“Fikrimizce bütün bu fenalıkları tevlid eden şey, medeniyyet-i gaybiyyeyi anlamayarak tatbik edişimizdir.” Said Halim Paşa
“Tarih boyunca bir medeniyetinin iktidarının yayılması, çoğunlukla
kültürünün yeşermesi ile aynı anda olmuştur ve iktidarını, hemen hemen her zaman değerlerini, uygulamalarını ve kurumlarını başka toplumlara aktarmak için kullanmıştır.” Samuel Hantington
İnsan yaratılış itibariyle vahşi bir varlık değildir. Fıtri olarak çiğ et yemez, kan içmez. İnsanı vahşileştiren şey, kültürü biraz da inanç yahut inançsızlığıdır. Gerçi inançsızlık diye bir şey yok. İnançsızlık da başlı başına bir inanç…
Hiçbir abartı olmaksızın küffar ehli, Müslümanlara oranla daha vahşidir. Bunun temel neden; çiğ et, kan ve daha fazla et yemeleridir.
Bir Müslüman usulüne uygun kesilmemiş ve kanı tümüyle akıtılmamış hayvanın etini yiyemez. Zaten kan, Kur’an-ı Kerim’de açıkça haram edilmiştir. (Bakınız: Bakara 173, Maide 3, En’am 143)
Oysa Avrupalılar ve Müslüman olmayan kavimlerin pek çoğu hayvanın başına vurarak veya başkaca vahşi yöntemlerle öldürür, etini kanıyla yerler. Bazen de çiğ olarak. İslam, Müslümanlara sadece geviş getiren otçul hayvanların yenilmesine izin verirken, küffar için çoğu kez bir sınırlama da yoktur. Bunların yanı sıra vahşi hayvanları da yerler.
TEKKEDE ET DEĞİL ET OT YENİR
Nebatî gıdalar hilmiyyeti, hayvanî gıdalar ise vahşiyyeti artırır. Bu yüzden eskiden şeyh efendi müridini riyazete (çile) dâhil ederken nefsin terbiyesi için ona hayvanî gıda yerine sadece nebatî gıdalar verdirirdi. Hâlen öyle demek isterdik, ama galiba pek uygulaması kalmadı.
Günümüzde ‘vejetaryen’ yani hayvanî besinlerin yer almadığı beslenme biçimini tercih etmek ne kadar doğru değilse, batının, bilimin dayattığı daha fazla hayvanî gıda tavsiyesi de aynen sakat ve sakıncalıdır. Ne et yememek doğru, ne de bu kadar çok et yemek.
Dünyada et tüketimi ne zaman azalırsa, hastalıklar da o denli azalır. İkinci cihan harbi sırasında azalan hastalıklar, savaştan on yıl sonra hızla artmaya başlayınca, sebebi araştırıldığında savaş sırasındaki ortaya çıkan zorunlu fakirlik nedeniyle daha az yemek ve daha az hayvanî gıda yenilmesi olduğu görülür.
Kendi geleceğini insanlığın hastalığında gören endüstri, batı tıbbı ve karanlık iblislerin elindeki küresel düzen üç şeyi dikte ediyor: Çok yemek, sık sık yemek ve hayvanî gıdaların daha fazla yenilmesi.
Mevcut küresel düzen insanın daima hasta olması, saldırganlaşması, kadim değerlerinden uzaklaşması ve tek tipleşmesini sağlamaya çalışıyor.
VAHŞİLİĞİ SAĞLAMANIN YOLU NECASETTEN GEÇER
Saldırganlık vahşiliğe işaret eder. Vahşiliği sağlamanın yolu necis etler, önemli ölçüde kan ve haram gıdalardan geçer.
Günümüzde kan, protein masalıyla hayvanların yemlerine eklenir. Oysa yenilmesi helâl olan hayvanların beslenmesinde de helâle riayet edilmesi emredilir. Sadece kan sadece hayvanlara mı yetiriliyor? İnsanlara da kanlı et yetirildiği gibi, kan gıda katkı maddesi olarak da kullanılıyor. Neden acaba?
Sosyeteye bir sorun hele: Kan etler statünün belirleyici unsurlarından biri midir, değil midir?
Yine filmlerde sıkça tekrarlanan, ‘az pişirilmiş bir kanlı pirzola’ türünden ifadelere dikkat edin…
Günümüzde hayvanların şoklanarak öldürülmesi ve sonra kesilmesi dayatılıyor. Buna fetva verenler de çıkıyor. Oysa şoklama aletleri veya başına vurulup bayıltılan hayvanlar kesildiğinde, meşru yönteme oranla çok daha az kan aktığı tespit edilmiş. Yani kanın önemli bir bölümü etin içinde kalıyor.
Kan hem hastalık taşır, defaten ifade ettiğimiz üzere vahşiliğin de nedenlerindendir.
Batının aşağılık ritüellerinde kan içme ve kanlı fillilerin nedeni bu değil mi? Kanı neden içirtiyorlar? Vahşileşsin diye!
Müslümanlara yönelik düzenlenen Haçlı Seferlerinde askerler, şimdi Yunanistan’daki Yanya şehrine geldiklerinde, şehrin merkezinde gölün tam ortasındaki adaya götürülürmüş. Uyuşturucu verilip, kan içirilip, burada askerler için toplanan genç kızlara tecavüz ettirilerek hayvanlıktan daha aşağı mertebeler için hazırlanırlarmış. Sonra da ‘bu yaşadığınız, cennetin küçük bir kesiti, şayet savaşı kazanırsanız çok daha fazlası sizi bekliyor‘ diye vaat edilirmiş. Sonuçta da vahşileştirilen bu ordu, önüne geleni yakar yıkar talan edermiş.
Vahşilik ve vahşet batının geleneğinde var. İşleri vahşilikle ve vahşetle çözmeyi hep yöntem olarak seçe gelmişler. Bu şekilde beslendikçe de, bundan uzaklaşmaları imkânsız. Onlar uzaklaşmadıkları gibi, kendilerine benzetmeye çalıştıkları biz ve diğer insanları da vahşileştiriyorlar.
Bugün batılı askerlerin işgal ettikleri yerlerdeki insanlara yaptıkları vahşeti bilmeyen yok. Vietnam’a ve daha öncelerine gitmeye gerek yok. Bosna’ya bakın, Irak’a bakın, Suriye’ye bakın, Filistin’e bakın yetmez mi?
Siz hiç Müslüman bir ülkede bir çocuğun silahını alıp, okulu basarak 20-30 masumu katlettiğini duydunuz mu? Duysanız da, 100 yılda bir yaşanır bu. Oysa Amerika’da biz bunu neredeyse her hafta işitiyoruz.
GÜNÜMÜZDE ARTAN CİNAYETLERİ SEBEBİ NE OLA Kİ?
Vahşet sadece cana yönelik değil, aynı zamanda namusa yönelikte yaşanıyor. Cinsel saldırganlıklar neden arttı? Cinayetler neden çoğaldı? İnsanlar neden daha saldırgan? Hiç düşündünüz mü? Hani şu meşhuuuur bilim adamlarımız var ya, ne iş yapar bunlar?
Kediye, neden fare yiyorsun denmez. O, onun görevi. Ama hiçbir kedi fareyi boğup öldürmeden canlı canlı yemeye kalkmaz. Oysa o bilse de bilmese de kan yedirilen modern insan, önce tecavüz ediyor, sonra diri diri yakıyor, ya da param parça edip bilmem neler yapıyor kurbanına. Şeytanın bile aklına gelmeyecek şeyleri neden daha çok işitir olduk?
Batının filmlerine ve oyunlarına bir bakın hele… Onlara emanet ettiğiniz çocuğun/delikanlının karısını sokak ortasında katletmesine, herhangi bir kadına tecavüz etmesine neden taaccüp ediyorsunuz ki? Olan biten ektiğinizin biçilmesi değil mi?
Lami cimi yok, batı bir medeniyet değil, kan imparatorluğudur. Batının medeni olduğunu söylemek yol bilmezlik, yordamsızlıktır. Batıya haksız pâye vermektir. Batıya hayran olanların hallerine, beslenmelerine, kültürlerine bir bakın hele. Hangi benzerlikleri göreceksiniz!
Daha korkunç olanı şu: Aramızdaki makas hızla kapanıyor batıyla!
Deniliyor ki, terör örgütü DAEŞ’e katılanların çoğunluğu batıdan. Bunların çoğunluğu da, sonradan Müslüman olmuş (Müslüman olup olmadıkları da şüpheli ya) batılı gençler. Kan imparatorluğunun gıdasıyla büyümüş olanlar yani. Aynı PKK, DHKP-C ve diğer terör örgütleri için de geçerli.
Kasten adam öldürenler, mütecavizler çok büyük oranda obur, zevk ehli çıkacaktır!
Kimlik, kişilik, inanç, huy, ahlak ve hastalıklarını bilmediğiniz kişilerden alacağınız kanlar da, sizin kişiliğinizi ve sıhhatinizi değiştirebilir, değiştirir de! Çevrenizde kan alanların önceki ve sonraki hallerine bir bakın bakalım, neler değişmiş onlarda!
Unutmayın, kan insanın en büyük imtihanlarından biri! Zira kandan da hesaba çekileceğiz!