Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Perşembe, Aralık 18, 2025
  • Giriş Yap
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Yazar Portal | Turkiye Interaktif Kose Yazarı Gazetesi
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Yazarlar Kemal ÖZER

Kanserden Korunmanın Yolları

Kemal ÖZER Yazar Kemal ÖZER
25 Ekim 2016
Kemal ÖZER
0
401
Paylaşma
5k
Görüntülenme
Facebook'ta PaylaşTwitter'da Paylaş

Kanserden korkmayan var mı aramız da? Muhakkak ki yoktur. Soruyu bu kez de ‘diyabetten korkmayan var mı?‘ diye sorsak aynı düzeyde tepki alır mıyız emin değilim.

Eskiden insanlar ‘üç gün yatak dördüncü gün toprak’

temennisinde bulunurdu. Günümüz insanı ölmeyi aklına bile getirmiyor. Kanser olacağına bir ömür diyabetli yaşamaya çoktan razı gibi. Sedyede, komada veya yoğun bakımda, aletlere bağlı, bin bir zehir içerek, işitemeden, göremeden başkasının yardımına muhtaç ve hatta işkence altında bile olsa bir gün daha fazla yaşamanın derdine düşmüş durumda.

Elbette kimseye ‘neden şifa peşinde koşuyorsunuz‘ demiyoruz. Buna hakkımız da yok. Dediğimiz şey, neden sıhhatimizi korumuyor, dünyaya hiç ölmeyecekmiş gibi sarılıyor, hakkı görmezden geliyoruz…

Modern insanın yegâne gayesi ölümü öldürmek. Bu isimli kitaplar bile kaleme almışlar. Netice de bir gün ölüm de ölmüş. Ancak kazada paramparça olmuş, tedavi edilemeyen, her yerini hastalık kaplamış iyileştirilemeyen, dünyadakiler ve işlerinden bizar olmuş ölmek isteyenler çoğalmış. Ama nafile. Çünkü bir kere ölümü öldürmüşler. Bu kez başka memleketlerden ölüm ithalatının yollarını aramaya başlamışlar.

Küffarın hadsiz tipleri ölümsüzlük genini arıyormuş. “Onu bulunca Tanrı ile savaşı kazanacağız” diyor. Akılsız, hadsiz, züppe! Akıllı olmak dünya işlerini başarmak değil, Allah’a ulaşmak ve onun karşısında hiçleşmek!

Son zamanlarda o kadar çok kanserli insanın çare aramaya dönük sorusuna maruz kaldım ki, hangi birini saymalı bilmiyorum. Göz, dil, diş kemiği, gırtlak, kan, göğüs, prostat, rahim, karaciğer, kalın bağırsak kanseri diyerek uzayıp giden onlarca tür…

Kimi kemoterapi ve/veya radyoterapi olmuş. Kimi ameliyat edilmiş yahut sıra bekliyor. Çuval dolusu ilaç, şişkin faturalar. Hepsi modern tıptan bezmiş. Güvenmiyor ama ‘tutunduğu dal ya koparsa’ endişesiyle oraya sarılmaya devam ediyor.

Notlarıma baktım son elli kadar kanserli olduğunu söyleyen kişinin ortak özelliği şu: Bu güne kadar dilediği gibi yemiş içmiş. Şeker ve şekerli sözde gıdalar hayatlarında en vazgeçmedikleri yiyecekler olmuş. Kimi günde 1 veya 3-4 bardak su ya içmiş ya içmemiş. İşlenmiş gıda sofralarının baş tacı. Mutfaklarında mikro dalga fırın… Uzayıp gidiyor.

‘Su içmiyor musunuz‘ sorusuna verdikleri cevap ‘çay içiyorum ya!’ ‘Yıkanıyoruz ya‘ demediklerine şükür!

Diyabet (şeker) çağın vebası durumunda. Dört kişiden biri ‘şekerli!’ Yakın gelecekte iki kişiden biri… Sonunda görmeyi, duymayı, konuşmayı, ellerini, bacaklarını da kaybetse yaşıyor ya ona seviniyor.

Devam eden salgın kimsenin pek de umurunda değil. Bu işten endüstri, tıp sanayii, SGK, hastaneler, sentetik yiyecek üreticileri, bürokrasi, üniversiteler, eczaneler hep birden mutlular. Azınlıklık mutlu ya, e daha ne olsun.

Sistem işlesin yeter ki, halk hastaymış ne önemi var. Beterin beteri var, haline şükretsin insan. ‘E ne yapalım Allah’tan geldi, başa gelen çekilir‘ şeklinde kellere ilaç, düşünmeyenlere uyuşturucu bir de tesellimiz var zaten… (Şimdi bazı aklı evveller ‘Allah’ta geldi ne yapalım’  dememize takılabilir. Bu sizin anladığınız mealde değil şimdiden bilesiniz.) Sözümüz eşeğini sağlam kazıya çakmadan, tevekkül edenlere.

KANSER OLMAK İSTEYENLER BUNLARI DAHA ÇOK YAPSIN

  • Su içmeyin, ya da 70 kiloya kadar olanlar 2,5-3 litreden az su içsin ki kolay kanser olsun.
  • Bol şeker yiyin. Şekerli, NBŞ’li (nişastalı, glikoz şuruplu), aspartamlı vs. sentetik tatlandırıcı ürünlere tam gaz devam edin.
  • Bol işlem görmüş, raf ömrü uzun, içi katkı maddesi dolu sentetik gıdalardan sakın vazgeçmeyin
  • Klorlu su, güneşte pişmiş pet suyu, boyalı içeceklerden bol bol için.
  • Her şeyinizi, suyunuzu bile mikro dalgada ısıtın.
  • Cep telefonunuzu başınızın altına alıp yatın. İnternetinizi, Wi-Finizi kapatmayın. 4G’ye geçin. Üç-beş telefonunuz olsun hepsinde 4G bulunsun ki toplamı 15-20G’yi bulsun. İşleriniz daha hızlı yürür.
  • Şehirlere, özellikle de İstanbul’a toplanın, yüksek yüksek kibirli binalara taşının, köyleri boşaltın. Yaşlanınca bile şehirin pis havasını soluyun. Hatta nefesinizi egzozlardan alın.
  • ‘Zararlı olsa devlet izin verir mi?‘ demeye devam edin.
  • Hurma, badem, ceviz, bal, kuru üzüm yemeyin. ‘Bunlar pahalı, nasılsa hastalanınca bütün parayı devlet ödüyor. Önlem almayan keriz ödesin’ demeyi başkalarına da tavsiye edin. Bütçesi açık versin. Açığı kapatmak için daha fazla vergi toplamak, şehir hastaneleri yapmak, yabancıların SGK’yı boşaltmak için hastane kurması için teşvik etmek gibi bir çözümümüz var nasıl olsa.
  • Sakın hiçbir şeyi mevsiminde yemeyin. ‘Atın ölümü arpadan olsun. Bugüne kadar bir şey olmadı nasılsa, bugünden sonra gelen elle düğün bayram. Hastaneler sağ olsun’ zikrini çekin. Çünkü evde karı-koca veya çocuk dırdırı çekeceğinize beş yıldız otel konforunda hastanelerde yatarsınız. Ziyaretinize gelip kıymet bilirler.
  • Bunları eksizsiz yapın. Hayat tarzınızı değiştirmeyin. İlaç için yeter.

BAL MI YİYELİM?

Kafamız karıştı şimdi. Canan Karatay ‘bal yemeyin, şeker’ diyor. ‘Hurma yemeyin, o Arap yiyeceği siz zeytin yiyin’ diyor. ‘Meyve yemeyin içi şeker dolu’ diyor.

Allah (c.c.) ve Peygamberleri hariç tüm kullar hata ederler. ‘Bal yemeyin, hurma yemeyin, meyve yemeyin’ diyen kişi kim olursa olsun büyük bir hata etmiştir.

Allah (c.c.), Hz İsa’yı (a.s.) gebe olan kulu Hz Meryem’i (r.a.) hurma ağacını altına neden sevk etmişti? NBŞ, glikoz şurubu henüz keşfedilmediği, gebelere şeker yüklemesi henüz dayatılmadığı için mi?

Oysa Allah Hz Meryem üzerinden başta gebeler olmak üzere hepimize muhteşem bir mesaj veriyor. Buyurun okuyalım: “Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. “Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım” dedi. ‘Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün. Ye, iç, gözün aydın olsun…’” (Meryem Suresi 23-26)

“Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır. (Nahl Suresi 67)  

“Rabbin, bal arısına şöyle ilham etti: ‘Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları kovanlardan kendine evler edin. ‘Sonra meyvelerin hepsinden ye de Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarına gir.” Onların karınlarından çeşitli renklerde bal çıkar. Onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz bunda düşünen bir insanlar için bir ibret vardır.” (Nahl Suresi 69)

Allah-ü Teâlâ böyle buyuruyor. Gerisini kim söylerse söylesin boş laftır. İtibar edilmez.

Lakin siz bunların önüne gelenini değil, toksik madde, hile hurda içermeyenini yiyin. Bal görünümlü glikoz, petek görünümlü parafin olanını yemeyin. Beyaz diye beyazlatılmış cevize itiraz etmeyin. Hem sohbet edin hem cevizinizi kendiniz kırın, çıkarın hurmanın çekirdeğini, koyun içine bademi, cevizi yiyin, yedirin.

Kanserden kurtulmak is-te-mi-yor-sa-nız hayatınızı değiş-tir-me-yin! Bildiğinizi okuyun! Çuval dolusu ilaç için! Ağrılı, acılı, elem verici, insanlıktan çıkarıcı tedavilere devam edin!

SEKİZ YÜZ ELLİ YEDİ (857)

İslâm’ın beklediği en şerefli gündür bu:
Rum Konstantaniyye’si, oldu Türk İstanbul’u!

Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi,
Türkün genç padişahı, bir gök yarılır gibi,

Girdi Eğrikapı’dan kır atının üstünde;
Fethetti İstanbul’u sekiz hafta üç günde!

O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah’ın!
Belde-i Tayyibe’yi fetheden padişahın,

Hak yerine getirdi en büyük niyazını:
Kıldı Ayasofya’da ikindi namazını!

İşte o günden beri Türkün malı İstanbul,
Başkasının olursa, yıkılmalı İstanbul!

Nazım Hikmet

NBŞ / GLİKOZ BAHSİYLE İNŞAALLAH DEVAM EDECEĞİZ

Paylaş
Etiketler: Hastanelerinsanı ölmeyisgk
Önceki Yazı

Muz

Sonraki Yazı

FETÖ’nün 40 yıllık altın nesli!

Kemal ÖZER

Kemal ÖZER

İlişkili Yazılar

Kemal ÖZER

Hoşça kalın, Allah’a Ismarladık

02 Şubat 2021
5k
Kemal ÖZER

Ya Şimdi Yahut Bir Asır Daha Esarete Devam

17 Ağustos 2020
5k
Kemal ÖZER

‘İlaç’ Savaş ve Suç Ürünüdür

14 Mayıs 2020
5k
Kemal ÖZER

Kemalizm: Türkiye’nin Çıkmaz Sokağı

05 Mayıs 2020
5k
Sonraki Yazı

FETÖ’nün 40 yıllık altın nesli!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Trendler
  • Yorumlar
  • En son
Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

Aşık Veysel ve Kara Toprak Türküsü Hikayesi

22 Mart 2019
Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

Ayak Tabanına Veya Göğüse Vicks Sürmenin Faydası Yok

24 Ocak 2016

Yok Saymak

28 Mart 2020

Yıldızname Baktırmak Günah mı…Günah…

09 Haziran 2022

Keltepen’in Taşları /Şu Akkuşun Gürgenleri

18 Nisan 2020
Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

Göyçe Zengezur Türk Cumhuriyeti

21 Eylül 2022

Tüketicilerin Süt Tozu Dilekçeleri!

97

Fethullah Gülen’e 19 Soru

72

Ayasofya Açılsın Zincirler Kırılsın

70

İslâm Dışı Bir Uygulama: Çocuk Sünneti…

45

Gıda Mühendislerinin Petek Ataman’a Çağrısı

40

Şarkı Sözü Alan Var mı?

39
Yıllardır Süren Arazi Davası

Yıllardır Süren Arazi Davası

17 Aralık 2025
Karagöl

Karagöl

17 Aralık 2025
Bugünün Sorunları Geleceğin Ülküleri

Türkiye ve Doğu Sorunu

17 Aralık 2025
“Karşılaştırılabilirlik Yeknesaklık Değildir” Finansal Raporlamada Kavramsal Bir İnceleme

Hukuki Uyuşmazlıklarda Algı Yönetimi ve Somut Delil Yükümlülüğü Arasındaki Kavramsal Çatışma

16 Aralık 2025
Göz Gördü Gönül Katlanmadı

Sitenin Efendisi

16 Aralık 2025
Kokusuz Güzlerin de Tadı Yok

Kokusuz Güzlerin de Tadı Yok

16 Aralık 2025

Köşe Yazarları

Türkiye Deprem Haritası

 

Ayın Sözü

Lütfen Duyarlı Olalım!

de, da vb. bağlaçlar ayrı yazılır.

Cümle bitişinde noktalama yapılır. Boşluk bırakılır, yeni cümleye büyük harfle başlanır.

Dilimiz kadar, edebiyatımıza da özen gösterelim.

Arşiv

Sosyal Medya’da Biz

  • Facebook
  • İnstagram
  • Twitter

Entelektüel Künyemiz!

Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.

Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.

Yayın Kurulu

Kent Akademisi Dergisi

Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management

Ayın Kitabı

Yazarımız, Sedayi ALTUN’dan,

“Bir Eğitim Yolcusu” adlı güzel bir eser. Yazarımızın eseri, yine bir yazarımız ve Karadeniz Şairler ve Yazarlar Derneği yönetim kurulu üyemizin sahibi olduğu Ateş Yayınlarından çıkmıştır. Kendilerini kutluyoruz.

Gazetemiz TİGAD Üyesidir

YAZAR PORTAL

JENAS

Journal of Environmental and Natural Search

Yayın Referans Lisansı

Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International License.

Bilim & Teknoloji

Eğitim & Kültür

Genel Eğitim

Kişisel Gelişim

Çocuk Gelişimi

Anı & Günce

Spor

Kitap İncelemesi

Film & Sinema Eleştirisi

Gezi Yazısı

Öykü Tefrikaları

Roman Tefrikaları

Röportaj

Medya

Edebiyat & Sanat

Sağlık & Beslenme

Ekonomi & Finans

Siyaset & Politika

Genç Kalemler

Magazin

Şiir

Künye

Köşe Yazarları

Yazar Müracatı

Yazar Girişi

Yazar Olma Dilekçesi

Yayın İlkeleri

Yayın Grubumuz

Misyon

Logo

Reklam Tarifesi

Gizlilik Politikası

İletişim

E-Posta

Üye Ol

BİLGİ, İLETİŞİM, SANAT ve MEDYA HİZMETLERİ YAYIN GRUBU

 INFORMATION, COMMUNICATION, ART and MEDIA PUBLISHING GROUP

© ICAM Publishing

Gazetemiz www.yazarportal.com, (Yazarportal) basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yazıların tüm hukuksal hakları yazarlarına aittir. Yazarlarımızın izni olmaksızın, yazılar, hiç bir yerde kaynak gösterilmeksizin kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz.

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • Ana Sayfa
  • Köşe Yazarları
  • Künye
  • Yayın İlkeleri
  • Yazar Müracaatı
  • Kurumsal
    • Misyon
    • Yayın Grubumuz
    • Logo
    • Reklam Tarifesi
  • Yazar Girişi
  • E-Posta

© 2008 - 2021 Yazar Portal | Türkiye Interaktif Köşe Yazarı Gazetesi

Yeniden Hoşgeldin

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Şifrenimi unuttun?

Parolanızı alın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap