İşportacı Serdar’ın ağzı hiç kapanmazdı. Söylediği her kelimeyi, lastikten çok uzatırdı. Onu dinleyen, sabahı ederdi. Sustuğunu ne zaman göreceğiz diye dert yanardı.
Mevsimine göre giyecek satardı.
Öğrenci işi der, reklama, devam ederdi. Yurtta adı “öğrenci işi” kalmıştı. Öğrenci işi satacağı giyecekleri, uygun aldığını ve öğrenciye de ona göre satardı. Açıkçası, güven telkin ettiği için ondan kışlık ve de mevsimlik giyeceklerimizi alırdık.
Serdar, uzun boylu, siyah saçlı, esmer ve kahverengi gözlüydü. Eşya taşımaktan yakında kamburu çıkabilirdi. Çok iyi topçu olduğunu söylerdi. Yan baktığında gözleri şaşı gibi olurdu. Bu durumda topu hangi tarafa vuruyorsun, dediğimizde; “fark etmez,” diyordu.
Serdar yurda geldiğinde, sırtında büyük bir valiz olurdu. Eşyaları salona boşaltır ve beğenenlere verirdi. Kendine güveni çoktu. Çünkü toptancılardan ucuz alıyorum, diyordu. Eminönü Kadıköy gemilerindeki meslektaşlarına taş çıkartırdı.
Bana yurtlar yetiyor. Öğrenci işi, derdi.
Kış soğukları, göz kırpmaya başlamıştı. Serdar toptancıları dolaşmış ve valizini iyice doldurmuştu. Elektrikli otobüse ulaşmada zorluk çekmişti. Otobüste oturmuş soluklanmıştı ki şoför koltuğunda başlayan, yangın, paniğe neden olmuş ve herkes can havliyle dışarı kaçmıştı.
Ateş her tarafı sarmıştı. Serdar kaldırımda durmak istedi. Otobüs patlar kaç dediklerinde aklı başına gelir ve uzaklaşır. Valizinin yandığını gören Serdar göz yaşlarına hâkim olamaz.
İtfaiye geldiğinde, olan olmuş yangın son demlerini yaşıyordu. Müdahaleye geç kalınsa da trafikten yapılacak bir şey yoktu. Valiz tamamen kül haline gelmişti.
Serdar yurda geldiğinde, kötü haldeydi. Yüzü sararmış, konuşamıyordu. Arkadaşlar yanına vardığında, Serdar bayılmıştı. Hemen hastaneye kaldırıldı ve serum bağlandı. İyileştiğinde yurt müdürü Serdarı gidip alıyor. Serdar’dan olayı dinliyordu.
“Öğrenci işi” için olay, büyük bir yıkımdı. Müdür yönetimi topluyor ve bu akşam öğrencilerle toplantı yapmaya karar alıyorlar. Serdarın parasını topluyor ve öğrencilere çay ve pasta ikram ediliyor. Parayı Serdara taktim ediyor. Serdar göz yaşlarını silmeye yetiştiremiyordu.
Çok şaşırdığı belliydi. Böyle bir yardımı sizler gibi vefakâr insanlar yapar, dedi.
İşportacı da bir hafta sonra yurdun salonunun, perdelerini değiştirdi.
“Öğrenci işi” sene sonunda, Aksaray’da dükkân açtı.
Hasan TANRIVERDİ