Dün sevgili Mihrican arkadaşım aradı: “Vaktin varsa, Ardahan Kültür Evi’nde kahvaltımız var… Katılarsan sevinirim…”
Sabah Esenyurt’ta bulunan Ardahan Kültür Evi’ndeydik.
Sevgili meslektaşlarımızla 28′inde gerçekleştireceğimiz kongre üzerine birbirimize takılarak bir sohbetten sonra, toplantının amacını öğrendik.
Kars, Ardahan ve Iğdır temsili eden STK temsilcileri, memleketlerinden seçilen milletvekilleri arasından tabiki (AK Partili) bir bakan olsun istiyorlarmış…
****
Nasıl birbirlerini ayrı görmediklerini, sevdiklerine dair, memleketlerinin nasıl da geri bırakıldığı sözlerini dinledik…
Ve inanın Anadolu’nun farklı yerlerinden olan hemşehrilerin çoğundan aynı benzeri sözleri dinlerseniz…
Çetin Altan’ın dediği gibi, “Türk’e Türk probagandası”nın benzeri olan hemşehrilerin birbirlerine “hemşehri gazlamalarını” dinledik…
Mutlaka ve mutlaka 7 milletvekili bulunan kısa adıyla KAI’dan bir bakan olmalıymış ve bunun için herşey yapılmalıymış…
Kamuoyu yaratılmalıymış, falan filan…
Ve bunu söyleyenlerin kimileri AK Parti’ye, kimileri CHP’ye, kimileri MHP’ye, kimileri HDP’ye oy vermiş hemşehrilerdi.
Yine işin özü unutulmuş, “bizden bir bakan olsun” diye yollara düşmüşlerdi.
Ne de olsa 3 kente bir bakan düşüyormuş…
Onlarda 3 kentin temsilcileri olarak bir tanecik bakan istiyorlarmış…
Ne de olsa bakan olunca hizmet geliyormuş!
Ne de olsa bakan olunca ihale alınabiliyormuş! (bunu söylemediler tabii…)
Gerçeği yalnızca gerçeği söyleyin… Hamasetten vazgeçin…
Hey Kars’dan, Ardahan’dan, Iğdır’dan seçilmiş 4 AK Partili milletvekilinden birinin bakan olmasını isteyen KAI’lılar…
Bakan olduğu zamanlarda kentleriniz büyüdü mü?
Bakan olduğu zamanlarda göç durdu mu?
Bakan olduğu zamanlarda kentleriniz bölünmekten başka ne işe yaradı?
Hani birbirinizi çok seviyorsunuz ya, kentlerinizin çıkarlarını düşünüyorsunuz ya…
Hadi cesaretli yanıt verin, hamaset yapmadan…
Korkmayın seslendirin…
Zamanında, Ardahan’ın il olmasına neden karşı çıkmadınız?
Neden Iğdır il olurken karşı çıkmadınız?
Kars küçülürken neden sessiz kaldınız?
****
Hadi biraz cesaret…
Hadi sorun “Ardahan’dan il olur mu?” diye
“Ardahan’a benzeyen tüm illerin il statütüsü derhal kaldırılmalı” deseniz ya…
“Ardahan ve Iğdır il olmaktan çıkarılsın” diye talep de bulunsanız ya…
“Kars yeniden büyük Kars olsun” diye talep büyütseniz ya…
“Hangi siyasetçilerin, hangi kasaba politikacılarının gazına geldik” diye özeleştiride bulunup, gerçeği söylesiniz ya…
Memleketinizi seviyorsanız, memleketinizin büyümesini, memleketinizin zenginleşmesini istiyorsanız hadi gerçeği söyleseniz ya…
Hamasete kapılmadan, birbirinize gaz vermeden…
Sadece gerçeği, gerçeği Allah için, ülkeniz için söyleseniz ya…
****
Hadi işin özünü konuşun…
2016 yılında yeni anayasa yapılacak bu ülkede…
Şimdiden talep büyütün…
Yerel yönetimlerin yetkileri büyütülsün…
KAI birleştirilsin…
Kent belediye meclisleri yerel parlamento olsun…
Kendi kararlarını kendileri alsın…
Adliye, polis dışında hizmetler belediyelere bağlansın…
Merkezi devlet küçültülsün…
Yerel yönetimler büyüsün…
Bakan tartışmasının aslında, “il, ilçe olsun” taleplerinden farklı olmadığını 500 binin altındaki illerin mutlaka birleştirilmesi, kaynak israfının önüne geçilmesi gerektiği, Ermenistan sınır kapısının derhal açılması, gümrüksüz bölgeler oluşturulması, Kars’ın turizm cazibesinin öne çıkarılması, (Kars eski kent merkezi, Ani harabeleri inanın yılda 1 milyon turist çeker… Alt yapı hazırlandığında) hayvancılık destek girişimlerinin artırılması gibi projelerin hayata geçirilmesini savunun…
****
Bırakın hamaseti…
Bırakın birbirinizi gazlamayı…
Hiçbiriniz memleketlerinize dönmeyeceksiniz…
Sadece nostalji yapacaksınız…
Siyasal olarak bu gazlamadan payınıza ne düşebilir zihniyetinden de vazgeçin..
Bulunduğunuz kentlerle bütünleşmeyi, kentlerinizde ki hemşehriliği büyütmeyi hedeflemeyi öğrenmeden söyleyeceklerinizin hiçbir önemi olmadığını anlayın…
****
Dünyayı sevmekten, vatanı sevmeyi, oradan doğduğunuz toprakları sevmeyi öncelik olmaktan çıkarsanız kurtulacaksınız hamasetten…
Sevin ancak samimi olun…
Bu memleket hepimizin değil mi?
Bakan Kars’dan olsa ne yazar, Bursa’dan olsa ne yazar…
Asıl olan yeni kurulacak iktidarın ülkeye ne katacağı değil mi?
Adil hizmet talebi değil mi esas olan…
Adil, ayrımsız yatırım talebi değil mi? Asıl olan…
Bırakın hamaseti…
Gerçekçi taleplerle ortaya çıkın…
Yırtın bölgesel milliyetçiliği…
Yırtın bizim orası, sizin orası taleplerini…
Asıl gerçeği talep edin…
Yerel yönetimlerin demokratikleşmesini…
Merkezi devletin kaynaklarının ve hizmetlerinin yerele doğru kaymasını savununun…
Merkezi devlet yetkilerinin yerele aktarılmasını savunun…
Hadi işin hamaseti ile uğraşmaktan vazgeçin…
Gerçeği yalnız gerçeği söylemeye çalışın…
Makus talihinizi ezber cümlelerle yenemezsiniz…
Bunları yapabilirseniz, tarihe geçersiniz…
Geçmişin hatalarını ortadan kaldırır, bugüne ve geleceğe yönelik sorumluluğunuzu yerine getirirsiniz…
İlleri bölmekten kurtulup birleştirmeyi-büyümeyi, kaynakların boşa akmasını değil yatırıma dönüşmesini savunursunuz…
Hadi biraz cesaret…
Ayrıntılara takılıp boşa kürek çekmekten kurtulup deryaları konuşursunuz…
Hamaset yerine ihtiyacı ve gerçeği konuşursunuz…
Ve bunları seslendirdiğinizde karşılığınız olur, anlamlı olur…
“Bizden bakan olsun” demeye başladığınız anda maküs talihinizi yenemezsiniz, kasaba politikacıları gibi kaderinizin devam etmesine katkı sağlarsınız…
Son söz: Farkında değil misiniz, birbirinize hamaset yapmaya başladığınızda, aynı şeyleri konuşmaya başladığınızda insanlar sizi dinlemiyorlar…
Sözünü söyleyen kalkıp gidiyor… Gidemeyenlerde ev sahibi olduklarından, kimileri ise utandıklarından yerlerinden kalkamıyorlar, fark etmiyor musunuz?
Not: Kim bu diye merak etmeyin… Söyleyeyim… Allah’ın Sinoplusuyum… Kars, Ardahan, Iğdırlı değilim… Ardahan, Iğdır ve Kars’ın muhteşemliğini yakından bilen biriyim… Bu memleketin bir çocuğuğum… Memleketimin her bir karışının birbirinden farkının olmadığın bilen bir vatandaşım… Bilesiniz istedim…
