Ara sokakta karşılaştım, Öğretmenimle. Bir anda şaşırdım. Şaşkınlığımı giderdikten sonra elini öptüm. “Emeğinizi ödeyemem,” dedim.
Başını salladı ve “yavrum, beni bir kişi anlasa yeterlidir. Yapılanların karşılığı aranmaz,” dedi.
Öğretmenim bir anısını anlattı:
Kaldırımda adımlıyordum. Arkadan, “öğretmenim” sesini işittiğimde, kolumu titrek bir elin kavradığını fark ettim.
Sesi titreyen genç, “Öğretmenim” diyerek elime sarıldı ve kucakladı. Tüm samimiyetiyle göz yaşlarını tutamadı. Kendini tanıttı, tanıdınız mı? diye sordu. Bende sınıftaki esprilerimi hatırlattım.
Öğretmenim, arkadaşlarla sohbetimizde, belleğinize şaşırıyorduk. Sorduğumuz her kelimeyi tanımlar ve herkese ismiyle hitap ederdiniz, sizi hayranlıkla izlerdik, dedi.
Yavrum, “bu alemde susuzlar su arar, fakat su da susuzları bulmaya çalışır.” Dedim.
Pastanede öğrencime, ne yaptığını sordum. Öğrenci de aradan geçen altı yılını özetledi. Mezun olduktan sonra, yüksek lisans ve doktora için yurt dışına çıktığını anlattı.
Yurt dışında, öğrenciler arasında kendini nasıl buldun. Burada aldığın eğitimden memnun musun? Diye sordum.
Disiplinli çalışıyorlar. Ayrıca devletten önemli destekler alıyorlar. Hiçbir problemleri olmuyor. Boşa çalışmıyorlar. Satır aralarını çok iyi analiz ediyorlar ve analitik düşünüyorlar. Her cümleyi dikkatli ve her problemi, tanımlarıyla çözeceksiniz, derdiniz. Aynısını onlar uyguluyorlar. Onlardan da örnek aldım. Çok iyi çalıştım ve ilk üçte mezun oldum.
Başarına çok memnun oldum. “Önünü görebiliyorsan, arkana bakma,” dedim.
Emeğimin karşılığını kat be kat aldığıma inanıyorum, dedim.
Öğrenciye; hangi durumda olursa olsun, çalışmayı bırakmayın. Çünkü bu millet sizden bir şeyler beklemektedir, dedim.
Öğretmenime birkaç gün sonra gideceğimi söyledim. Başarılar diledi ve iyi haberlerini beklerim, dedi.
Öğretmenimin verdiği örnek için teşekkür ettim.
Hasan TANRIVERDİ