Karışmaktan korkmadan, “o benim gibi düşünmüyor, ya farklı anlarsa beni” diye kaygılanmadan, kendi varlığını kabul ederek yaşamak ya da yaşamayı becerebilmek, beni daha ben yaptığı gibi aslında seni de özgür bırakıyor.
Ne çok korkuyor insan şu özgür olmak davranışından… Aslında birçok sıkıntılarımız da bu çelişkiden kaynaklanıyor. Yani bir yandan özgür olmayı isteyip bir yandan da özgürlükten korkmak… Hem yaşamda özgür olup, kendi yolumuzu kendimiz çizmek istiyoruz hem de yolumuzu çizmekten korkuyoruz. Aslında korkmuyoruz da toplum tarafından korkutuluyoruz. Sonra onun bunun benzer öykülerini dinleyip, ”yok yok ben de başaramam” diye vazgeçip, varolan, daha önceden çizilmiş kalıp çizimlerden birini alıp, kendi hayatımıza uyarlıyoruz. Böylece de kendimiz olmaktan, özgün olmaktan çok uzakta bir kişi olarak yaşıyoruz. Aslında yabancı birine ait bir yaşamı, kendimize uyarlamaya çalışarak yaşadığımız için de mutsuz oluyoruz.
Özgür olmak, sadece kendi kararlarımızı kendimizin vermesi değil tabi ki aynı zamanda bu kararların sonucuna da katlanma becerisini de beraberinde getireceğinden gerçek cesaret istiyor.
Cesaret edememek belki de çağımız insanının en büyük sıkıntılarından.
Bol maaşlı bir iş, iyi yaşamak, egosal ihtiyaçlar için çalışmak, iyi bir eş, bir ev, iki araba sahibi olmak ülkemiz insanının yaşamsal amacı oluğuna göre bu tek tip insan modelini önümüze koyan sizce kim?
Kendimizin farkında olmaksızın aktığımız bu sosyal nehir içinde yaratılan bu tek tiplikte hiç mi payı yok? Ayrıca sadece bu amaçlar uğruna yaşamanın.. birbirimize karşı duyarlılığımızı törpülediğini de… Hiç mi fark edemiyoruz?
Oysa karışarak yaşamak, ÖZGÜR fikirli ve ÖZGÜN kişilikli olup bizi ”ben” olmaktan ”biz” olmaya ve ”bir” olmaya da götürür… Çünkü kendini bulan insan yanındakini de bulacak ve ”biz” penceresinden bakacaktır… Bakarken de karışmaktan korkmadan, başkasından korkmadan, barışçıl bir şuurla birbiriyle KARIŞARAK… Birbirinden korkmadan yaşayacaktır.
Kaderci bir toplum olduk çıktık. Sormuyor sorgulanıyor kolaycılığı seçiyor ve tabuları yıkmak yerine daha da artırarak yaşama alanlarımızı kısıtlıyoruz. Çok haklısınız karıştırarak yaşamak daha doğrusu…
Karışmaktan kastım…birbirimizden korkmadan ayni düşünmedek te birbirimize karışarak …yani her durumda iç-içe sevgiyle yaşamayı becerebilmek…Eşen kalın