Allah sevgiyle yaratıp var ettiği hiçbir kulunu sevimsiz olup çirkin hareket etsin. Kötü huylu olup hep kötülük etsin. Asi olup hep günah işlesin diye yaratıp var etmez. Hiçbir ana babada evladının çirkin, kötü ve asi olmasını istemez.
Ancak Allah’ın yaratıp var ettiği bütün varlıklar birbirinin karşıtıyla var olup yaşayıp yok olurlar. Çünkü bir tek kendisi tektir. Eşi benzeri, dengi yoktur. Tek yaratıp var edici güç, kudret ve kuvvetin tek sahibi yine O’dur. O kendi tekliğine karşılık, dünyada yaratıp var ettiği birden fazla olan sayısal her çokluğa ait her şeyi, birbirinin karşıtı ve tamamlayıcısı olarak yaratıp var etmiştir.
Bu kuvvet, doğal hayat içinde oluşan her şeyin hepsini birbirinin karşıtı olarak yaratıp var ettiğinden, yine onların hepsini bir sebeple birbiriyle ilişkilendirip yaşatır. Yaşattıklarının hepsini de doğal hayatın akışı içerisinde yine bin bir türlü sebeple birbiriyle ilişkilendirip deneyip sınayıp test ederek hayatlarını sürdürmelerini sağlar. Sürdürdükleri ilişkilerine bağlı bilinir, bilinmez bin bir sebepten ya da karşıtlıktan dolayı hayatlarına son verir.
Ancak doğal hayat içinde yaşayıp var olan bütün varlıklar hep birbirlerinin varlık sebebine ve yaşantısına ilgi duyup merak ederek çekim alanı oluştururlar. Yani birbiriyle ilişkilendirilirler. Çünkü genelde bütün varlıkların hepsi özellikle de insan, bir damla sudan meydana gelmiş olduğundan meyil bulup yönlendirildiği her yere akar.
İşte doğal hayat içindeki bu akış, hayatın canlı olup yaşamasını sağlar. Yaşatırken de hepsini birbiriyle ilişkilendirir.
Bu ilişkiler yumağı içinde iyi bir insan olmanın şartları pek çok olsa da, ben bunlardan sadece temel teşkil edecek olan ve şu an için aklıma gelen üç beş tanesini saymak isterim.
– Ana ile babanın sağlıklı ve iyi yetişmiş olmaları.
– Evlilikte ilişkilerinin karşılıklı güvene dayalı sağlam bir yapıda olması.
– Kurdukları yuvada samimiyet, sıcaklık, sevgi, aşk ve muhabbet gibi bazı güzellikler olmalı.
– Ana ve baba sosyal olmalı. Toplumla iç içe yaşamalı, Faal olmalı.
– Anne gebelikte dengeli beslenip, huzurlu bir gebelik dönemi geçirmeli.
– Çocuk vaktinde doğmalı, doğum esnasında hiçbir olumsuzluk yaşanmamalı.
Doğum sonrası şu üç döneme dikkat edilmeli. İlki, doğumundan itibaren en az iki ile dört yaş arası, ikincisi yedi ile on bir yaş arası, üçüncüsü de on beş ile yirmi bir yaş arası çocuğa çok iyi bakılmasının yanı sıra sonraki hayatı için de sorun olabilecek bu dönemler içinde hiçbir ateşli hastalık da geçirmemiş olması gerekir. Akıl ve zihin açısından, bu çok önemlidir.
Bu arada oluşturulacak olan her şey temel dolgusudur. Onlarda; Oluşturulacak iyi bir kişiliğe yönelik; En başta sevgi vermek, bilgilendirip eğitmek, eğitirken öğretmek, bilgilendirip, eğitip, öğretirken de işi inada bindirmeden, özgür iradesi içinde (yaratılışı gereği) güzel alışkanlıklar edinip, güzel huylar kazanmasını sağlamak olmalıdır.
Başta kendini, sonra ana, babayı daha sonra varsa diğer aile fertlerini sevmesi öğretilip sağlanmalı ki, akıl ve zekâsı parlayıp açılsın. Çünkü çocuk sevilirken sevip hayata tutunup yaşama azmini artırsın. Kendini önemseyip aile bireylerine uyum sağlayabilmek için akıl ve zekâsını doğru kullanmayı öğrenirken zihinsel ve bedensel hareketlerini geliştirilsin. Çocuklar yaratılışları gereği genelde başkalarının öğretip vermesinden ziyade bu yaşlarda kendi kendilerine öğrenip almayı daha çok severler.
Bunların yanı sıra çocuğun akıl ve zekâsının gelişmesi açısından önceleri yapbozlarla, daha sonraları basit olan kuralsız oyunlar, gelişimini müteakip daha sonraları kurallı oyunlar öğrenip oynamasına izin verilmeli ki, akıl ve el yetenekleri gelişsin.
Çocukla bir büyük gibi konuşup kelime haznesinin artırılması sağlanmalı.
Daha sonraları akıl ve yaş durumuna göre görev ve sorumluluklar verilerek kendini, hayatı ve hayat içindeki her şeyi sevmesi sağlanmalı
Her şeyden önce çocuğa çok iyi bir ortamda eğitim ve öğretim verilmeli. Baştan donanımlı olmalı ki, hayatı daha kolay göğüsleyebilsin.
Bununla birlikte çocuğa, iyi bir aile ortamında, hayatın zorluklarına katlanıp, karşılıklı dayanışma içinde birbirini sevip, dinleyip, anlayıp, anlaşarak hoşgörü içerisinde yaşayan iyi bir anne ve baba olup çocuğa güzel örnek olunmalı.
Çocuk her şeyi ailede bulmalı. Kafasına takılan sorular hiçbir zaman cevapsız bırakılmamalı. Güven ve adalet duygusu verilmeli. Sevilip okşanmalı. Ama şımartılmamalı.
Çocuk dede, babaanne ve anneanne, hala, teyze, dayı, amca gibi yakın aile bireylerini tanıyıp iyi ilişkiler içinde olmalı.
– Çocuk pozitif duygularla yetişmeli. Bencillikten uzak, paylaşımcı olmalı.
– Her zaman iyi niyetli olmalı. Ama her olumsuzluğa hazır olmalı.
– Hakkı tanıyıp, vicdan sahibi olmalı. Sosyal içerikli olmalı.
– İnsanları sevip onlarla iyi geçinmeyi öğrenmeli. Yardımlaşmayı öğrenmeli.
– Okuyup düşünmeyi öğrenmeli. Bunun için okuma sevdirilmeli.
– Hayatta her şeyin başa gelebileceğini bilip ona göre hazırlıklı yaşamalı.
– En başta kendini tanıyıp sevmeyi, sonra inançlı olmayı, daha sonra çevresindeki yakınlık sırasına göre herkesi sevmeyi öğrenmeli.
– Doğal doğa ve çevreyi sevmeli. Evcil hayvanlarla iç içe olmasa da onları tanıyıp sevmeye çalışmalı. Çünkü hiçbir çocuk kötü, suçlu, günahkâr doğmaz. Herkesi hayat şartları içerisinde cereyan eden beşeri ilişkiler iyi ya da kötü yapar. İyi ya da kötü davranış biçimleri, karşılıklı etki tepkiye bağlı olarak oluşur. Onun için daha pek çok şeyler sayılabilir ama burada bu kadarı yeterli diye düşünüyorum.
Çocuk sevilirse, sevmesini, dövülürse dövmesini öğrenir. Onun için çocuğun iyi bir insan olabilmesi çok bilgili olmasına değil, ama çok iyi bir eğitim almış olmasının yanı sıra, vicdanlı yetiştirilip, vicdanlı olmasına daha çok bağlıdır.
İşte yukarda saydığım şeylerin hepsi çocuğu içinde yaşanılacak olan hayata ve topluma kolay alışıp, kolay adapte olup, uyum sağlayıp yaşamasını kolaylaştırmak ve aynı zamanda da yaşayacağı hayat içinde kendisine saygın bir yer elde edip çalışıp kazanıp insanca yaşamasını sağlamak içindir.