Ve sonunda, AKP-Hizmet kavgasının bizi getirdiği nokta; döviz kurlarının yükselme atağı ile TL’den kaçış sahnede.
Üstelik süreç öyle kritik ki; kurlardaki toz bulutu panik atak yaratabilir. Bir zamanlar bölgesel rezerv para yapma yolundayız diye hava atılan TL, gün geçtikçe değersizleşiyor. Kimbilir belki de bir analistin dediği gibi, bugünler öngörülerek Atatürk’ün resmi kaldırıldı bankonatlardan!.. Şu sıralar az çok birikimi olan kime rastlasanız elindeki TL’yi dövize çevirme peşinde. Doların 2 bin 400 bandına oturacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Bu durumda eline para geçen dolara koşmakta haksız mı?..
***
Tebrikler, Alkışlar…. Başardılar… Yıllarca dini duyguları ortak hedef tahtası yaparak, gelecek nesilleri borçlandıranla;, kömür, yiyecek, beyazeşya yardımlarıyla sırtları sıvazlanan oysa şansı varsa asgari ücrete talim işbulabilen milyonları şimdi yine büyük bir tehlikenin içine atıyor. Yıllardır birlikte mutlu mesut güçlenen İktidar-Hizmet’in kavgası artık yargıdan, emniyetten taştı, milletin ekmeğine bulaşıyor.
***
Ne yazık ki TL’den kaçış başladı ve öyle görünüyor ki, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun faizleri sabit tutma kararı kaçışı hızlandıracak. Yurtdışı piyasaların halini daha önce yazmıştık. Amerikan Merkez Bankası FED’in, QE yani parasal genişlemeden hızlı çıkışı içinde yer aldığımız, ‘Gelişmekte Olan Piyasalar’ için büyük risk. ABD 10 yıllık faizi yüzde 4 olursa, yabancılar anında tüyer Türkiye’den… Üstelik Türk ekonomi yönetiminin enflasyona önem vermediği algısı TL’den kaçışı şiddetlendirecektir. İktidar- hizmet kavgası her gün yeni bir şirkete sıçrarken, yerli tasarruf sahibi ve şirketler dövize kaçmakta elbette haklı. Yazık ki, TL’den kaçış artık gözümüzün içine bakarak büyüyen bir tehlike..
***
Yaşanan kavgada ikinci raunt AKP’nin, Hizmet’i terör örgütü olarak yargılatmasıyla başlayacağa benziyor ki, bu türbülans dönemi demektir. Faizleri artırarak Türkiye bu sürecin üstesinden gelebilir mi? Yaşanan süreçte bir başka gelişme yaşanıyor ki; bana göre asıl tehlike burada.
***
17 Aralık operasyonu Ocak ayından itibaren sanayide işe alımları durdurdu. İstihdam talepleri bıçak sırtı gibi kesildi. Öngörüşmeleri yapılan, el sıkışılan alımlar dahi yapılmıyor. Yerel seçimlerin hareketliliği ile henüz algılayamıyoruz ama açık, Mart-Nisan işsizlik rakamları zirvelerde dolaşacak. Şimdilerde dahi, Türkiye’nin işsizlik rakamları yüzde 9.7’lerde gezerken İzmir’in rakamı yüzde 15’i aşmakta. Ocak ayından itibaren Ege OSB’lerinde işçi alımının durduğuna yönelik bilgiler alıyorum. Fabrikalar 2014 planlarını istihdamı gerektiğinde azaltmak üzerine yapıyor.
***
Rakamları soğuk ifadelerle yazmak bile açıkçası içimi donduruyor. İnsanların, milyonların çektiği, çekeceği sıkıntıları hissettikçe bu güç savaşlarına bir kez daha lanet ediyorsunuz. Elbette bu ülkede sancı çekmeden taşlar yerine oturmayacak. Ancak iktidarı kaptırmamak, hırsızlara kol kanat germek adına yapılan zülmün bu kadarını da bu millet hakikatten hak etmiyor.