Kuru bir ayaz ve incecikten kar serpintisi, göz açtırmadı ve durağa zor varabildim. Az sonra gürültülü otobüs geldi. Yalnız üç durak sonra yanlış bindiğimi anladım. Halbuki gürültülü otobüs, her zaman bizim semte giderdi. Fakat bu şartlarda inmek mi yoksa kalmak mı sorusu arasında kaldım.
Aynı otobüsle, geri dönerim, diye yoluma devam etmeyi düşündüm. Hata mı hata, fakat evraklar beklesin, diyorum.
Kar beni beyaza boyadığı halde, iş yerine kadar yürüdüm.
Dikkatsiz adımlar, zor anlar yaşamama neden oldu. Aklını öne almazsan hata üzerine yaşarsın. Bu durumda, karlar buz olup çıkar. Buz üzerinde yürümek, kolay değildir. Dikkatli olup yanlışa düşmemelisin. Yapılan yanlış geçerliyse, kolaylıkla yönünü bulursun. Geçerli değilse, geri dönüşüm zor olacağı için saatlerini boşa harcarsın.
İş yerinde aranacaksın. Geç kalmazdı, bugün ise gelmedi. Hastane ve karakol gibi yerlerde mi? Diye soracaklardır. İşin içinden çıkmaya çalışacaksın. Bunun için, olayı yalana bağlamak zorunda kalacaksın.
Yaşadığın olayda, rüzgâr kesildiği halde, yoğun kar yağışı devam ediyor. Böylece kendi havasında kar fırtınası yaşıyoruz. İşe gitmek zorlaştığı için, otobüste bekliyoruz.
Kar bu gidişle çevreyi esaret altına alacaktı. Tutarsızlık göstermeyip iş yerine gidenler olacaktı. Fakat yolda kara batıp çıkması kişiyi kurtarmayacaktı.
Bu durumda yapılan hata, çeşitli yıkımlara neden olabilir. Fırtınaya esir düşmen, herkesi etkiler. İş çevren evden çalışsaydı, niçin dışarı çıktı, diyecekti. Dışarıya çıkmak marifet değildir. Çünkü kar yükselmiş ve yürümek zorlaşmıştır.
Dışarıda kimse yokken senin karda yürümeye çalışman iyi karşılanmazdı.
Kar serpintisi fırtınaya dönüşmüşken, olaya özen göstermek gerekirdi.
Hasan TANRIVERDİ























