Bir gece düzenleyip, parası olanların kesesine, iyilik dağıtmak için daldırma fikrini ayakta alkışlamak lazım. Geliri çok olanların topluma fayda sağlamayı satın almasından daha güzel ne olabilir? Birçok örneklemeler bulunmakta. Yıllar önce AIDS tedavisi araştırmaları ve birçok hastalıklara yardım gecelerinde milyonlarca dolar bağışlar toplanmış. Mersin’de geçtiğimiz günlerde Çukurova Genç Girişimci İş İnsanları Derneği ev sahipliğinde KELEBEK HASTALIĞI (Epidermolizis bülloza (EB) ya da halk arasındaki adıyla kelebek hastalığı; ciltte bulunan yapısal proteinlerdeki mutasyonlar sonucu ortaya çıkan, konjenital ve heterojen grupta bir hastalıktır. Nadir görülen kelebek hastalığında; bacak, kol, el, ayak, göz, kalça, ağız içi, nefes yolu, yemek borusu, genital ve anal bölgelerde bül (içi su dolu kabarcıklar) görülür. Deride ve mukozada oluşan büller, genellikle bölgeye baskı uygulanması ya da çarpılması sonucu ortaya çıkar. Hafif bir temas bile bülün oluşumu için yeterlidir. Kırılgan cilt ile karakterize bir genetik hastalık olan kelebek hastalığı, vücutta enfeksiyon ve yaralara yol açabilir. Doğumdan veya yaşamın ilk yılından sonra ortaya çıkan bu hastalık, genellikle genetik olarak gelişir. Kelebek hastalığı her ırk ve cinsiyette aynı sıklıkta görülür.) yararına gece düzenlendi. Gecenin çıkış noktası ünlü sanatçı Fulden Uras’ın kelebek çocuklarıyla tanışma hikâyesiyle başladı. Ailesinde en yakınlarını ardı ardına kaybetmenin acısıyla tesadüfü olarak öğrendiği hastalık hayatını değiştirdi. Bu kutsal görevi yerine getirirken farkındalık yaratmaya ve örgütlü olarak yardımları çoğaltmaya başladı. Bu sene yine Mersin’de kelebek çocuklarımız için gece düzenlenerek onlara bir nebze şifa olmaya gayret edildi. İyiliğin pahalı bir şey olmadığını herkesin görmesini sağlamak, bu konuda yardımsever insanlarımızı örgütlemek ve toplumumuzu birliktelik çatısı altında toplamayı önemsiyoruz. Burada müthiş bir imece kültüründen bahsediyorum. Şans yakalayanın olur derler. Biz aslında Mersin’de bunu yakaladık. Her ne kadarda gecemize katılamasalar da sürekli halkın içinde olan Sn. Valimiz Ali Hamza Pehlivanoğlu ve Mersin’e ayrı hava katan, güzelleştiren Mersin Belediye Başkanımız Sn. Vahap Seçer, yardımsever iş insanları ve dinamik oda başkanlarımız mevcut. İstisnalar kaideyi bozmaz. Tam tersine asla tasvip etmediğim EN Geceleri (En İyiler ödülleri. Kime ve neye göre. Bedelli ödüller geceleri ) bunlara dur diyen olmalı. Toplumda herkes bunun yanlış olduğunu konuşuyor. Konuşanda gidip ödül alıyor veya veriyor. Neyse bu konuyu ayrı bir yazımda detaylı ele alacağım.
Güzel ve gerçek bir hikâyeyi aktarmak istiyorum. Napoli’nin kenar mahallelerinden birinde, bir kahvede kahve içerken, biri gelmiş barmene “due caffee, uno sospeso!” demiş, yani iki kahve, biri askıda… Adam kahvesini içmiş, iki kahve parası vermiş çıkıp gitmiş, barmen de, bir çiviye küçük bir kâğıt parçası takmış… Biraz sonra iki adam girmiş, onlar da kahvelerini içip çıkarlarken üç kahve parası bırakmışlar… Barmen yine kâğıdı çiviye takmış… Herkes içtiği kahveden bir fazlasını ödüyor, barmen de kâğıdı çiviye takıyor.
Biraz sonra her halinden yoksul olduğu anlaşılan biri gelmiş, barmene “uno caffee sospeso” demiş, yani “askıdan bir kahve!”
Elbette yardım etmek çok kutsal bir duygudur ama insanları yardıma muhtaç bırakmayacak bir düzende yaşatmak daha kutsaldır. Var mı öyle bir düzen?
Sosyal devlet ilkesi çerçevesinde kapsayıcı çözümler üretilmeli. SMA, Otizm ve birçok hastalıklar için yetersiz kalınmakta. Bütçeleri yüksek olduğu için bu geceler düzenleniyor. Bu konuda iyileştirme çabası görmeyi umut ediyoruz. Ekonomik olarak açlık sınırına dayandığımız noktada hassas ve hayati önem taşıyan hastalıkların tedavisi ve malzemelerine Devletimiz el atmalı. İyilik bulaşıcı evet. Bu geceleri organize etmek, destekleyici bulmak bir o kadar da zor.
Sosyal sorumluluk projeleriyle de ilgi odağı olmaya devam eden Fulden Uras’a teşekkür ediyorum. Sosyal Sorumluluk projelerine önem veren Sivil Toplum Kuruluşlarının çoğalmasını diliyorum. Kenti için ekonomik, Çevre, Sanat ve sağlık adına gerçek manada örgütlü olan dinamik STK’lar gerçek ödülleri hak ediyorlar. Gerçek alkışı hak ediyorlar.
Anlamlı geceye destekleyici olan güzel yürekli insanların çoğalması gerekiyor. İyilik tüm kapılar açar…