Meclis, ordu, merkez bankası bir devletin oluşumunda olmazsa olmazlardandır. Ama istihbarat olmayınca o devlet çadır devletinden öteye gidemez. Çadır devletleri de görüyorsunuz işte ABD osuruğuyla darman duman olup gidiyor. İstihbarat örgütü bir devletinen derin klasörüdür. Her el o klasöre ulaşmamalıdır hatta ulaştırılmamalıdır. Bence dünyanın en zor işlerinden biridir istihbaratçılık.Devletin devamlılığında en etken kurumdur ve milli hafızaya sahiptir. İstihbarat örgütleri hem hukuki yönüyle var olandır hemde görevleri yönüyle yok görünmesi zorunlu olandır. Hem var hem yok görünebilmekte kolay iş değildir.
MİT yani Milli İstihbarat Teşkilatı bizim gururumuz ve yüz akımız bir kurumdur. Ulusal menfaatlerimiz uğruna tüm güçleriyle çalışmakta olduklarından eminiz. İstihbaratçılığın ne kadar zor bir iş olduğunu onlar yaşayarak biliyorlar.
İstihbaratçılık hem bilgi toplama hem de bilgi gizleme usullerinin tümüdür. Yani bir istihbarat elemanı bilgi almayı da bilmeli ve bilgi kaptırmamak için bilgiyi gizlemeyi de bilmelidir. Bilgi alırken de gizlenmiş bilgileri çözmeyi de bilmelidir. Bu bakımlardan bir istihbarat elemanın seçmek ve yetiştirmek çok zordur çok emek ister. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin istihbaratta temel olan insandır. İnsan yetiştirmek ilk kuraldır.
İstihbarat elemanı ÖSS sınavlarından seçilmez seçilmemelidir de. Teşkilatın böyle bir yöntem uyguladını pek zannetmiyorum. Normal prosedür memur alımları bu alanda pek işe yaramaz. Bilindik bir memur kafa yapısıyla da bu işler yürümez. Siyah takım elbiseli bond çantalı kara gözlüklü 1.90 boylu adamlar ABD filmlerinde oluyor gerçekte bu işler böyle yürümüyor. Siyasetçilerin etrafındaki bu tarz korumalar ise işin fiyaka bölümüdür. ABD başkanının etrafındakiler gibi mesela.
Bir istihbarat örgütü siyasetin de kuklası olmamalıdır, ideolojik görüşlerinde. İstihbarat örgütü hem içe hem de dışa yönelik çalışır. İçerde sağlıklı bilgi topladığı gibi dışarıda da sağlıklı sağlam bilgiler toplayabilmelidir. O yüzden istihbaratçı gizli kalabildiği oranda başarılı olacaktır. Siyasetçilerin siyasi çekişmelerinde kukla durumuna düşmüş bir örgüt ne işe yarar ki. Karılarının kendilerini aldatıp aldatmadığından şüphelenen zavallı siyasetçi ya da sanatçı medyatik ünlülerin yatak odası dürbünü durumuna düşürülmüş bir istihbarat örgütü ne işe yarar ki ? Ticari alanda rekabette holdinglerin ihale kavgasında çeteleştirilmiş bir örgüt nasıl milli olabilir ve ne işe yarar ki ? İşte tüm bunların ötesinde bir istihbarat örgütü devletin bekası yönünde akıllı ve inançlı insanlar yönetiminde çok başarılı olabilir.
İçerde yabancı devletlerin casuslarını yakalamak ve yabancı devletlerin bize hangi tuzaklar kurduklarını anlamak için, dışarıda kendi ulusal menfaatlerimize uygun ortamlar oluşturmak ve gerekli kişileri devşirmek için uzun zamanlar ve büyük emekler harcanıyor. Lobi faaliyetleri, ulusal şirketler bu işlerde çok etken kullanılıyor.Askeri eğitim operasyonlarda kaçınılmaz bir gerekliliktir. Siyaset, ticaret ve asker istihbarat alanında birleşmiştir. Devlet var oldukça kendilerinin de var olabileceklerinin idrakindedirler.
İstihbarat işleri ile parapsikoloji savaş teknikleri de son 20 yılda iç içe geçmiş durumdadır. Kimyasal psikoloji ve teknik dijital frekans beyin etkileşimleri istihbaratta çığır açmıştır. Ajanlar dayakla sopayla konuşturulmuyor sadece belirli ilaçlar ya da yönlendirici teknik takiple yabancı ajanlar zararlı halden faydalı hale sokulabiliyor. Hedef kişiyi onun farkına vardırmadan ajan haline sokmak teknikleri günümüzde zaman ve emek tasarrufu bakımından tercih ediliyor. 10 tane eleman yetiştirip hedef ülkeye yollamak 20 yıl emeğe gereksinim duyulurken hedef ülkede bir vakıf veya şirket kurup o vakıfta o ülkenin insanlarını dilediğiniz gibi kullanmak 1 yıllık emekle oluyor. Parasal açıdan da o ülkenin kaynaklarını semiriyor. Batı bu işlerde çok ustalaşmış durumdadır.
07 Ocak 2012 Cumartesi
UĞUR ÖZALTIN