Dostlar;
Birçok ekonomik analizde işgücü verimliliğinden söz edilir.
Peki, işgücü nedir, tanımı nedir?
Ekonomi Disiplini içindeki tanımı şudur;
Etkin nüfus içinde yer alan, cari ücret düzeyinde ve çalışma koşullarında çalışanlarla işsizlerin toplamıdır.
Yani çalışanlar, bir diğer deyimle istihdam edilenlerle işsizlerin toplamından oluşan bir terimdir.
Örnekleyelim;
TÜİK’in Eylül 2018 tarihli temel işgücü göstergelerinde, Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştakiler nüfus olarak 61 milyon kişi olarak belirlenmiştir.
İşgücü ise 33 milyon kişi olarak saptanmıştır.
İstihdam 29 milyon, işsiz ise 4 milyon kişidir.
İstihdam+işsizler= işgücü
İşsizlik oranı= işsiz sayısı/işgücü= 4 milyon/33 milyon= yaklaşık olarak yüzde 12 olmaktadır.
Ancak bu dar anlamda işsizlik oranıdır.
Bir de geniş anlamda işsizlik oranı mevcuttur.
Onu da ayrı bir yazıda konu ederiz.
Şimdi dönelim ilk konuya.
Niçin işgücü verimliliği kavramı doğru değil?
Şundan; işgücü kavramının içinde işsizler de olduğundan.
İşsiz insanın verimliliği olmaz, sıfırdır.
O zaman doğru adlandırma işgücü verimliliği değil, istihdam ya da çalışan verimliliği veya emek verimliliği demeliyiz.
Türkiye’de çalışan sayısı veya istihdam 29 milyon kişi olduğuna göre, toplam milli geliri 29 milyon kişiye bölersek çalışan verimliliğini bulmuş oluruz.
Mesela milli gelir 900 milyar dolar olsa ve çalışan sayımız da 30 milyon kişi olsa, 900/30= 30 000 dolar çıkar.
Bu şu demek; ülkemizde çalışan bir kişinin verimliliği ya da üretkenliği 30 000 dolar demektir.
Sevgiyle ve üretkenlikle kalın..