Üşüyen ellerimiz mi?
Yoksa yüreğimiz mi gitgide donmakta?
O halde izin verin, üşüyen yüreğinizi ısıtayım bir anlık bile olsa.
Kış aylarına girdiğimiz bu günlerde, her geçen gün havanın giderek soğuması ile iliklerimize kadar üşür olduk.
Yurdumun birçok ili kara çoktan büründü bile, nereye baksak beyaz örtüsünü giyinmiş manzaraları içeren resim ve fotoğraflar karşımıza çıkmakta.
Dökülen her kar zerresi, masal ülkesinden çıkmış, bir dokunuşta eriyen sihirli kristaller gibi parlıyor gök kubbede.
Dilimizde ‘her yerde kar var kalbim senin bu gece’ şarkısı takılmış plak gibi dönerken bir yakarış yükselir olmayan sevgiliye.
Her kar kristali, bir bir dökülürken yeryüzüne, dışımız üşürken, içimizde gezinir sıcacık bir gülümseme.
Tuhaf gelir insana dışımız üşürken içimizin sıcacık olması, sebepsiz yere içimizin sevinç dolması. Dünde kalan çocukluğumuzu özlemle kucaklarız bir anda.
Çocuklar gibi karın altına koşar iki yana açtığımız kollarımızla kucaklarız her kar tanesini, ilk yağdığında.
Bazen pencerenin önünden izleriz elimizde dumanı tüten çayla. Her birinin birbirine benzemediğini, birinin diğerinden farklı olduğunu, döne döne düşerken yollarının hiç kesişmediklerini görür, ahenkle dans ettiklerini fark ederiz bir anda.
Her kar tanesi bizi geçmişe sürükler adeta. Gözlerimiz kaybolur mazinin buğulu camında.
Her dökülen zerrede maziden bir anı canlanır penceremizin kenarında ve her tane birini hatırlatır geçmişteki yolculuğumuzda.
Bazılarımız; işaret parmağımızla içi boş bir kalp çizerken cama, bazılarımız da ‘seni seviyorum’ yazarız sevginin aydınlığında.
Bir sesleniş olur dökülür dudaklarda ‘üşütmüyor beni dışarıdaki kar, içimi titreten yüreğimin boş yanı kadar’.
Tam da öyle zamanlarda aklımıza düşer sevdiğimiz, hayaller ve düşler ülkesinin doruğunda.
Derin bir iç çekiş olur göğsümüzün tam ortasında.
Yaz aşklarına inat en güzel duygular raks eder beyaza bürünmüş doğada. Adeta içimizde solan coşkuyu yeşertip çocuklar gibi mutluluk pompalar damarlarımıza.
Ne de güzeldir beyazın kucaklaşması siyahla. Bütün çirkinliklerin, yorgan misali üzerini kapatır yağdıkça. Dokunsan eriyip gidecek avuçlarından pamuk yumuşaklığında.
Gecenin karanlığına salına salına süzülür bir gelin edasıyla.
Beyaz; saflıktır, temizliktir. Her kar tanesi içimizin siyahına düşen ak olur.
Süzülerek yağarken gökyüzünden, içimizdeki yaşam pınarında yıkanmaktır.
Sevmekle başlar her şey ve sevgisizlikle tükenir dünya.
Sevmek bu kadar basittir aslında.
Bir nebze bile olsa üşüyen yüreğinizi ısıtabildiysem ne mutlu bana.
Sevgi ile kalın.
Kaynak: http://www.oncevatan.com.tr/kar-kristallerinin-raksi-makale,30474.html