Genellikle her yıl Ocak ayında düzenlenen Çukurova Tüyap Kitap Fuarına yeni çıkan kitabımla “Merhaba!” derim. Bu yıl iki kitabımla merhaba dedim. Biri öykü, diğeri ise masal… Artık gençlerin, ortaokul öğrencilerinin, yetişkin okurlarımın arasına beş yaş üstü minikler de eklendi. Zaman zaman yurt içinde ve yurt dışında imza günlerim olur, hepsinden ayrı haz duyarım. Eğitimci kimliğimden dolayı okullardan da çok teklif alırım ama yoğunluğum nedeniyle maalesef çoğu teklifi geri çevirmek durumunda kalırım.
Yine kıramayarak katıldığım çok kalabalık ve çok güzel bir söyleşi sonrası öğrencilere iyi günler diledim ama ben sahneden inmeden öğretmenleri tarafından yeterli açıklama yapılmadığı ve kitaplarımın sergilediği masada oturan biri olmadığı için öğrenciler masa üzerindeki kitapları hediye sanarak kapıştılar, sevinçle salonu terk ettiler. Artık yapılacak bir şey kalmamıştı. Bu kitapları ne zorluklarla çıkarttığımız düşünülürse üzülmemek mümkün değil ama en azından bunları okuyacaklarını düşünmek teselli etti beni… Umarım okumuşlardır. 2017’de yaşadığım bu olaydan sonra okullardaki söyleşilere ve imza günlerine sıcak bakmamaya başlamıştım. Zaten yoğun olan çalışma tempomda özel bir tarih belirlemek kolay değildi elbette…
Bu yılın başlarında instagram hesabıma tanımadığım kişilerden gelen ve genelde “Selam!” yahut “Nasılsınız?” türü geyik muhabbeti kurma tarzındaki mesajları okuyup silerken farklı bir mesaj dikkatimi çekti. Dünya tatlısı bir hanım kızımız Türkçe öğretmeni olduğunu ve okulunda benim katılacağım bir etkinlik yapmak istediğini ama bana bir türlü ulaşamadığını hatta facebooktan da aylar önce mesaj yazdığını ancak cevap alamadığını yazmıştı. Hemen cevapladım. Arkadaş listemin on yıldır 5000 olduğunu, facebookun fazlasına izin vermediğini ama birkaç kişi silip birkaç kişi ekleyerek bugüne geldiğimi yazdım. Bu arada facebooktaki spam mesajlarına baktım. Yanılmamıştım, arkadaş olmadığımız için spam kutusuna düşmüştü mesajı… Bu vesileyle çok eski öğrencilerimin, genç kızlık arkadaşlarımın, eski tanıdıkların mesajlarını da buldum. Böylece o genç ve dinamik, meslek aşkıyla çarpan güzel yürekle irtibat kurduk.
Zaten 6-14 Ocak 2018 arasındaki Çukurova Fuarı çok güzel fakat çok da yorucu olmuştu. 24 Şubatta ise Ankara’da imza günüm vardı. Bir hafta hem ziyaret hem ticaret misali Ankara’da kalacaktım. 1 Mart’ta Adana’da olacağımı söyledim. Gün olarak da 8 Martta karar kıldık. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kadın şair- yazarı konuk etmek anlamlı olacaktı elbette…
Derken 8 Mart sabahı Meltem Zerentürk okulun arabası ile saat dokuzda beni ve asistanım Sena’yı aldı. Yol boyunca kitaplardan, okuldan, öğrencilerinden söz etti. Gözlerindeki pırıltı, sürekli gülümseyen yüzü, neşeli ses tonu ile “İşte öğretmen!” dedim içimden… Zaman zaman eğitim sistemimizin bozulduğunu düşünerek efkârlanıyordum. Ancak bu okula vardığımda ağzım bir karış açık kaldı. Başta Okul Müdürü Sayın Murat Özerli ve Türkçe Öğretmeni Sayın Meltem Zerentürk olmak üzere mesleğine tutku derecesinde bağlı, genç, dinamik ve tecrübeli eğitimcilerin hepsine hayran kaldım.
Okul binası son derece modern üç yıl önce yapılmış. Mimarlık da okuduğum için biraz anlarım bu işlerden. Bina yeni ama 30 yıllık bir eğitim öğretim kurumu Kadirli Çukurova Okulları… O kadar çok başarıya imza atmışlar ki saymakla bitmez. Dershanecilikten geldikleri için her biri soru hazırlama uzmanı… Başarılarının sihirli formüllerini çözmeye çalışırken bunu da aklımın bir köşesine not ettim. Kadro sapasağlam… Güler yüzlü, şefkatli, sevgi dolu, birikimli, kültürlü…
Okul müdürü, müdür yardımcıları, öğretmenler, görevliler bizi kapıda karşıladılar. Müdür odasında konuk edilirken sade kahvelerimiz eşliğinde sohbet derinleşmişti bile… Az sonra salonun hazır olduğu bildirildi. Hep birlikte salona girdiğimizde salon alkıştan yıkılıyordu. Sahnede bana özenle bir masa hazırlanmıştı. Beyaz dantel masa örtüsü, masadaki beyaz minik çiçek saksısı ve saksı içindeki altın gözlü papatyalar, kullanmam için düşünülmüş kırmızı ve mavi kalem ile A 4 kâğıtları dikkatimden kaçmadı. Kitaplarımdan birer adet koyduğum minik bez çantamı masaya bıraktım. Karşımda bahar çiçekleri gibi güzel öğrenciler vardı. Gözleri çakmak çakmak, ilgili, akıllı, zeki ve kendine güvenen öğrenciler…
Söze “Ben baharı burada gördüm, çünkü hepiniz bir bahar çiçeği gibisiniz.” şeklinde doğaçlama bir cümleyle başladım. Arkası kendiliğinden geldi. Muhteşem bir söyleşi oldu. Sorular sordular. Türk ve dünya edebiyatından sevdiğim şairlerden, yazarlardan tutun da en çok sevdiğim eserime varana kadar… Hatta adımı kimin koyduğuna dair özel sorular da vardı. Ben de onlara “İçinizde Türkçe veya edebiyat öğretmeni olmak isteyen var mı?” diye sordum. Dünya tatlısı bir kız öğrenci parmak kaldırdı. Söyleşi bitiminde bu güzel kızımıza “Yağmurdaki Düş İzleri” adlı öykü kitabımı armağan ettim. Öyle keyifliydik ki zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık.
Söyleşi bitiminde Okul Müdürü Murat Özerli Beyefendi çok güzel bir buket çiçekle etkinliğe katıldığım için teşekkür ederek dünya kadınlar günümü kutladı. İsteyenler diledikleri kitabımı satın alarak imza kuyruğuna girdiler. Umarım kitaplarımı severek ve beğeniyle okurlar. En çok istedikleri bana Azerbaycan’dan Mahsati Gencevi Yaratıcılık Ödülü getiren şiir kitabım “Canım Türkiye’m” maalesef bitmişti. Artık ikinci baskılara geçme vakti geldi de geçiyor biliyorum ama daha basılacak 19 eser duruyor. Bu nedenle hayattayken her kitabımın ilk baskısını yapmak istiyorum. İkinci baskılar ileride de olabilir düşüncesindeyim.
Söyleşide “Atatürk Yolu”, “Bayrak”, “Sensin Türkiye’m”, “Osmaniye Güzellemesi” şiirlerimi okudum. Bu arada Türkiye birinciliği kazandığım “Osmaniye Güzellemesi” adlı şiirimdeki bir dizeyi o günün anısına değiştiriyorum.
OSMANİYE GÜZELLEMESİ
Türkiye’min güzide insanlarında gurur,
İhtişamlı ve mağrur duruştur Osmaniye.
Zengin-fakir fark etmez yuvalardaki huzur,
Misafire sofrayı kuruştur Osmaniye.
İlçelerin içinde meşhur Bahçe’nin suyu,
Kadirli bambaşkadır, güzeldir bütün huyu,
Orta Asya’dan gelen Türkmenlerdendir soyu,
Gönülden zenginliği seriştir Osmaniye.
Kaplıcasıyla ünlü Haruniye yöresi,
Hastaların şifası, dertlilerin çaresi,
*Çukurova Okulu *eğitimin haresi,
Cehaleti yurdumdan sürüştür Osmaniye.
Sumbas’ta kuruludur yiğitlerin otağı,
Hasanbeyli cömerttir, bereketli toprağı,
Ovası, ağaçları, hep yeşildir yaprağı,
Cennet köşeleriyle yarıştır Osmaniye.
Eşsiz Toprakkale’yi, mekân tutmuş çok yılan,
Efsanelere göre başlarıymış Şahmeran,
Öldüğünü duysalar saldırırlarmış o an,
Bin bir söylencesiyle vuruştur Osmaniye.
Asırlarca yaşayan uygarlıklar beşiği,
Doğu Anadolu’nun batıdaki eşiği,
Bayrağın sevdalısı, vatan, millet aşığı,
Mertlerin diyarına varıştır Osmaniye.
Harami mekânıymış geçmişte Nur Dağları,
İpek yolu geçidi söyler eski çağları,
Garipleri doyurur bahçeleri, bağları,
Şefkati, merhamete karıştır Osmaniye.
Raziyeler köyünden İmam Köse’nin kızı,
Rahime Hatun idi kurtuluşun yıldızı,
Yedi Ocak’ta pişman etmişti Fransız’ı,
İşgalcilere hesap soruştur Osmaniye.
Kastabala antik kent, kuş cenneti Kırmıtlı,
İki yüz çeşit kuşla burası renkli, kutlu,
Güzellikleri gören insanlara ne mutlu,
Dünyayı sevgi ile sarıştır Osmaniye.
Havası tertemizdir, yumuşaktır iklimi,
Keçi kılından olur Karatepe kilimi,
Aslantaş kitabesi aydınlatır ilimi.
Geçmişten geleceği görüştür Osmaniye.
Harika Toroslarla Karatepe ormanı,
Mübarek ekiniyle Çukurova harmanı,
Mevsimler değişse de her dem gezme zamanı,
Güzelliktir, sevinçtir, barıştır Osmaniye.
Harika Ufuk
Söyleşi ve imza günü bitiminde yine müdür odasında ağırlandık. Öğle yemeğini hep birlikte yedik. Çaylarımızı etkinliğin kriterini konuşarak yudumladık. Artık ayrılma vakti gelmişti. Bizi kapıya kadar uğurladılar. Böyle güzel etkinliklere katılmak bir ayrıcalıktır. Henüz 2,5 yaşında olan ikiz torunlarım Arya ile Uygar dört yaşına geldiklerinde bu okulun öğrencisi olurlar inşallah… Seneye Adana’da Real’in yakınında yeni bir okul açacaklarmış.
Çok kıymetli bir eğitimci ve yönetici olan Okul Müdürü Murat Özerli Beyefendi ve benimle irtibat kurmak için aylarca çabalayan özverili öğretmen Meltem Zerentürk başta olmak üzere bütün öğretmenlere, öğrencilere kısaca Çukurova Okullarına çok teşekkür ederim. Türkiye’de böyle güzel okullar ve eğitimciler var oldukça ülkemizin geleceği bir güneş gibi parlak olacaktır. Başarılarınız daim olsun.
HARİKA UFUK
ADANA
10.03.2018
SAAT: 12.20