Bilmem hatırlatmaya gerek var mı? Irak’ın kuzeyinde, Barzanistan da, tıpkı Suriye’de şimdi, kurulmak istenen kantonlar gibi kurulmuştu.
Amerika, Irak devletine 36. Paralelin üzerinde, uçuşa yasak bölge ilan etmiş ve adım adım Barzanistan kurmuştu.
Carablus’un doğusunda da, batısında da Türkiye’yi bölme amaçlı oluşumların olmasına Türkiye müsaade edemez.
Öyle bir atmosfer oluştu ve Barzanistan için öyle bir meşruiyet alanı benimsendi ki deme gitsin.
Hükümet yetkililerinin ağzından hep; PKK, Fırat Nehri’nin Batısına geçemez diye ifadeler duyuyoruz. Buradan, sanki Fırat’ın Doğusunda kurulan Kantonlara göz yumduğumuz anlamı çıkıyor.
Bir kez sorumlu makamlarda olanlar, söylemlerini değiştirmeli ve ne Fırat’ın Doğusunda, ne de Batısında, ülkemizi tehdit eden bir oluşum istemiyoruz şeklinde açıklamalar yapmalıdır.
Irak ve Türkiye sınırındaki meseleye gelince, Amerika’nın oldu bittisi ile kurulan Barzanistan, meşru bir devlet değildir.
Irak’ın kuzeyinde var olan, PKK ile Barzani’nin eninde sonunda birlik olacağını görmek gerekir. Kaldı ki, Amerika tüm Kürt guruplarını bir araya getirmek için yıllardır yoğun çaba harcıyor.
Irak devleti ile görüşülüp, ya kendi toprakları üzerinde PKK gibi bir oluşuma müsaade etmeyecek, ya da Türkiye kendisine düşeni mutlaka yapacaktır.
Irak’ın kuzeyinden, Türkiye’ye gelen tehdidi yok sayarak, Türkiye’nin güvenliğini sağlayamayız. Sınırlarımızdan en çok terör girişi Irak sınırından gerçekleşmektedir
Barzani’den normal olmayan yollardan aldığımız petrole kanıp, güneyimizde başka bir nifak yuvasına göz yumamamayız. Petrol alalım, vatan verelim diye bir şey olmaz.
Irak devleti ile iki bağımsız ülke olarak anlaşır ve petrolümüzü tedarik edebiliriz. Normal olmayan alım yollarının sürekli açık kalacağını sanmak, aymazlıktır.
Amerika’nın bölgeden çekilmesiyle beraber, bölge ülkeleri arasında ki diyalogların daha dostane zeminlerde yürüyeceğini düşünerek, bu sorunun çözümüne hazırlık yapılması gerekir.
Batının, Doğuda kurduğu, küçük şehir devletleri ileride birleşeceklerdir. Çok uluslu şirketlerin ulus devletler üzerindeki baskısı azaldıkça, ulus devletler kendi aralarındaki sorunları daha kolay çözme yoluna gireceklerdir.
Bundan sonraki süreç; Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü savunmaktır.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr