olduğunu belirterek, Ermeni ve Gürcü istilasına karşı, Kars’ı, Artvin’i ve Batum’u bu mezalimden kurtarmayı amaçladılar. İlk önce Kars’ta Milli Şura Hükümetinin kurulması için, bölgenin seçkin kişileriyle şura toplantısı yapıldı. Bu Şurada, Kepenekçi Emin Ağa ve Piroğlu Fahrettin Bey başkanlığında, Milli İslam Şurası olarak, 17- 18 Ocak 1919 gerçekleştirildi. 29 Ocak 1919 tarihlerinde ise Dr. Esat Oktay Bey başkanlığında yapılan 2. kongrede Milli Şura Hükümeti adı, CGKHMM (Cenubi Garbi Kafkas Hükümet-i Muvakkate-i Milliyesi) olarak değiştirildi. Cumhurbaşkanlığına Cihangiroğlu İbrahim (Aydın) Bey getirildi. Yapılan bu değişim sonrası, o gün yayınlanan Seda-i Millet gazetesinde, 18 maddelik anayasa yayınlandı ve yürürlüğe koyuldu. Çok kısa bir zaman içinde devletin kuruluş örgütlenmesini tamamladılar. Bu bölgede yeni bir devletin kurulmuş olması, dış mihrakların hoşuna gitmedi. Harekete geçirilen Fransız güçleri tarafından, yeni kurulmuş olan üç aylık Kars Türk Cumhuriyetinin kapısına kilit vuruldu. Cumhurbaşkanıyla birlikte beraberindeki heyeti ve Bakanları tutuklanarak sürgüne gönderilmiş oldu. Böylece o günün şartlarında kurulmuş olan Kars Cumhuriyetinin faaliyetine son vermiş oldu.
Sevgili okurlarım, O kara günlerden bu güne ulaşmanın mutluluğunu yaşayan Karslı hemşerilerimin 103. Yılı geride bırakarak Özgürlük bayramlarını kutluyor, Başta Gazi Mustafa kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarına ve gazi ve şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla aziz hatıraları önünde, saygıyla eğiliyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Halk Şairi