Türkiye’de yılan hikayesine dönen özelleştirmelerden biri de İzmir Limanı oldu. Liman, Ege’de önemli bir konuma sahip ve çok geniş bir hinterlanda hizmet veriyor. Konteyner yüklerinde İzmir Limanı kendi hinterlandında hemen hemen rakipsiz konumda.
İzmir Limanı’nın özelleştirme sürecinde ihaleyi kazanan Global-Hutchison- EİB Limaş konsorsiyumunun önce hukuki sürece ardından global krize yakalanmasıyla ihale dışı kalması şimdi yeniden limanı kaderiyle başbaşa bıraktı.
Peki 2008’de 895 bin 102 teu kapasitesiyle kriz sürecinde dahi 115 bin dolar yıllık ciro elde eden İzmir Limanı’nın geleceği bundan sonra ne olacak?
Bir liman kenti olan İzmir şimdi “kader zamanlarını” yaşarken, Türkiye’nin bu en büyük konteyner limanın geleceği tartışılıyor.
Çelebi Grubu, zor ihtimal
Özelleştirme İdaresi’nin ihaleyi ikinci sırada kazanan Çelebi Grubu’na teklifi beklenirken, grup verdiği sinyallerde isteksiz olduğunu şimdiden hissettiriyor. Çelebi ihalede 1,270 milyon dolar gibi yüksek fiyat teklif etmişti. İkinci grup olan Çelebi için de 15 milyon dolarlık teminat geçerli ve grubun teminatı bankada bekliyor. Çelebi’nin de, yasal olarak iki ayrı 45 gün şeklinde süreci uzatma hakkı var.
Bu arada Özelleştirme İdaresi Çelebi’nin olumsuz yanıt vermesinin ardından, yaklaşık altı ay içinde ihaleyi tekrarlama kararı alabilir. 1.275 gibi yüksek rakamlardan neredeyse yarı fiyatlarına düşen bir ihaleyi göze almak Özelleştirme İdaresi için olumsuz bir tablo oluştursa da serbest rekabet kuralları içinde bu ihtimal daha güçlü görünüyor. Ancak, sendika yeni ihale yapılırsa bunu da yargıya taşıyacağını duyurdu. Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Vakfı Merkezi (KİGEM) ve Liman ve Kara Tahmil-Tahliye İşçileri Sendikası (Liman-İş) İzmir Şubesi yetkililerinin açıklamaları ihaleye girecek firmaları geçmiş tecrübesinden dolayı ürkütme riski de taşıyor.
Taraflar birleşebilir
Hükümetin tavrını özelleştirmeden yana açık koyması nedeniyle yeni bir ihale yapılacağı beklentisi hakim. Bu beklentiye karşılık, geçen özelleştirmeye ayrı ayrı giren grupların birarada girme olasılığı da yüksek görünüyor. Bu da İzmir’in elini güçlendirebilir. Türkiye genelinde Fiba Holding, Batıçim gibi yaklaşık 100 firma ya da kişiyi arkasına alan Arkas’ın ağırlıklı olduğu grup, yeni oluşumlara açık olduğu sinyali veriyor. Bu kez bu grup ile ihaleyi alamayan grubun parçası olan Hutchison, Ege İhracatçı Birlikleri ortak bir konsorsiyum oluşturabilir. Alsancak Liman Hizmetleri Başkanı ve Arkas CEO’su Önder Türkkanı, Egeli ihracatçıların herşeyden önce müşterileri olduğunu, birbirlerini et ve tırnak gibi gördüklerini belirterek, konsorsiyumun çok daha güçlü oluşturulması için hazır olduklarını söylüyor.
Otonom model olabilir
Bu öneriyi İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş dile getiriyor. “İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediyemiz, odalar, limanın büyük müşterisi olan ve liman işletmeciliğini bilen Arkas ile ilgili kurumlardan hemen bir otonom yönetim oluşturalım” diyen Demirtaş, bu otonom yönetim için iki yıl gibi bir süre istiyor. Bu süre içinde limana takviyeler yapılarak kan kazandırılacağını söyleyen Demirtaş,öneriyi şöyle açıyor:
“İki yılda limanın yaralarını sararız. Yeter ki limanın iki yıl boyunca gelirlerine karışılmasın. Bizler toparladıktan sonra yeniden özeleştirme yapılabilir. Önerimiz yapılmadan ihaleye çıkılırsa ihalede verilen fiyatın yarısı dahi bulunamaz”
Ayrıca bu önerinin bir başka şekli de; bir süreliğine değil, 49 yıl gibi bir süre için liman otonom yönetime bırakılmasını kapsıyor. Limanın ilk tevsii çalışmalarını yapan TCDD limanın gelişmesi ve öncelikli tevsii çalışmaları için yaklaşık 250-300 milyon TL arasındaki çalışmayı yapması ardından otonom yönetiminin bu rakamı geri ödemesi öneriliyor. Ayrıca KİGEM ve Liman İş gibi kuruluşların da bu senaryoya sıcak bakma olasılıkları yüksek.
Evet sonuçta liman yalnızca İzmir’in bir ticari aktivitesi değildir. Bölgeyi, ülke ticaretini doğrudan ilgilendiriyor. Bu belirsizlik 40 yıllık vinçlerle iş görmeye çalışan İzmir limanını her gün biraz daha güçsüzleştiriyor.