İki gündür bir tahta parçanı süsleyip boyayıp duruyorum. Altı üstü bir ahşap parçası o bile değil… Talaş sıkıştırma… Ahşap kırıntıları… Elmas işlenirken dökülen pırlanta kırıntısı mı sanki… Uğraşıp duruyorum…
Herkes ışıldayan parlayan herşeye bu kadar ilgi gösterirken, kırıntıdan bir parçayı niye süslüyorum ki… Bak bak bir de çiçek figürlerine bak… Hadi canım sen de kimin yüreği çiçek kaldı ki… Kimin yüreğinde çiçek bitiyor artık diye kendimle alay ederken, elimden fırlayan kıytırıktan kalp şeklindeki bu parça… Geçti karşımdaki koltuğa oturdu… Eeee yetti be… dedi bana, çok net bir ifade ile… Sen kimin kalbinde ne var ya da ne kaldı diye düşünmek yerine kendi kalbine bak… Bak bak korkma… Orada çiçekler vardı uzun zamandır… Ne oldu seninkiler de ezilmiş… Çicegi kalpte yetiştirmek evet maharet ama en önemlisi EZDİRMEMEK biraz da kendi kalbine ADALETLİ ol dedi… Sen kimsin…. Sen benim kendime, kendi kalbime adaletli olmadığımı nereden biliyorsun… Daha dün bir kıytırık ahşap parasıydın… Bana akıl mı veriyorsun dedim…. Ondan mı iki gündür benimle uğraşıp içimi dışımı boyadın… Bir de içime çiçekler örüp yapıştırdın…. Çiçeklerimi ezmeyin diye mesaj verdiğine göre… Hep kırılmış ama belli etmemişsin… BARIŞÇIL olmak adına kalbini kendin ezdirmişsin… dedi.
Bak mavi de kullanmışsın… Turuncu da yeşil de… Sev… Bil… Köklen ama sahip olma… Mideni değil ruhunu doyur ki mutlu ol… diye bu mesajlar diye devam edince…
Tamam tamam susuyorum… Doğru bunlar dedim… Evet kendi kalbime adaletli olmayı yeni öğrendim… Evet sev… Öğren yani bil… Köklen ama sahip olma… Doy ama önce ruhunu doyur…. diye yaşarken ADALETİN kendim için de gerekli olduğunu hep unutmuşum dedim… Kabul etmen güzel dedi ve devam etti… Son olarak… Dün kıytırıktan bir ahşap idim… Şimdi senin 50. yaşının mandalası oldum. Dışımı senin ellerin süsledi… Senin ruhun da bana SEV… ÖĞREN… KÖKLEN… AMA SAHİP OLMA… OL… SADECE MİDENİ DEĞİL RUHUNU da doyur manasını yükledi…
Şimdi söyle bakalım benden daha değerlisi var mı bu dünyada ederine değeri yükleyen insan… Mutsuzluğa yürürken en başta ADALETİ unutuyor… dedi… Sustum çünkü ben kalbim konuşurken susup dinlemeyi çocukken öğrenmiştim…….