14. BÖLÜM VE 1. KISIM
Sigaramın Dumanı
İlkokula yedi yaşında başladım. O yaşta sigara içmek neydi bilmezdim. Ama ailemizde bir tek sigara içen vardı, o da büyük ağabeyimdi. Ben okuldan geldiğimde, beni yanına çağırır başımı okşar ve sevdi. Ben okulda geçirdiğim gün içinde ki durumu anlattığımda, bana aferin diyor ve artık okullu oldun, sen artık okuyup büyük adamda olacaksın dedi.
Bir yandan da elindeki sigarasını yudum yudum içine çekiyordu. Ara sırada dumanı burnundan dışarı vermekteydi. Bir gün sigarasını bana uzatarak hadi sende bir nefes çek, bakıyım çeke biliyor musun benim gibi?
Her gün bu hareketini yapıyor ve benim sigara içmemi istiyordu. Bense hayır diyor ve ben senin gibi içime çekmem, diyordum. Sonra içmesini de bilmem, deyip yanından ayrılıp gidiyordum.
Sanki benim okuldan gelişimi bekliyor ve her severinde aynı şekilde yanına çağırıp sohbet ediyordu. Ben ağabeyime yakalanmamak için başka yollardan eve geliyordum. Aradan bir kaç gün geçtikten sonra benim geldiğimi görünce tekrar yanına çağırdı. Okulla ilgili sorular sorduktan sonra, sana kırıldım biliyor musun?
Ben ne yaptım ki, bana kırıldığını söylüyorsun, dedim.
Daha ne olacak bir çekimlik sigaramdan içmedin de ondan, dedi.
İyi tamam maden bana kırılmışsın, şimdi bir çekimlik içersem kırgınlığın geçer değil mi?
Tabi geçer dedi.
İyi ver o zaman çekeyim, dedim.
Sigarayı iki dudağımın arasına yerleştirdikten sonra, çek işte şimdi, dedi.
Bende sanki o anı bekliyormuşum gibi, sigarayı derin bir nefesle içime çektim. O çekmemle birlikte öksürmeye başladım. O kadar öksürdüm ki, sesime annem geliverdi.
Bu kez de annem sitem etmeye başladı. Çocuğa iyi bakmıyorsun. İşte öksürüyor. Baksana üşütmüştür çocuk. Öksürmesinden belli soğuk almıştır galiba, dedi.
Ben bu sözlerine karşı, hayır bana sigara içirdin, ondan ötürü öksürdüm diyemedim.
Annem beni doğruca odasına götürdü, sobada sıcak süt kaynatarak içirdi.
O günden sonrada okula gittiğimde üstümü başımı düzenli olarak giydirip gönderdi.
İlk sigara içişim bende merak uyandırmaya başlamıştı. Her okul dönüşü, ağabeyimin beni beklediği çardağa gelip yanı başına oturuyordum.
O da benim yüzümü hafifçe dokunuyor ve ha işte böyle, benim gibi sigaraya alışıp öğreneceksin diyordu.
Üç beş ay sonrasın da tamamen sigara içmeye alışmıştım. Artik canım sigara içmek isteyende, ben onun yanına gidip sigara istiyordum. Amacına ulaşmış olmalıydı ki, artık sigaram yok demeye başladı. Benimse artık canım sigara içmek istiyordu.
Madem canın sigara içmek istiyor, git bakkaldan al getir. Sende iç bende içeyim. Bu kadar otlakçılık yeter demeye başladı.
Bir müddet annemden para almak için çeşitli yalanlar söyleyerek almış olduğum parayı sigaraya vermek durumunda kaldım. Sonunda çok ileri gittiğimden anlaşıldı. Para verilmez oldular. Bu arada ambardan gizlice buğday, un ve yün alıp bakkala götürmeye başladım. Götürdüğümün tutarının tamamına sigara alıp veriyordum. İlkokulu bitirinceye kadar, ağabeyime sigara almak bana kalmıştı. Elimi mahkum etmişti. Üzerimde sigara taşımaya korkuyordum. Ev de annem ve babamdan. Okulda da öğretmenimden korkuyordum. Okul bitinceye kadar durumu bu şekilde idare ettim. Ne zaman ki okul bitti, aldığım sigarayı O’na vermeden kendi cebime koymaya başladım. Bu kez de beni gördüğü yerde, benden tek sigara istemeye başladı. Eğer vermezsen sigara içtiğini babama söylerim diye beni korkutuyordu. O korkuyla durumu idare ediyor olmuştum. Bu korkum ta ki öğretmen okulunu kazanıp gidinceye kadar sürdü. Artık ağabeyi kardeş arasında sigara muhabbeti de bitmişti. Ne var ki ben o yaşlarda sigara kolik olup çıkmıştım.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair