Edindiğim bilgilere göre; 30 Ekim 2020 günü, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ege Bölgesi’nde ve İstanbul’da da hissedilen depremin merkez üssünü Ege Denizi’nde İzmir’in Seferihisar ilçesinin 17,26 kilometre açığı olarak açıkladı.
Bayraklı ilçesinde acısını gösteren depremin 15 saniye sürdüğü söylendi, ancak sosyal medyaya yansıyan bazı görüntülerde depremin 30 saniyeden fazla sürdüğü görülüyor. 7.00’a yakın şiddette olduğu belirtildi. Kurtulamayanların sayısı 110’ü aşarken yaralı sayısının ise 1050’i geçtiği bilgisi alındı.
Depremin hemen ardından sosyal medyada acılar paylaşıldı. İzmir Otelciler Odası Başkanlığı, onlarca oteli, ücretsiz olarak depremzedelerin konaklamalarına açtı. Tüm büyükşehir belediyeleri, olanca yardımlarıyla orada oldular. İnsanlar ve ilgili kurum ya da kuruluşlar ivedi olarak yardıma koştular. Acılar paylaşıldı!
Kimi TV kanallarının açıklamasına göre; depremin evlere çok zarar vermesinin nedeni; ağırlıklı olarak yine ticaret ve siyasetin belirgin olumsuzluğu… Ticaret amaçlı evlerin altındaki salonların kolonlarının (direklerinin) kesilerek market, oto satış yeri ya da otogar yapılması, vb gibi… Prof. Dr. Oğuz Çelik; zemin katlarda duvarların olmadığı yerde tamamen pencerelerin olduğunu söyleyerek; “Bu tür katlara ‘bomba kat’ adı veriliyor. Çünkü burada bina kapasitesini yitirdiği an göçmeye başlıyor!” dedi. İlerleyen günlerde kimi yükleniciler ve suçlu görülenler soruşturmaya alındı.
Her felâket üzücüdür! ‘Türk’üm’ diyen her birey; kaderde, kıvançta ve tasada aynı duyguyu taşımalıdır. İlkokulda söylenen andımız vardı. Şimşek şimşek beyinlere giriyordu ve hayat boyu uygulamaya yarıyordu! Dün öyleydi bugün böyle mi oldu acaba? Yoksa bu Mustafa öğretmenin dediği gibi: “bööön yok, Düneyen vardı.” Söyleminde mi kaldı?
Enkaz altından yüzlerce sağ çıkanlara koşut onlarca can kaybı da var! Enkaz altından üç gün sonra çıkarılan üç yaşındaki Elif Perçin’in tuttuğu kurtarıcısının parmağı görüntüsü oldukça etkileyici! Ne ki sosyal medyada paylaşılan bir mesaj infial (kızgınlık) uyandırdı! İşte o mesaj:
“Asena Türk isimli bir sosyal medya kullanıcısı, depreme ilişkin paylaşımında “Ya Rabbi! İzmirliler gibi zinaya, nefsime değil, seccademe köle et beni… Âmin!” diye yazdı.” Bu paylaşımın ardından on binlerce sosyal medya kullanıcısı, söz konusu paylaşımı yapan kişinin bulunması için emniyete ve ilgili kurumlara şikâyette bulundu.” Bunu mesajı atan ve böyle davranan onlarca haddini bilmez, tutuklandı.
Başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerime koşut, yazımı bir şiire dönüş yaparak bitirmek isterim.
Depremi zinadan bilenler hariç hayatını kaybedenlerin yakınlarının başı sağ olsun. Yaralılara ve İzmir’de yaşayanlara geçmiş olsun.
Eğitimci yazar ve şair dostum Muhsin Durucan’ın yazılarını yakın zamana kadar “milliyet blog”da zevkle okuyordum. Bir ara göremez oldum. Telefonla sorunca, bundan sonra “Yazar Portal”da yazacağını öğrendim. Son İzmir depremiyle ilgili yazını bulup okudum. Gerçekten güzel bir yazı! Yararlandım. Ayrıca yazısının sonuna aldığı depremle ilgili şiir de güzeldi. Kutlarım!