Kapitalist Modernitenin Pozitivist ve Ulusalcı yapılanma üzerindeki akidesi; tüm halkları kafeslere kapatarak fiilen Ortaçağ düşüncesindeki tekçiliği yaşatmıştır.Kapitalist Modernitenin üst-değeri devlet ve üst kimlik olan ulustur. Burjuva Demokrasisi ve hakim sınıfın Modernist Gevezelikleridir.
Yabancılaşma ve kendi kültürünü yok saymak; sadece Kürd halkını değil, aynı zamanda Türkleri de egemen kapitalist modernleşmeye amade kılmıştır.
Bugün “Türk Faşizmini” halklara dayatan devlet; özünde Kapitalist Moderniteye özenti duyan Sürtük bir Türkçülüğü barındırmaktadır. Aslında bu, tüm halkları tekleştirme ve üst-kültür diye adlandırılan “Pozitivist, Rekabetçi ve Pragmatist bir Batı Oryantalizminden” öte birşey değildir.
Hukuk ve Medya
Elit Sınıf güçlerinin “iktidar” ve “sermaye” etrafında şekillenen Psikolojik Harp operasyonlarının sürdürürüldüğü bir toplumda, olsa olsa esir demokrasi olur.
Bugün AKP ve onun iktidar yalakası medya; elit sahil burjuvazisi ile CHP öznelinde şekil alan Kemalist Türk Medyası; halka dayalı demokratik akınların kendi doğallığında gelişimini aksatmaktadır.
Halka dayalı Halk Medyası ve Demokratik Halk Hareketlerinin gelişimi otoriter hukuk karşısında ezilmişlerdir. Bu nedenle Halk Güçlerinin zor kullanarak elde etmiş olduğu bir Öz-Demokrasinin karşımızda değeri yücedir. Mücadele ile elde edilen hakların kutsiyet kavramına layık görülmesi doğaldır.
Kürd Ulusu ve Barış
Sürecin “Uyutma” sürecine döneceğine farkındalıkla yaklaşım sergileyen halk uyutulamaz -Osmanlı döneminde olduğu gibi.
İdris-i Bitlisi gibi Feodal bir beyin komutasında değildir süreç. Bu nedenle soyut “Kardeşlik” sloganları kimseyi doyurmaz. Kardeşliğin somut yansımaları olmadan, kimse kabzeden elini çekmez. Kaldı ki; somut haklar verilse dahi “Halk Güçleri” eli devamlı kabzede olacak.
Îro ne dem dema axa û bega ne (bugün dönem ağa ile beglerin dönemi değildir) Dem dema Kurda ne (zaman Kürdün zamanıdır). Çewa sirûda netevî dibêje (Milli marşın dediği gibi) Kes nebê Kurd dimire (Kimse demesin Kürt ölüyor)
@Saygılarımla…