Türkiye İstatistik Kurumu, 2019 yılına ilişkin evlenme ve boşanma istatistiklerini yayımladı.
Buna göre, geçen yıl evlenen çiftlerin sayısı 2018 yılına göre yüzde 2,3 azalarak 541 bin 424’e geriledi. Kaba evlenme hızı binde 6,56 olarak gerçekleşti.
Geçen yıl boşanma sayısı bir önceki yıla göre yüzde 8 artarak 155 bin 47’ye yükseldi. Kaba boşanma hızı binde 1,88 oldu.
Ortalama ilk evlenme yaşı, geçen yıl erkekler için 27,9, kadınlar için 25 olarak kaydedildi. Boşanmaların yüzde 36’sı evliliğin ilk 5 yıllık döneminde, yüzde 20,6’sı ise 6-10 yıllık dönemlerinde gerçekleşiyor. Son yıllarda ileri yaşlarda da boşanmalar artmış durumda. Nedeni geçimsizlik gösteriliyor.
Ne yazık ki boşanmalar sürekli artıyor aileler dağılıyor, yuvalar yıkılıyor. En köklü aileler dahi sarsıntı geçiriyor. Aile içi huzursuzluk ve geçimsizlik artmış durumda.
Kadın cinayetlerinin çoğu evli çiftlerin bir birini aldatmalarından kaynaklanıyor. Ne yazık ki boşanmaların en önemli nedenleri arasında da aldatma, huzursuzluk, geçimsizlik ve şiddet var. Boşanan aileler arasında kavga devam ederken çocuklar da ciddi travmalar yaşıyor.
Türk Milletinin en sağlam kalesi aile yapısı idi. Bu sağlam kale de yıkılırsa, toplum sarsıntı geçirir. Çocukların filizlenme ve yetişme ortamı ailedir. Aile dağılırsa çocukların düzeni de bozulur ve eğitimleri yarım kalır. Biz de “sokak çocuğu” tabiri vardır; sokak çocuğu başı boş düzensiz ailelerin çocuklarıdır. Hiç kimse evladının bu duruma düşmesini istemez.
Ne yazık ki boşanan ailelerde anne ve baba bir birine düşman kesiliyor. Bu kinle çocukların paylaşımı acımasızca oluyor. Çocuk diğer taraftan kinle uzaklaştırılıyor. Çünkü
aile dağılmış, şevkat ve huzur ortamı yerini kine öfkeye bırakmış oluyor. Çocukların eğitimi de maalesef yarım kalıyor. Düşünsenize yavrularını yetiştirmek için kuşlar bile sıcak yuva yapıyor?
Bu hızla giderse evlenen çift sayısı kadar boşanmalar yaşanacak aile sıcaklığı kalmayacak, sokak çocuğunun sayısı da artacaktır! Bu sonuç toplumun da huzursuzluğunun artması demektir.
Neden boşanıyorlar konusuna girmeyeceğim. Ama boşanmaları nasıl engelleyebiliriz konusun da yoğunlaşmamız gerekir diyorum. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın bu konuya eğilerek ciddi araştırmalar yaptırmasını bekliyoruz. Hazırlanacak raporlara göre ailelerin eğitimine de ağırlık verilmesinin gerekliliğini ifade etmek istiyorum.
Ayrıca devlet olarak evliliği teşvik edici tedbirler alınmalı, boşanmaların önüne geçilmeli, uzun süreli birliktelikler için teşvik tedbirleri düşünülmelidir. Ailelerin eğitimi de ihmal edilmemelidir.
Neden boşanıyorlar üzerine yoğunlaşırsak tedbir almamız da kolaylaşır. Ailelerin dağılmasına seyirci kalırsak huzursuzluk ve ahlaksızlık artacak toplumun düzeni bozulacaktır. Bir devleti yıkmanın temel yolu da bu olsa gerekir.
Aile ve Aile kaleleri adına: “Tehlike Çanları Çalıyor!” dersek yanlış ifade etmiş olmayız sanırım. Sadece Aile düzeninin korunması üzerine bir genel müdürlük kurulup her türlü tedbirin alınması gerekiyor! Ailelerin dağılmasına, toplumun huzursuz edilmesine seyirci kalınmamalı!..
Bilim gözlemlere ve neden-sonuç ilişkilerine dayanır. Buna “determinizm ilkesi” denir. // Bu tür yazılarda, keşke, bilimin en temel ilkesi olan “neden-sonuç ilişkisine” de vurgu yapılabilse; boşanmaların artması, ailelerin dağılması ve daha pek çok istenmeyen bozulmaların, yozlaşmaların, çöküşlerin temel nedenlerine de değinilebilse. // Bu tür yazılar, işte bu tür analizler ile daha anlamlı, daha değerli olur, diye düşünüyorum ben. // Aksi takdirde, bir toplumdaki bu tür olumsuzlukları sıralayacaksınız ve sonra da bunlara neden olan icraatları, iktidarları öveceksiniz ve hatta göklere çıkaracaksınız! // İşte o zaman, bu tür yazılar pek dayanaklı ve anlamlı olmaz! // Selam ve saygılarımla.