Kanal İstanbul’un etüt proje işlerini tamamladıklarını bildiren Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan, “Kanal İstanbul ile Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin hükümlerini açık ve örtülü bir şekilde ihlal etmeden, İstanbul Boğazı deniz ulaştırmasına açık tutularak alternatif ve ikinci bir kapı ve suyolu açılmış olacak. ÇED Raporu’nun onaylanmasını bekliyoruz. Çevre Düzeni Planı’nın onaylanmasını müteakip ihale ilanına çıkacağız.” diye konuştu.
1-AKP yandaşı basında da bu günlerde Kanal İstanbul’un yapılmasıyla, gemi geçişinden yıllık 8 milyar dolar gelir elde edileceği, maliyeti 40 milyar doları bulacağı tahmin edilen Kanal İstanbul, hesaplanan getirisi ile 5 yıl içinde kendini finanse edecek iddiasını dillendiriyorlar. Her zaman olduğu gibi gerçekleri saptırıyorlar.
a)Kanalın maliyeti yandaş basına göre 40 milyar dolar, konunun uzmanlarına göre 60 milyar dolar, Türk parası olarak ise 250 – 320 milyar liradır.
b)2019 mali yılı için, Türkiye’nin bütününde, sağlıktan eğitime, ulaşımdan enerjiye, güvenlikten savunmaya tüm kamu yatırımları için bütçeye konan ödenek miktarı ise sadece 65 milyar liradır. Yerel seçim nedeniyle, 2019 bütçesinin önemli bir bölümü yılın ilk üç ayında tüketildiğinden, yatırımlar için bütçeye konan ödeneklerin önemli bir bölümü kullanılamayacak, en iyimser tahminlerle 2019 yılında kamu yatırımları için maksimum 40-45 milyar TL harcama yapılabilecektir. Bir başka ifade ile 2019 yılından 2026 yılına kadar, 82 milyon vatandaşımızın eğitim, sağlık, ulaşım, güvenlik alanındaki kamu yatırımları için ihtiyaç duyulacak mali kaynağa eş değer bir harcama, Kanal İstanbul için yapılacaktır.
2-Kanal İstanbul’a paralel daha kısa, daha geniş ve güvenli üstelik Montrö anlaşmasına göre ticari gemilerin boğazlardan serbest geçiş hakkı dikkate alındığında, ücretsiz olan İstanbul Boğazı dururken, kim geçiş başına ortalama 200 bin dolar verip kanal İstanbul’u kullanır?
a)Hali hazır durumda Karadeniz’den Marmara Denizi’ne geçişte İstanbul Boğazı’nı kullanan gemilerin, büyük bir bölümü koster ölçeğinde 2000-3000 DWT yük taşıma kapasiteli küçük ticari gemiler olduğu, taşıdıkları navlunun değerinin bile 200 bin dolar etmediği, önemli bir bölümünün ise Türkiye’ye ait olduğu da bir başka gerçektir.
b)Avrupa Asya arasındaki en kısa deniz yolu üstünde yer alan ve ticari gemileri Afrika kıtasını dolanmaktan kurtaran, dünya deniz trafiğinin % 8-9’una hitap eden Süveyş Kanalı’nda, yıllık gemi geçişlerinden elde edilen gelirin 5 milyar dolar olduğu, Atlas Okyanusu ile Pasifik Okyanusu arasında en kısa deniz yolu olan ve ticari gemileri Güney Amerika kıtasını dolanmaktan kurtaran Panama kanalında, yıllık gemi geçişlerinden elde edilen gelirin sadece 1,8 milyar dolar olduğu dikkate alındığında; İstanbul’da yapılması planlanan ticari gemilere hiçbir avantaj sağlamayan Kanal İstanbul ile ilgili yıllık 8 milyar dolarlık gelir ve 1,5 milyon kişiye iş imkânı sağlayacağı öngörüsünün, hiçbir ekonomik geçerliliği bulunmamaktadır.
3-Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkam Emin Koramaz’ın, kamuoyuna yaptığı açıklamaya göre “Bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan Kanal İstanbul, tam anlamıyla coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir”
a)Küçükçekmece Gölü kanala dönüşecek, tek başına İstanbul’un su ihtiyacının % 29’unu karşılayan Sazlıdere Barajı ve diğer dereler tümüyle yok olacaktır. Kanalın inşa edileceği bölgedeki çatlakların bulunması ve onarılması mümkün değildir. Çatlaklı kireç taşı arazisinde kanalda oluşacak çatlaklardan sızacak deniz suyunun yaratacağı yer altı tatlı su rezervlerinin tuzlanma riski bulunmaktadır. Kanalın yapılması İstanbul’un tatlı su rezervlerinin büyük bir bölümünün yok olmasına neden olacaktır.
b)Proje nedeniyle yaklaşık 20 bin futbol sahası büyüklüğünde, üçte biri meşe ve kayın karışımı doğal orman yok olacaktır. Yaban hayatı ve önemli kuş koruma alanları hızla tükenecektir.
c)Böylelikle Küçükçekmece Lagün havzasında kalan karasal alanın tamamı, kuzeydeki sulak alanlar ve İstanbul’un kuzey orman alanları yapılaşmaya açılacaktır. Bölgede oluşacak yüksek yoğunluklu yeni yapılaşma, alana yaklaşık 2 milyon nüfus çekecek, İstanbul için sürdürülebilir bir şehir yaşamı için öngörülen maksimum nüfus 14 milyon iken, İstanbul Kanalı Projesi ile tüm nüfus dengesi alt üst olacaktır. İstanbul Kanalı ve İki Yeni Şehir Projesi ile nüfus katlanarak artacak, şehircilik açısından sürdürülemez bir durum ortaya çıkacaktır.
4)İstanbul’un önemli trafik ve ulaşım sorunları vardır, yaşanmaz hale getirilmiştir. Ekonomi ve İş Araştırmaları Merkezi INRIX’ın 38 ülkede 220 kentte yapılan araştırma raporuna göre, Dünyada en çok trafik sıkışıklığı olan kentler listesinde İstanbul, Kolombiya’nın başkenti Bogota’yı geride bırakarak, Moskova’nın ardından ikinci sıraya yükseldi. İstanbul’da 2018’de trafik sıkışıklığı, 2017’ye göre yüzde 6 arttı. Aynı süre içinde Moskova’da trafik sıkışıklığı % 12 oranında azalmıştır. Muhtemelen 2020 yılında İstanbul Moskova’yı geçip birinci sıraya yükselecektir.
a)İstanbul’un ulaşım ve trafik sorunlarının çözümü için başlatılan raylı sistem yatırımları için yeterli mali kaynak bulunamadığından bir kısmında işler yavaşlatılmış bir kısmında ise bütünüyle durdurulmuştur.
b)Fay hatları üstünde yer alan İstanbul’da depreme dayanıksız yüz binlerce konut bulunmakta, ancak yeterli mali kaynak bulunamadığından deprem riskine karşı etkin bir çözüm üretilememektedir..
c)İstanbul’un doğal güzelliklerinin, çevresinin ve tarihi dokusunun korunması için yeterli kaynak bulunamadığı için kentin her gün doğal güzellikleri ve tarihi dokusu yok olmaktadır. (Zaten rant uğruna İstanbul beton yığınına dönüştürülmüştür.) İstanbul’un alt yapıdan, çevreye, eğitimden, sağlığa acil olarak çözülmesi gereken birçok sorunu için büyük bir mali kaynak sıkıntısı yaşandığı bir dönemde, Kanal İstanbul gibi gereksiz ve absürt bir proje için 250 -300 milyar TL gibi bir harcama yapmanın mantığını anlamak mümkün değildir.
SONUÇ:Kanal İstanbul projesinde ormanları ve su havzaları yok olacak, İstanbul kaybedecektir. 250 – 300 milyar liralık inşaat maliyetini vergileri ile ödeyecek 82 milyon ülke vatandaşı kaybedecektir. Kanal çevresinde imara açılacak 100 milyon m2 arazinin imar rantını paylaşacak yandaşlar ve kanal inşaatında iş alacak yandaş müteahhitler ise kazanacaklardır.
UYARI:Buradan yerel seçimlerde oy kullanacak İstanbullulara sesleniyorum. Kentini ve ülkeni seviyorsan çocuklarının ve torunlarının geleceğini düşünüyorsan, Kanal İstanbul’u savunan siyasetçilere oy verme. Bu katliama “dur” de. 3. Havalimanı faciasından ders al.