Günümüzde sosyal medya olarak nitelendirilen facebook, twitter ve instagram; uzakları yakın eyledi. Artık coğrafi uzaklıklar iletişim için engel değildir. Zira dünyanın öbür ucundaki insanlar bir tık uzağımızdadır. Bu, hadiseye nereden baktığımıza göre değişiklik gösteren, hem iyi hem de kötü bir şeydir. İyidir; çünkü bu sayede dostlarımızın sıcaklığını her daim hissetmekte, onlarla iletişim içerisinde olmaktayız. Kötüdür; çünkü yapıp ettiğimiz her şey göz önündedir; gizlimiz saklımız ve mahremiyetlerimiz asgari düzeye inmiştir.
Günümüzde hemen herkesin değişik sosyal medya platformlarında bir veya birkaç hesabı vardır. Bu hesapları ve üyelikleri elde etmek hem kolay hem de ücretsizdir. Onun için bu sanal mecralarda toplumun her kesiminden farklı niyetlerde ve tıynetlerde insanlar mevcuttur. Bunu fazla yadırgamamak gerekir. Buna zamanın modası olarak da bakabiliriz.
Başta facebook olmak üzere, sosyal medya platformları aslında birer aile modeli gibidir. Bu grupların aileden farkı; sosyal medya gruplarını kendi ilgi ve isteklerimize göre oluşturmamızdır. Akrabalık bağına dayanan gerçek aile kurumunda böyle bir tercih seçeneğimiz ve şansımız yoktur. Facebook arkadaşınızı gruptan veya arkadaşlarınız arasından çıkarabilirsin; ama aile ve akrabalık bağıyla bağlı olduklarınız için bu söz konusu değildir.
Sosyal medya platformları; aslında belli bir ahlâkı, seviyeyi ve nezaketi gerektiren mecralardır. Nasıl ki aile içerisinde herkes yaşına ve konumuna göre konuşmak zorundaysa bu sanal mecralarda da yazarken ve konuşurken söylediklerimizi evvelâ kulağımızın duyması ve belli bir elemeden geçirmesi gerekir. Kişi öncelikle ve özellikle iyi bir empati yaparak duymak istemediklerini söylememelidir.
Nasıl ki dilin kemiği yoksa, klavyenin de freni yok. Klavyenin tuşlarına basarken, sözleri cümlelere dökerken azamî derecede dikkat edilmelidir. Nasıl ki insanların mühim bir kısmı (dünyevîleşenler) şöhretiyle ve mal varlığıyla övünüyorsa; ne gariptir ki tıpkı bunun gibi günümüzde bazı insanlar da sosyal medya gruplarındaki arkadaş sayısıyla övünüyor. Oysa arkadaş sayısı övünülebilecek bir unsur değildir. Bu platformlarda milyonlarca insan vardır. Arkadaşlık isteği gönderdiklerinizin yarıdan çoğu bu isteklerinize olumlu cevap vermektedir. Sayıyı artırmanın bir külfeti ve bedeli yoktur. Oysa mühim olan kemiyet değil, keyfiyettir. “Arkadaşlarınız size ne katabilir?” sorusuna müspet cevap verebiliyorsanız doğru yoldasınız demektir. Yoksa geyik muhabbeti için o kadar çok insan var ki… Bunlar size zaman kaybettirmekten başka hiçbir şey sağlamaz.
Arkadaş sayısı beş bine ulaşmış biri olarak söylüyorum; şuurlu olarak inşa edilen sosyal medya arkadaşlığı yüz yüze arkadaşlıktan pek de farklı değildir. Yıllar içerisinde biriktirdiğiniz arkadaşların akıbetleri hakkında hiçbir bilginiz yoksa bu sorumsuz bir arkadaşlık örneğidir. Bir kişiye arkadaşlık teklifi göndermek “Ben seninle birçok konuda ortak duygu ve düşünceleri paylaşıyorum. Ben senden istifade edebilirim. Seninle birçok konuyu konuşabilirim. ” anlamına gelmektedir. Ben arkadaşlık teklifi gönderirken veya bana gelen arkadaşlıkları kabul veya reddederken bunu ölçü alıyorum. Zaman içerisindeki paylaşımlarda yanıldığımı görünce kibar bir şekilde sosyal medya arkadaşlığımı sonlandırıyorum. Çünkü hiçbir şeyin iyi veya kötü olduğunu denemeden anlayamazsınız.
Sosyal medya arkadaşlarının da birbirlerine karşı ciddi görev ve sorumlulukları vardır. Bu görev ve sorumlulukları(en azından yaptıklarımı) burada sıralamak istiyorum.
Sık kullandığım için başta facebook olmak üzere, sosyal medya arkadaşlarının birbirlerinin iyi ve kötü günlerini takip etmesi, onlarla iletişime geçmesi gerekir. Mesela arkadaşının bir yakını vefat etmişse ona başsağlığı dileğinde bulunması, düğünü varsa hayırlı olsun temennisinde bulunması, bir başarı elde etmişse onu tebrik etmesi insanî bir görevdir.