23 Mart Ege’de baharın en güzel günlerinden birisi. Doğa coşmuş. Yolum Mazı’ya düştü. Aşağı Mazı Ilgın Koyu’nda denizin dalgaları kıyıya vuruyordu. Kıyının üst bölümünde tarlalarda mor başlı bitkiler topluca oyun oynuyorlardı. Eğildim. Selam verdim. Karabaş otu denizi izliyor, rüzgarı selamlıyordu. Kucak dolusu topladım. Geriye döndüm baktım. Hiç eksilmemiş gibilerdi. Tabiat anaya sordum “bu nasıl bir cömertlik?” Etrafıma dönüp baktım önümden bir çift kelebek geçti. Sessizliğin sesi yanıtını vermişti.
Çayına bal ve limon karıştırıp içebileceğiniz bir çeşit “şifalı” ot.
Kendiliğinden yetişen bitkidir. 45-50 cm yükseklikte, tüylü, kuvvetli ve hoş kokulu, çok yıllık bir çalımsı bitki. Baharda açan mor-siyah çiçekleri vardır. Taze çiçekleri o kadar yoğun ve hoş kokulu ki, sıcak
suda demleyip içtim. Bir veya iki baş karabaş çiçeğini yapraklarıyla birlikte sıcak suda haşlayıp içtiğiniz zaman bir yandan rahatlatıcı, bir yandan ağrı kesici, bir
yandan antiseptik, bir yandan sinirlere iyi gelen bir bitki olduğunu öğrendim. Ege Bölgesine bahar erken geliyor. Diğer bölgelerde haziran-temmuza kadar çiçek açar ama en güzel çiçekler mayıs gibi oluyor. Antialerjik bu bitki sinüzit tedavisinde, astım, bronşit gibi hastalıkların tedavisinde kullanılır.
Halk arasında beyin süpürgesi olarak da biliniyormuş.
Sağlıcakla kalın…