İş Sağlığı Ve Güvenliği Açısından İşin Durdurulması veya İşyerinin Kapatılması
Yaklaşık 3-4 yıldan beri, iş kazalarına basının ilgisi arttı. Özellikle tersane ve madenlerde meydana gelen ölümlü iş kazaları basının konuya daha hassas yaklaşımını getirdi.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 79’uncu maddesinde yer alan başlıca düzenlemeler şöyledir: “Bir işyerinin tesis ve tertiplerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde, makine ve cihazlarında işçilerin yaşamı için tehlikeli olan bir husus tespit edilirse, bu tehlike giderilinceye kadar işyerlerini iş sağlığı ve güvenliği bakımından denetlemeye yetkili iki müfettiş, bir işçi ve bir işveren temsilcisi ile bölge müdüründen oluşan beş kişilik bir komisyon kararıyla, tehlikenin niteliğine göre iş tamamen veya kısmen durdurulur veya işyeri kapatılır. Komisyona kıdemli iş müfettişi başkanlık eder. Komisyonun çalışmaları ile ilgili sekretarya işleri bölge müdürlüğü tarafından yürütülür.
Bu maddeye göre verilecek durdurma veya kapatma kararına karşı işverenin yerel iş mahkemesinde altı iş günü içinde itiraz etmek yetkisi vardır.
İş mahkemesine itiraz, işin durdurulması veya işyerinin kapatılması kararının uygulanmasını durdurmaz.
Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde karara bağlar. Kararlar kesindir.…”
Bu düzenleme de, işin tamamen veya kısmen durdurulması teknik bir nitelik taşımasına rağmen, iş sağlığı ve güvenliği konusunda teknik bilgi ve tecrübe şartlarına sahip olma zorunluluğu bulunmayan işçi, işveren temsilcileri ile bölge müdürünün komisyonda yer alması, kararların teknik gerekler yanında idari ve sosyal tarafların gereklerinin de dikkate alınması sonucunu doğuracaktır.
Kanunun aradığı “bir işyerinin tesis ve tertiplerinde, çalışma yöntem ve şekillerinde, makine ve cihazlarında işçilerin yaşamı için tehlikeli olan bir husus” un tespit edilmesidir. Bu hususların tespitinde bölge müdürü, işçi ve işveren temsilcileri ne tür bir tespit yapabileceklerdir.
Müfettişin kararına rağmen aksine bir karar almaları halinde doğabilecek muhtemel can kaybında sorumluluk ne olacaktır? İleride doğabilecek tazminat ödemeleri dâhil diğer sorumluluklar halinde ne yapılabilecektir?
Burada sorun bürokratik tercihler değil işçilerin yaşamı için tehlikeli bir hususun en doğru şekilde tespitidir. Komisyona “iş sağlığı ve güvenliği” ile görevli olmayan “işin yürütümünde” uzmanlığı olan bir “iş müfettişinin” bile başkanlık yapması mümkün olmamalıdır.
İşin durdurulması konusu, işçi-işveren taraflarının iradesi dışında, kamu düzeniyle ilgili, kamu hukuku kurallarıyla ve önlemleriyle sağlanması gereken bir devlet görevidir. Ayrıca böyle bir düzenleme, Roma Hukuku’ndan gelen ve bugün de hukuk sisteminde yerleşmiş bulunan, “hiç kimse kendi davasının hâkimi olamaz” ilkesine de aykırıdır. İşçi ve işverenler, kendileriyle ilgili olarak, kamu düzeniyle ilgili bir alanda kararın verildiği bir komisyonda yer almamalıdır.
Kanundan işin durdurulması veya işyerinin kapatılması kararını verecek komisyon uygulamasının kaldırılması; bu incelemenin İş Teftiş Kurulu Başkanlığı bünyesinde, konunun uzmanı, kıdemli iş müfettişleri tarafından oluşturulacak komisyon tarafından yapılarak karar verilmesi ve bu komisyona bilgisine başvurulma dışında, inceleme yapan iş müfettişinin katılmamasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Böyle bir düzenleme sürecin hızlı, etkin ve doğru şekilde işlemesini sağlayacaktır. Kanun metninden de anlaşılacağı gibi, bu kararlara karşı yargı yolu açıktır. Kanunda yer alan “Mahkeme itirazı öncelikle görüşür ve altı iş günü içinde karara bağlar. Kararlar kesindir…” hükmü ile de sürecin hızlı işlemesi için düzenlemeler getirilmiştir.
Komisyonun müfettişin raporuna rağmen aksi karar vermesi uygulamada görülmemektedir. Uygulamada da katkısı olmadığı düşünülen komisyon ancak sürecin gecikmesine ve kırtasiyeciliğin artmasına sebep olmaktadır.
Hem işçi ve işverenler, hem de SGK açısından ağır maddi ve manevi sonuçları olan iş kazalarının mutlaka önlenmesi gerekiyor. Yapılan araştırmalara göre; iş kazalarının yüzde 98’i basit önlemler ve eğitimle ortadan kaldırılabilecek durumda.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yukarıda yer alan hususları irdelemeli ve ülkemizin iş kazalarında dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi olmasının ayıbını kaldırmalıdır.