6.BÖLÜM VE16. KISIM
Balatdanişment Köyünün yolu nasıl bataklıktan kurtarıldığı.
Hele yağmurlu geçen günlerde köyün yolu daha çok bozuluyordu. Bozulan bu yolu bu zavallı köylülerin kendileri onarıyorlardı. Arabaların başka geçiş yolu olmadığından, duruma müdahale edemiylerlrı bırak, yolumuzu bozuyorsunuz da diyemiyorlardı. Dahası seslerini de çıkarabiliyorlardı. Toplumcu yetiştirilmem ve okuduğum eserlerin beni fikir ve düşüncemi zenginleştirmesinden olsa gerek, her hususu mantığına uygun düşünüyordum. Yol hususunda da düşüncemı halka anlatmaya karar verdim. İlk olarak heyeti toplantıya çağırdım. Heyete dedim ki, gelin bu maden çeken araba sahibinden yolumuzu bozuyorsunuz deyip, köy içi yolunu bozma bedeli isteyenin. Veya köyümüzün giriş ve çıkışını taşla döşeyin diyelisiniz, dedim. Heyetten birisi bu düşünceme karşı çıktı. Ama diğer dördü, öğretmen bey doğru diyorsun, ama biz bunu nasıl yaparız dediler.
Tamam, ben bu geçe biraz düşüneyim, yarın ola hayrola. Şimdi gidin yarın tekrar toplanırız deyip heyeti gönderdim. O gece Orhaneli Kaymakamlığına geniş kapsamlı bir şikâyet dilekçesi yazdım. Pazar günü tekrar heyeti toplayarak yazdığım dilekçenin mahiyetini anlattım. Bu düşünceme itirazları olmadı. Biz şimdiye kadar bu yol yüzünden azap çektik. Çok doğru bir tespit yapmışsınız. Durumu Kaymakama şikâyet etmekte fayda var dediler.
Pazartesi günü muhtar heyetiyle birlikte dilekçiği götürüp kaymakamlığa verirler. Kaymakam da, gerekli incelemeği yaptıracağını sonrasında size bilgi veririm deyip, heyeti gönderiyor.
O hafta hiç beklenmeyen bir yağmur yağdı. Öyle bir yağmur yağdı ki, toprak olan yol tamamen çamura döndü. Bu yoldan geçen krom yüklü kamyonlar, yolu yarım metre yara yara köy içini de dağıtarak geçip gittiler.
Benim düşündüklerimle örtüşen bir fırsat doğmuştu. Olur ya köyün yolunun kaymakamlıkça keşfi yapılır diye, bozulan yolu düzeltmesine izin vermedim. Heyeti acilen kaymakama gönderip, keşif istedim. Bu isteğimiz üzerine Kaymakam hemen iki kişiyi görevlendirerek, şikâyetin aslının var olup olmadığını dair bir rapor tutmalarını istiyor.
Görevlendirilen memurlar köy yoluna ve köy içine gelerek keşiflerini yapmaya başlıyorlar. O sırada heyeten bir kişi bana gedi ve durum vaziyeti bildirdi. Bende hiç vakit kayıp etmeden gelenlerin yanına giderek, kendimi tanıştım tanıttım. Sonrasında. Bu insanların yıllardı yolla ilgili azap çektiklerini rapor etmelerini rica ettim. Yazık değil mi bu insanlara, nasıl bir eziyeti çektiklerini bir düşünün ve ona göre rapor edin, dedim.
Memurlar beni dikkatlice dinledile., Sonrasında, peki öğretmen bey siz nasıl bir çözüm düşünüyorsun, dediler.
Çok kolay, köyün girişnden çıkışına kadar olan mesafeyi öçün, dedim.
Onlarda ölçtük 1100 metre dediler.
Tamam, o zaman bu yola ne kadar kum, çakıl ve taş döşemesi ve yolun düzeltilme işlemini yapsınlar. Böylece yol yapılmış olur ve köylüden, perişanlıktan ve bataklıktan kurtulur dedim.
Benim anlattıklarımı kendilerine uygun dille aynen rapor ettiler. Ancak bu iş bizi aşar, teknik heyetin gelmesi gerekir, dediler. Buna da Sayın Kaymakam karar verir. Biz raporumuzu Kaymakama sunacağız, muhtarda bizimle gelsin, deiler.
Bu keşif sonucu, Muhtarda gelen memurlarla bilirikte gitti. Kaymakama sonucu tekrar anlatıyor. Kaymakam memurların sunmuş olduğu raporu okuyunca, muhtarı haklı buluyor. Hemende muhtarla birlikte karayollarından bir tekniy elaman görevlendirerek, köye gitmelerini ve maliyet hesaplamasını yapılmasını istiyor. Köye gelen teknik elamanlar gerekli ölçümleri yapıp tamamladıktan sonra, kaymakama gerekli olan raporu sunuyorlar.
Rapor Kaymakama sunulduktan sonra, Kaymakam’da yapılan şikâyet üzerine, yaptırmış olduğu araştırma ve inceleme çalışmaları, Krom madeninin işletmecisini çağırtarak, verinen zararın telafisini söylüyor. Aynı zamanda yaptırmış olduğu tesbpit sonucunu tebliğ ediyor.
Kaymakamın yaptırmış olduğu çalışmaların olumluluğu doğrultusunda, krom madeni işletmecisi olan şahıs köye geldi. Yol parası nereden çıktı diye köylüğe sitem etmeye başladı. Şimdiye kadar böyle bir şey yoktu. Kim size bu aklı verdi, deyip bağırıp çağırdı. Muhtar benim adımı vermiyor ama, yolun bu şekle getirmeniz bizleri canımızdan bezdirdi, diyor.
İsterseniz sizinle anlaşır işi katatırız, dediten sonra, yani bir kereye mahsus on bin lira verin, biz de yolumuza taş döşeyelim. Böylece sizde rahat edin, bizde rahat edelim.
Maden işletmecisinden, istemiş olan on bin liraya itiraz ediyor. Böyle bir para asla ve asla size vermem ve vermem deyip gidiyor.
Maden işletmecisinin bu inadı ve tutumu üzerine, Orhaneli Kaymakamlığa yeni bir dilekçe daha yazdım. Dilekçenin konusu, krom madeni işletmecisinin tavır ve tutumuydu. Çok uygun şartlarda heyetin istemiş olduğu on bin liraya itirazıydı. Bu itirazı şikâyet dilekçesiyle bildirdim. Artık tutar bir taraf yakalamıştım. Mutlaka bu işin sonunda belli bir para alınacaktı.
Kaymakam bu haklı istemimizin bu kez tebliğini bizzat jandarma marifetiyle, bu kezde ocak sahibine de bildirdi. Bu bildirim üzerine, ocak sahibi de devraya girerek muhtarla anlaşma yoluna girdi.
Nakliyecinin ve ocak sahibinin göndermiş olduğu yol yapım mühendisleri köye gelerek, gerekli çalışmaları yaptılar. Çıkarmış oldukları masrafların bedeli hakkında bizi bilgilendirmiş oldular. Bu çıkan bedel, bizim istemiş olduğumuz on bin liranın üstünde bir bedeldi.
Aradan geçen bir haftalık bir zaman sonrasında, ocak sahibi ve nakliyeci köye gelerek, yolun kendi kontrollerinde yapılması kaydıyla, düzenlenmiş olduğu sözleşmeği karşılıklı olarak imzalıyalım dediler.
DEVAM EDECEK
Mürsel ADIGÜZEL
Eğitimci Yazar ve Şair