Etli kemikli yemekleri şimdilerde yemek biraz zorlaştı. Bilim ve teknoloji konuları ile zaten her zaman haşır neşirim. Yine demin bazı konulara dalmışken aklıma birden Keşkek yemeği geldi. Tokat‘ta da bilinen bir yemektir. Aydın‘a geldiğimde bir şey öğrenmiştim; burada her yıl Keşkek festivalleri filan yapılırmış.
Neyse. Keşkek yemeğinde iri kemikler de olur. O kemiklerin ilikleri de hüpletilirdi yemek yenirken. Lezzeti âlâ, şifası âlâ.
Bazı bilimsel ve teknolojik gelişmelerin, farklı kulvarlarda farklı şirket ve kişilerce gerçekleştiriliyor gibi görünmesine rağmen, aslında bir yerde birleştiklerine şüphe yok. Üç ana gelişmeyi zihnimde topladım. Bunu yapay zeka uygulaması olan OpenAi‘ye de sordum. Geçen yazılarımda dediğim gibi; yapay zeka ile kafa kafaya verdik. Bu gelişmeler insanların-veya insanlığın kemiklerindeki ilikleri mi hüpletecek minvalince bir soru sordum.
Bilim ve teknolojideki bilinen ve bilinmeyen gelişmeler insanlık için birçok fırsat sunarken aynı zamanda geleceğe yönelik endişeleri de beraberinde getiriyor. Nörolink adlı, insan beynini bilgisayara bağlama projesi, metaverse ve karma gerçeklik gözlüğü uygulamaları gibi teknolojilerin birleşimi, distopik bir geleceğin habercisi olabilir. Bu makalede, bu üç teknolojiyi bir araya getirerek, bizi karanlık bir yarı gerçeklik dünyasına sürükleyebilecek olası bir senaryoyu inceleyeceğiz.
1. Nörolink: Beynimizi Dijital Dünyaya Bağlamak
Nörolink, insan beynini doğrudan bilgisayara bağlamayı hedefleyen bir girişimdir. Beyin ve bilgisayar arasında kurulan bu arayüz, düşüncelerimizi doğrudan dijital bir düzlemde işlemeyi mümkün kılabilir. Potansiyel olarak, beynimizin kapasitesini genişletebilir ve becerilerimizi sınırsız bir şekilde artırabilir. Ancak, bu teknolojinin distopik yönü, kişisel gizlilik ve etik sorunlarına yol açabilir. Verilerimizin izlenmesi, beyinlerimizin hackerlar tarafından ele geçirilmesi ve kimliğimizin sızdırılması gibi riskler gelecekte bizi bekleyen tehlikelerden sadece birkaçıdır.
2. Metaverse: Sanal ve Gerçek Dünyanın Birleşimi
Metaverse, karma gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojilerinin birleşimiyle ortaya çıkan geniş ve paylaşılan sanal dünyadır. Bu sanal dünya, gerçek dünyayla iç içe geçerek insanların sosyal etkileşimlerini, eğlencesini ve iş yaşamını dijital bir platformda deneyimlemesini sağlayacaktır. Ancak, metaverse’in distopik yönü, gerçeklik ile sanal dünya arasındaki sınırın silikleşmesine ve insanların gerçek dünyayı terk ederek bağımlı bir şekilde sanal dünyada yaşamaya başlamasına neden olabilir. İnsanların sanal kimliklerinin gerçek kimlikleriyle bütünleşmesi ve gerçeklikten kopmaları, toplumsal ve psikolojik sorunlara yol açabilir.
3. Karma Gerçeklik Gözlükleri: İki Dünyanın Bütünleşimi
Karma gerçeklik gözlükleri, sanal dünya ile gerçek dünyayı birleştiren ve kullanıcılarına zengin bir deneyim sunan bir teknolojidir. Bu gözlükler, metaverse içinde daha yoğun bir şekilde var olmamızı sağlar ve dijital dünyayı gerçek dünyayla daha da iç içe geçirir. Ancak, karma gerçeklik gözlüklerinin distopik yönü, insanları gerçek dünyanın sıkıcılığından kaçmaya teşvik edebilir. Sanal dünyada sonsuz olanaklar olduğunu düşünerek gerçek dünya ile bağlarını koparan insanlar, sosyal izolasyon ve asosyal davranışlar gibi sorunlarla karşılaşabilir.
4. Yapay Zeka: Gücün Kıskacında
Bu distopik senaryonun ortak gücü, yapay zekanın hükümranlığı olacaktır. Nörolink, metaverse ve karma gerçeklik gözlükleri, yapay zekanın etkinliğini ve etkisini artıracak veriler sağlayarak onun egemenliğini besleyebilir. Yapay zekanın nesneleri, kişileri ve hatta düşünceleri kontrol etmesi, insanların özgürlük ve bağımsızlık duygularını tehdit ederken, insan doğasının ve özgünlüğünün yitirilmesine yol açabilir.
Sonuç
Nörolink, metaverse ve yapay zeka teknolojilerinin birleşimi, distopik bir geleceğe dair endişeleri tetiklemektedir. Bu teknolojilerin yanlış kullanımı veya kötü niyetli aktörler tarafından ele geçirilmesi, insanlığı sanal ve kontrol edilemez bir dünyaya sürükleyebilir. Bu nedenle, bu teknolojilerin geliştirilmesi ve uygulanmasında gizlilik, etik ve toplumsal değerlerin göz önünde bulundurulması hayati önem taşımaktadır. İnsanlık, bu teknolojilerin olumlu yönlerinden yararlanırken aynı zamanda geleceğin tehlikelerine karşı bilinçli bir şekilde adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, distopik bir geleceğe doğru tehlikeli bir yolculuğa çıkabiliriz.