Kalmadı tesellisi, kalmadı gitti. Gönülden ırak da olsa bir gülücüğü esirgedi ve kalmadı gitti. Gülücüğü borç bildi ve o borçla avunduk.
Duygularını yitirmiş ve böyle kaç yıl geçer ki, diyerek teselli aradı. Teselli aradı yıllar içinde, yıllara mı sormak gerekir, diye. Yıllar geçti, bir gülücük, acıları dindirmediği gibi, onu çileye dönüştürdü.
Çileye de teselli, kalmadı gitti…
Gözler yaşlı da olsa aynı nakarat devam etti. Kalbiyle beyni kontak kuramaz oldu. Yaşantının anlamı da kalmadı gitti.
Kalmadı tesellisi, yüreklerdeki sevgi ve saygının. Sevgi ve saygınında gittiğini geç fark ettik. Çırpındık sevgi ve saygı adına, geri dönsün diye ama, geri gelmedi ve gelmeyecekti.
Yaşantı o derece evriliyor ki, alışkanlıkların değeri, yaşanmadan kaybolurken, mutlu ve zevkli bir ortam, kalmadı, gitti.
Mutlu ve güvenli yaşamda bir yararlılık kalmadı, kalmadı gitti. Bu durumda özlenen bir atmosfer de kalmadı gitti.
Kalmadı tesellisi kalmadı bülbülün güle olan bağlılığı ve birbirine aşkı. Yılların çınarına ve ormanına sevgi kalmadı, gitti.
Doğanın kuralları hiçe sayıldı, gül bahçelerinin bülbülü kalmadı gitti. Sevgi pınarları kurudu, köksüzleşti ve kayboldu gitti.
Tohumlar yeşermez oldu ve kalmadı gitti. Çıkış yolumuz kapandı. Umutsuzluk zirve yaptı ve yaşantımız karardı, kalmadı ışığımız, kalmadı gitti.
Hayal bahçelerinde gezinmek ve sevenlerle yaşamak, kalmadı bir teselli de bulamadı. Düşünülmesi bile dayanılır olmaktan çıktı. Kalmadı yaşama azmimiz ki tesellisi de yok oldu gitti.
Yaşamı yoksullaştıran düzene boyun eğdik. Teselliyi sabırda aramamızı öğütlediler. Kendilerine yonttular, tutumlu olmayı öğütlerken, toplumu görmeyip işitmezden geldiler.
Yaşlıyı güçsüz, genci de moralsiz koydular. İçimiz acıyla yanarken, hiçbir teselli bulamadık. Bulutlar karardı. Anlamadık felakete ramak kaldığımızı ve başımıza düşen buz parçalarını. Başa gelen çekilecekti, yeter ki sağlık olsun.
Sağlık da giderse, hiçbir şeyin anlamı kalmayacaktı. Kalmazdı insanlar arasındaki samimi ve dostça ilişkiler. Sevecen dedik ve bağ kurmaya çalıştık, fakat o birlik de kayboldu gitti.
İnsanların özverili davranmaları kalmadı ve kalmadı gitti. Peşinden neyi teselli etmeye çalışıyorsun. Yaşantıya ait his ve heyecanlarla birlikte hediyeleşme de kalmadı ve kalmadı gitti.
İyilerle iyilik odaklı yaşantı, yerini gösterişe bıraktı. Değersizlik değer gibi algılandı. Bu tür algıları topluma kabul ettirmeye çalıştılar. Böylece değersizlik, toplumda sanat diye gösteriye çıkıp ortalıkta gezindi. Böyle bir ucube sistemden teselli beklemek, abesle iştigal oldu.
Toplumsal davranışlardaki kibir ve lükse özenti israf boyutuna ulaştı. Kibirlilere de teselli kalmadı gitti.
Sefil bir kokuşmuşluk, yaşantıya yön verdiriliyorsa, bu olayları ön gören sistem budalalara kaldı, demektir. Birbirini çekememe aldı başını gidiyor. Bu kişilerin davranışı, hislerinden okunuyor. Hislerin okunması da kalmadı ve kalmadı gitti.
Gönüller susamış ve kalpler sızıntı içerisindeyken, teselli bulmak mümkün mü?
Dostu tanımayan ve kalbin incisini yok sayan, insanlardan nasıl teselli buluruz.
Çiçekli parkını bilmeyen ve akar suyunu görmeyenlerin anlayışına nasıl bir teselli yakışır.
Tarihi şahsiyetler ve günün aydınlığı kalmadı ve karardı gitti.
Hasan TANRIVERDİ