Tatilin son günü okula dönüyorlardı. Hava kararmış korkunç bir hâl almıştı. Kardeşine sabaha kalalım, yarın gidelim. Yarım gün kaybımız olur, yolda fırtınaya yakalanırsak, zorluk çekeriz, dedi. Kardeşi ağız burun eğdi “Resim öğretmeni dersten kaçıyorsunuz. Kızıyor ve notu düşük veriyor,” dedi.
Yüklerini sırtladılar, botlarını giydiler ve yola çıktılar. Pazar günleri zaten az sayıda geçen arabanın böyle bir havada ise geçmesi mümkün değildi. On kilometreye yakın yürüyeceklerdi. Yol uzadıkça, yükleri ağırlaşmış ve omuzları kesilmişti.
Yolu yarıladıklarında dolu yağışı başladı. Fakat normal bir yağış değildi. Bir anda yol beyaza büründü. Göz gözü görmez oldu. Ağabey, “Durmayalım yürüyelim.” Gökyüzü yaklaşmış taşıdığı ne varsa bırakıyordu.
Gökyüzü kaybolmuş kar, sis gibi çevreyi görünmez hâle getirmişti. Yoğun yağış soluk alma zorluğu çektiriyordu. Ağabeyi; “Ağzını burnunu kapat. Bir an önce sahile inmeliyiz. Sahilde böyle bir fırtınanın olacağını sanmıyorum,” dedi.
Sahilde de kar vardı fakat fırtınaya dönüşmemişti. Yollarda kimsecikler yoktu. Dalgalar kar yağışına dur demişti.
Ağabey yarın okullar açılmaz, ödevlerimizi yaparız dedi. Sahil yolunda yere yığılmış hâlde yatan, nineyi önce tanımadılar. Sonra bunun köylerinden “Yanık nine” olduğunu fark ettiler. Yanık nine, sepetin ağırlığından yere yığılmıştı.
Ninenin yanına vardılar, kolundan tutup kaldırdılar. Karlarını silkelediler. Nine “Ayağının burkulup düştüğünü” söyledi. Ninenin yüzü kül rengine dönmüştü. Soluğu sıklaşmış ve tıkanmıştı. Nineye seni evine bırakalım dediler. Evi yola yakındı ve bırakıp tekrar asfalta indiler. Ninenin duası onlara yetmişti. Nine ellerini yüzüne kapatıyordu. Gözleri küçülmüştü. Sırtı iyice kamburlaşmıştı. Yüzü kırışmış nerde ise bir kaşık kadar kalmıştı.
Nine “Tuz vapuru kıyıya yanaştı,” dedi. Nine takıntılı bir bilgiyi atıyordu. Hayatının önemli bir olayı zannediyordu. Olayı, beyninin değerlendirmesi normal değildi. Yola düşmesinin gemiyle, tuz ile ne ilgisi vardı. Aklı ile duygusallığı arasında bir ilgisizlik, bağ kopukluğu oluşmuştu.
Nine bir süre daha kendine gelememişti. Aklını kullanamamış ve saçmalamıştı. Nine kar yağdığını bile hatırlamıyordu. Düştü kalktı ve evine vardı. Ağabey nineyi bıraktı ve başardığını zannetsin ve mutlu olsun diye eve seslenmeden geri döndü.
Yaşlar kemale erse de Nine başardığını zannetti.
Güçsüzlük yaşantınızda etkili olsa da ne kadar önemsiz olursak olalım, oynayacak küçük bir oyunumuz ve söylenecek bir sözümüz vardır.