Bir istismar kaynağı ve kaymağı haline getirilen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, gazetelerde yayınlanan kutlama mesajlarında BUİKAD. BURSA İŞ KADINLARI VE YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ tarafından sponsorların desteğini alan 120 kadın resminde, başı kapalı bir tek kadın göremedim, dikkatimi çekti, düşündüm. Bu yazımı yazmaya karar verdim, Milleti/Okuyanı uyutmasınlar diye…
Aslında Allah’ın emri ile örtünmeleri Farz olan bu kadınlar ve dernek kimden yana, neyin ideolojisini yaparlar, iman ve inançları ne noktada?..
“Düşüncede, eylemde, hayatın her alanında, eşitlik için bütün kadınların yanındayız” ifadeleri ile ne demek istedikleri belli olmayan zihniyet, ayrı bir kambur ve yara..
ABD’nin Newyork şehrinde, 1857 yılında kırk bin dokuma işçisi kadın, kötü çalışma şartları protesto amacıyla grev yapınca, polis işçileri fabrikaya kilitledi. Çıkan yangında 129 kişi hayatını kaybetti. Bu olay daha sonra Sosyalist Enternasyonele bağlı devletlerde, aralıklı periyatlarla çeşitli etkinliklerle kutlandı.1921 yılından beri Türkiye’de de kutlanan “EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ”, 1975 yılında, B.M. Genel kurulunda alınan bir kararla “DÜNYA KADINLAR GÜNÜ” olarak kutlanmaya başladı.
Kapitalist sistemin bir dayatması olarak görülüyor. “Anneler günü, Babalar günü, Sevgililer günü, Emekçiler günü, Hayvan Hakları, …… gibi daha birçok menfaat baronlarının icadı günler ne getirir, neler götürür?…
Kadın ve erkek metabolik olarak, gerek psikolojik olarak birbirinden çok farklıdır. Kadın erkek eşit değil, kadın ve erkeğin hakları eşittir. Yaratılış fıtratında, asıl belirleyici ADALET’tir. ADALET getirmeyen bir eşitliğin anlamı, faydası ne olabilir?
Medyaya ibret nazarıyla bakın…Televizyon haberlerini dikkatle izleyin…Kadın cinayetleri, kadınlara yapılan tâciz/tecavüz olaylarını kılı kırk yara gözden geçirin…Ne oluyor, neler oluyor, neler empoze ediliyor?…
Devrimci ve Devirimciler, sahte Kemalistler, Cumhuriyeti ve Atatürk’üz kendi kafalarına, ideolojilere göre çeşitli kalıplara dökenler, samim değildir, ihanet içindedirler.
İslam’da kadının yeri bellidir, ona verilen değer, Cennet’i ayakları altına sermiştir. “ANA” gibi bir isimle, değerle anılan, hürmet gösterilen kadın, anaları günümüz kaosunda isyan perdesi altından çıkarmak gerekir.
Kadın, Ana bir meta haline getirilmiş; çiklet sakızında, otomobil lastiğinde, çeşitli dizilerde kullanılan çıplak kadınlar, cahiliye dönemindeki kadınları aratmaz hale gelmiştir.
Biz yıllardan beri anaları arıyor, kadınlığın şeref/haysiyetini kurtarmak için mücadele veriyoruz. “Hayvanlarıa Koruma Derneği” yanında “Kadınları Koruma Derneği”nin olmaması, madalyonun diğer yüzüdür.
Anlayanlar için yine bir şiirimle yazımı bitireyim:
BİR ANA ARIYORUM!
BİR ANA ARIYORUM! Mâhremine kapalı,
İmanı büyük cevher, yalnız Hakka tapalı,
Elif gibi doğrudur, hilelerden sapalı,
Cihadın anasıdır, Emr-i Maruf yapalı,
ANA BAŞIMIN TACI, HER DERDİN İLÂCIDIR.
BİR ANA ARIYORUM! Mehmed’imin anası,
Ab-ı Hayat İksîri, içen doymaz kanası,
Nöbette iki ciğer, evlâdına yanası,
Ayna gibi parlıyor, ellerinde kınası,
ANASIZ ÇOCUK YETİM, ANA BAŞLAR TACIDIR.
BİR ANA ARIYORUM! Peygamber’i doğuran,
Uykusuz gecelerde, ümitleri yoğuran,
Hasret-i sevdâlarda, hayalleri kavuran,
Mazlumların yanında, aç/susuzu doyuran,
AĞLARSA ANAM AĞLAR, GERİSİ YALAN AĞLAR.
BİR ANA ARIYORUM! Anadolu ismidir,
Mübarek değerlerde, Şan-ı Şeref cismidir,
Öpeyim ellerini, hayal olan resmidir,
Cehennem’e sütrede, akan yaşın çeşmidir,
ANA YUVADA DİREK, OLMAZSA YANAR YÜREK.
BİR ANA ARIYORUM! ak pürçekli nineler,
KEMÂLİ şiirinde, bağrı yanık sîneler,
Ne kadar yazsan azdır, hecelerde yineler,
Ömür olsa bin sene, sırtımıza bineler.
ANAMI ARIYORUM, HASRETTE YANIYORUM!
Bu analar, kadınlar başımızın tacı, evimizin direği, gönlümüzün ilacıdır.
İnsanımızı aldatmaya, beyinleri yıkamaya, uyutmaya gerek yok…
Günümüz teknolojisinde, imkânlarda gizli/kapaklı bir şey yok…
İsteyen her şeyin doğrusunu bulur, böyle yaşar. Cennet’i, Cehennemi de çok iyi bilir.