Aradan kocaman bir üç yıl geçmiş…Zamanın yıpratamadığı, Asrın mûsibetlerinden biri olan 15 Temmuz darbe girişimi unutulmasın.
Kendimden birşey katmadan, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanarak, Yurt içi ve Yurt dışı camilerinde hutbe olarak okutulan muhteşem bir eser aynen böyle:
15 TEMMUZ
Aziz Müminler!
Bundan üç yıl önce ülkemiz büyük bir badire atlattı. Suret-i haktan görünerek yıllarca insanımızın imkân ve değerlerini istismar eden FETÖ, en sonunda vatanımıza, istiklal ve istikbalimize kastetti. Tarih boyunca nice ihaneti feraset, cesaret ve fedakârlığı ile aşan milletimiz, Allah’ın yardımıyla bu işgal girişimine de geçit vermedi. Bugün, bir kere daha millet olarak Yüce Rabbimize sonsuz hamdimizi ve şükrümüzü arz ediyoruz.
Kıymetli Müslümanlar!
15 Temmuz gecesi milletin meclisini yıkmaya, gençlerimizi ve geleceğimizi esarete sürüklemeye çalışanlar, bunu din kisvesine bürünerek yaptılar. İslam’ı anlatıyor, dine davet ediyor, ümmete hizmet ediyor gibi görünürken aslında fesada çalıştılar. Böylesi bozguncuların hali Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz!’ derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.”[3]
Değerli Müminler!
Islah adı altında yapılan bozgunculuktan, fitne ve fesattan daha büyük tehlike olabilir mi?
Peygamber Efendimiz “Bizi aldatan bizden değildir.”[4] buyurmuştur. Öyleyse din adına aldatmaktan, işgal ve istismardan daha büyük suç olabilir mi?
Unutmayalım ki, kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlülük, yalan, tehdit ve şantaj gibi yöntemlerle ayakta kalan FETÖ, asla İslami bir yapı değildir.
Rüyalarla, gizemlerle, sinsi planlarla sözde ılımlı bir İslam kurgulamaya çalışan FETÖ, bir terör şebekesidir.
Aziz Müminler!
Kur’an ve Sünnete aykırı düşen hiçbir bilginin dini değeri yoktur. Sahabe neslinden günümüze kadar Müslümanların çoğunluğu tarafından takip edilen mutedil ve müstakim yolun dışında kalan anlayışlar sapmadır.
İslam’a göre, Peygamberimizden başka “masum ve tartışılmaz” bir otorite yoktur. Dolayısıyla mümin, aklını, iradesini ve kişiliğini körü körüne bir başkasına teslim edemez.
Müminler ancak kardeştir. Kibirle, riyayla, fesatla, iftirayla ümmetin birliğini zedelemek, tefrikaya kapı aralamak asla kabul edilemez.
Aziz Müslümanlar!
15 Temmuz’u anarken, ihaneti anlayalım ve üzerimize düşen sorumlulukları bir daha hatırlayalım. Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde, Sevgili Peygamberimizin sünnetini model alarak yaşayalım. Dini kendi menfaatleri için kullanmaya çalışanlara fırsat vermeyelim. Yüzyıllardır topraklarımızda oluşan ve dini hayatımızı ayakta tutan Anadolu irfanına sahip çıkalım.
15 Temmuz’da yaşadığımız acı tecrübeyi bir daha yaşamamak için dinimizi, dilimizi, ırkımızı, yaratılıştan gelen zenginliklerimizi istismar etmek isteyenlere karşı uyanık olalım. Ülkemizi fitne ve fesada sürüklemek isteyen nifak hareketlerine hep birlikte engel olalım. Birbirimizin varlığını kendi varlığımız, hukukunu kendi hukukumuz, iffetini kendi iffet ve izzetimiz sayalım. Huzur, güven ve kardeşliğimizi zedeleyebilecek davranışlardan uzak duralım. Birlik ve beraberliğimizden ödün vermeyelim.
Devletimizin ve milletimizin bekası, ümmet-i Muhammed’in selameti için çocuklarımızın sahih dini bilgiyi, doğru yöntem ve metotlarla, ehil kişilerden almasına özen gösterelim. Onları kime emanet ettiğimize, kimlerle arkadaşlık ettiklerine, vakitlerini nerede harcadıklarına, din adına ne öğrendiklerine dikkat edelim.
15 Temmuz’un yıl dönümünde vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, yaralarını bir istiklal madalyası gibi şerefle taşıyan gazilerimizi her daim minnet ve şükranla anıyoruz.
[1] Yunûs, 10/17.
[2] Muvatta, Kader, 3.
[3] Bakara, 2/11, 12.
[4] Müslim, Îmân, 164.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Bir kitap özelliğinde bu Hutbeye gönülden kopan bir şiir de ben ekleyeyim:
ONBEŞ TEMMUZ KARA GÜN…
Kalk ayağa, düş yola, yollarda verme mola,
Birlikte hep kol kola, sevgiler kalbe dola,
Aldırma Sağa/Sola, haydi uğurlar ola,
Şerler değil, hayrola, belâyı yükle sala.
DÜN BİZİM, YARIN BİZİM, GELECEK OLSUN BİZİM,
BU VATAN HEPİMİZİN, DARBEYE VERME İZİN.
Nefret ateş,kin salar, Zalim/Mazlum da yanar,
Sevinir yarasalar, içtiği kana kanar,
Kayıbı arasalar, dost, yâren kimi kınar,
Zülüfler tarasalar, ayakta ulu çınar.
NEFRET/KİN/GAREZ YAKAR, KARDEŞLİĞİ KALDIRIR,
DÜŞMAN KENARDAN BAKAR, FIRSAT BULSA SALDIRIR.
Hak dengeler kurulsun, ayarlar bozulmasın,
Akan sular durulsun, coşkular azalmasın,
Divanda oturulsun, tuzaklar kazılmasın,
Hesapları sorulsun,yalanlar yazılmasın.
ADALET MÜLK TEMELİ, ADALETLİ OLMALI,
HAK SAHİBE VERMELİ, BEKLEYENLER ALMALI.
Neler gördük yaşadık, Tarih ibretle yazar,
Zor olanı başardık , kanaatsiz hep azar,
Yeri geldi kuşandık, ibret ile et nazar,
Emir gelse koşardık, savaş yanında hazar.
MAZİYİ BİLMEZ İSEN, GELECEĞE YÜRÜME,
DOLU OLMASA KESEN, MENFAATTE SÜRÜNME.
Maddeye olma esir, tek kanatlı kuş uçmaz,
Paydası eşit kesir, bilen gözlerden kaçmaz,
Kim istemez ki mesir, zengin varlığın açmaz,
Olursan müteessir, kimse sana yanaşmaz.
PARA ARACI OLSUN, GAYE OLURSA KOY KAÇ,
TERLESİN, PARA BULSUN, GAYRET KAPISINI AÇ
Cihad-ı İman varsa , zafer mukadder olur,
Zulüm Arş’a çıkarsa, mazlum olan kurtulur,
Damardan kan akarsa, şehit elde tutulur,
Aşk meşâle yakarsa, Derd-i Gam unutulur.
ASIRLAR ÖTESİNDEN, CİHAD ZAFERİN ADI,
ÂHENKLER BESTESİNDEN, GÖRDÜ BU MİLLET TADI.
Millȋ Birlik sönmesin, Cihat ruhlarda bayrak,
Yiğit geri dönmesin, Millet elinde sancak,
Bu heyecan ölmesin, zafer netice ancak,
Vatanımı bölmesin, Ebet bizim olacak.
KEMÂLİ KENDİNE DÖN, KÂBE’DİR KIBLEDE YÖN,
ONBEŞ TEMMUZ KARAGÜN, KATRANLI KANDİLLER SÖN!