Cinayetler, tecavüzler ve tacizler artarak devam ediyor. Ahlaki düzen, aile düzeni ve yozlaşma artıkça bu tür olaylarda artıyor ve tavan yapıyor. Olayı sadece cahillikle ve aile düzeni ile değerlendirmek yeterli olmaz.
Olayların aile boyutu var, ahlaki boyutu var, sosyolojik boyutu, ekonomik boyutu ve eğitim boyutu var. Dini boyutunu da unutmamak gerekir. Kadın cinayetlerini önlemek için cezaları ağırlaştırmak da yetmeyecek gibi gözüküyor. Ahlak, eğitim, aile huzuru, alkol ve uyuşturucu ile mücadele gibi tüm nedenleri birlikte değerlendirmek durumundayız.
İnsan olarak hiç birimizin bu olaylara ilgisiz ve seyirci kalması düşünülemez! Olaylar sadece aile içinde yaşanmıyor, toplum içerisinde de bu tür hadiseler ve kavgalar, adam öldürmeler çoğalmaya başladı. Ancak kadınların bu hadiselerle sık sık gündeme gelmesi toplum olarak hepimizin vicdanını kanatıyor. Aile içi tecavüzleri, anne ve babayı katledenleri, küçük çocuklara tecavüz edip öldürenleri nasıl kabulleneceğiz, hangi insanlık duygusu ile hoş göreceğiz?
Olamaz böyle bir vahşet diyoruz! Haklıyız da: Tecavüz, ırza geçme, masum çocuğu katletme ve kadınları vahşice öldürme masum görülemez haklı bir yanı da olamaz! Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır; insan bu denli canavarlaşmaz diye tepki duyuyor, isyan ediyoruz. Bunu İslamla bağdaştırmak cehaletin başka bir yüzüdür.
Dedik ya: cinayetlerin ve ahlaksızlığın çok boyutu var. Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, eğitimin yetersizliği, teknolojinin getirdiği ahlaksızlık ve hırçın oyunlar, işsizlik nedeniyle ailenin bozulması, ekonomik yapının dengesizliği, insanların bitmek tükenmek bilmeyen istek ve israfları, İslami eğitimden bir haber oluşumuz ve psikolojik rahatsızlıklar gibi bir çok nedenleri var…
Son günlerde gündeme gelen kadın cinayetleri ve çocuk tecavüzcülerinin durumu toplum olarak hepimizi ayağa kaldırdı. Çok haklı olarak bu vahşet yapılamaz, bunları işleyenler insan olamaz diye haykırıyoruz; ama insan kılıklı yaratıklar bunlar. İnsan denilen bu şerefli varlıktan ahlaki ve dini özelliğini çekip alırsanız geriye hayvani ve vahşi özelliği kalır. Hayvanlaşan bu yaratık da tüm dengesiz suçları işlemeye aday bir mahluk haline geliyor, öyle değil mi?
Bu konuda ne desek haklıyız! Ancak çözümü nedir? Çözüm ve alınacak tedbirler üzerine yoğunlaşırsak bundan sonra işlenecek suçları azaltabiliriz belki de… Devlete düşen görevler var, anne babaya düşen görevler var, ailelere düşen görevler var ve hocalara düşen görevler var. Yani mücadele çok yönlü ele alınmalı ve olayın tüm boyutları değerlendirilmelidir diyoruz.
Konuya Peygamberimizin yaklaşımını ifade eden şu hadislerle bakalım: “Çocuklarınızı eşit tutun. Şayet çocuklar arasında fark koysaydım kız çocuğunu üstün tutardım.”
“Eşine yediğini yedir. Giydiğini giydir. Ona şiddet uygulama. Ona vurma. Onu çirkin sözlerle tanımlama. Hakaret etme.” “ Kadınlar konusunda Allah’tan korkun. Onu Allah’ın emanetiyle aldınız.”
“İçinizde en iyi mümin, hanımına iyi davrananızdır. “Allah sizden kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister. Çünkü onlar sizin analarınız, kızlarınız ve teyzelerinizdir.”
“İki kızı olup da onlara iyilik eden -horlamayan- kişi ile ben cennette beraberiz.” Kız kardeşinin veya kızının ihtiyacını gideren cennete girer.”(Hz. Muhammed (asv))
İslamın: “Cennet (sâliha) annelerin ayakları altındadır!”buyruğu dinimizin kadına bakış açısını gösteren en önemli kuralıdır.
Kadına tecavüzü, kadına basıyı ve kadın cinayetlerini toplumun yüzde doksanı onaylamıyor ve tepki gösteriyor. Ancak yaşanılan bu olaylar hepimizin vicdanında derin yaralar açıyor: Yeter artık diyoruz! Cinayetler, baskılar, zülümler bitsin ailelere, yuvalara huzur gelsin istiyoruz…
Vahşi cinayetlere, ahlaksızlığa ve insanlara yapılan zulme vicdanı olan, dini ve insanlık vasfı olan herkesin karşı olduğu bir gerçek! Bu hadiseler bitsin, ailelere sevgi ve huzur hakim olsun, insanlar kardeş olsun istiyoruz…
Cezaların artırılması ( idam cezası) da dahil insani, ahlaki tüm boyutları ile ela alınmalı.Uyuşturucu ile mücadele, ahlaksızlıkla mücadele, aile huzur ve güveni tüm yönleri ile ele alınmalı. Toplumsal sorunlar, gençlerin başıboşluğu, boşanmaların artması gibi bir çok sebep birlikte ele alınmalı ve bu olayların üzerinde durulmalıdır.
Yoksa bu tür cinayetlerin ve ahlaksızlığın önünü alamayız. Başta devlet olmak üzere hepimizin üzerine düşen görevler var, hiç birimiz bu sorumluluktan kaçamayız…