Bugün 01.01.2021…
Yeni bir ajanda açtım. Yılları suçlamaktan vazgeçelim! Hep hayırlı Cuma mesajı geldiğinde Çarşamba ve Perşembe günlerinin ne günahı var acaba diye düşünürdüm. Bunları düşünmeye kafa yormuyorum. Her gün, yıl, ay ve saat kıymetli.2020 Yılının değerlendirmesini yaptığımda; Özellikle kadın cinayetlerinde azalmanın olmadığı ve aksine daha da fazla olduğu gözler önünde. Esasen kafa yormamız sorgulamamız ve hatta çözüm üretmemiz gereken konu bu olmalı. Ataerkillik sistem üstü bir kavram. Bu sistem tamamen erkekler tarafından kurulmuş. Erkek egomanyasının belirlediği değerler kadınlara biçilmiş roller çerçevesinde dönüp duruyor. Modern dünyada ataerkil sistemin içinde kadının ilerlemesi imkânsız hale geliyor. Kadının ikinciliği geçmiş Yıllardan bu yana şekil değiştirerek devam etmiş. Sonuç olarak devlet, toplum ve ailedeki bütün güç ve otorite tamamıyla erkeğin elinde. Bu nedenle cinayetlerin neden fersah fersah arttığı gözler önünde. Bizi yönetenlerden tutun ekonomi, siyaset ve karar mekanizmaların yetkileri erkeklerde.
Bu yüzden dir ki;
Emekli evinde oturanların, sohbet edenlerin tamamı erkek. Kahveleri söylememe gerek yok. Üstünde erkek emekli evi diye yazmıyor. Doğal olarak roller belirlenmiş. Kadın çoğunlukla(istisnalar kaideyi bozmaz) yemeği, ütüyü yapan ve evinde olan konumda.
Siyasete baktığımızda; Kendi ilimizi ve ilçemizi incelediğimizde Muhtar, Milletvekili, Meclis üyeleri ve Belediye Başkanların da kadın sayısı parmakla sayılacak kadar. Hatta kadın kotası kelimesine iğreti oluyorum. Teveccüh gösteriyor bay erkekler.
Haberlerde kadına şiddeti duymaktan o kadar usanmışım ki; Geçenlerde haberler izliyorum.” Kadın eşine şiddet uygulayıp kapı dışarı attı” bu habere hümanist biri olarak güldüm. Şiddettin her türlüsüne karşı olan biri olarak gülüşümün bir anlık refleks olması bile beni şaşırttı.
2021 Yılının ilk günü itibariyle bu sistemin bozulması ve değişmesi gerekiyor. Ekonomide, hukukta, siyasette ve toplumda ciddi bir güncelleme reformu olmalı. Yeni hukuk düzenlemeleri ivedilikle şart. Kadınların kendilerine özgüven ve itibarları noktasında güçsüz hissettirilmeyecek yapılanmalar gerekiyor. Kızı yakılmış bir babanın acısını kanunları yok sayarcasına parayla satın alınmayacağı yasalar düzenlenmeli. Kamu davası deyip zaman aşımıyla, çıkan aflarla salıverilmemeli. Her şeyden önce Toplum ve aile içinde en modern insanların erk beyinlerle sosyal ve fiziksel gücünün önüne geçilmeli.
BU konuda elbette en ciddi yaptırımlar hukuk düzeniyle başlar.
Yerel yöneticilere de sesleniyorum. Bulunduğunuz mevkide kadınlara daha çok yer vermelisiniz. Mersin ve Mezitli Belediyesinin başlattığı eşine her türlü şiddet uygulaması yapan erkeklerin işine son verilmesi ve üst karar mekanizmalarda kadın sayısının çoğaltılması gerekir. Bunları yapan birçok Belediyeler mevcut. Diğerlerine de rol model olmalarını umut ediyorum.
Kadın derneklerinin de önceliği yasal düzenlemeler konusunda baskı ve yaptırımlar olmalı. Günü kurtaracak, bir kare şov etkinliklerle önce kendinizi sonra diğer kadınları kandırmamanız gerekiyor. Bu konuda özellikle 2021 Yılının tek ve ilk maddesi Kadın Cinayetlerini önlemek için Hukuk düzeni revizyonu olmalı. Suyu başından kesmek lazım. Ayrıntıları bir kenara bırakarak işi temelden çözmeye çabalamak gerekir.
Umutlarımızın asla bitmeyeceği güzel günler göreceğiz.
Kesinlikle doğru tespitler
2021 tüm sorunların çözüm ve farkındalık yılı olsun dileğiyle
Kaleminize sağlık sibel hanım.Yıllardır aşılamayan bir konu .Erkek egoöanyasının olduğu topraklar.Ne zaman kadını yok saymamayı öğrenecekler.
Bir erkeğide bir kadın yetiştiriyor .sorun yetiştirmedemi yoksa erkeğin doğasımı bu?