Depremden tam on gün önce annem vefat etmiş ben de o sebeple Elbistan’a gitmiştim. Annemi ebedi istirahatgâhına, babamın yanına yerleştirdikten sonra evime dönerken memleketimin dağlarına, cadde ve sokaklarına derin bir iç geçirerek bakmıştım. Artık doğup büyüdüğüm memleketime hangi vesile ile geleceğim ki? deyip son bakışla bakar gibi bakmıştım.
O bakışımın üzerinden tam dört gün sonra depremle sarsıldı, yerle bir oldu canım memleketim. Yakın akrabalarımda bir kayıp yoktu ama tanıdık tanımadık pek çok insanın acısı çöktü elbette yüreğimize. 37 gündür ülkemizin 12 şehrinin acısını her insan gibi ben de içimde derinden yaşadım yaşıyorum. Elimden sadece televizyon başına kilitlenip dua etmekten başka birşeyin gelmemesi ayrı bir acı.
Geçen gün yeğenim annemin evinden bir video çekip gönderdi. Evin içi içler acısıydı. Duvarları kötü bir şekilde patlamış, annemin yatağının üzerine molozlar yığılmıştı.
O görüntüyü görünce;
“Annem zaten ölecekmiş, iyiki depremden önce ölmüş”dedim. Garip ama gerçek. Bir tür teselli buldum bu görüntüden. Her ölüm acıdır elbette ama beterin beterini görünce avunuyor insan. Ne denebilir ki başka?.
Asuman Soydan Atasayar