Konuşmak… Selamlaşmak… Tokalaşmak… Hal hatır sormak…
Cenazesine iştirak edip acıyı paylaşmak… Düğününe iştirak edip neşeye ortak olmak… İnsana, insan olduğu için değer vermek… Aynı havayı soluduğunun farkında olmak. Kısacası; konuşmak, irtibat kurmak.
Evet güzel günler yaşamıyoruz! Varlıklı günler geride kaldı. “Çok verip azdıracak” durumda olmadığımız içindir ki; “Az verip hırsız” etme demlerini yaşıyoruz!
Allah’tan ki Dünyaca illeti yaşadığımız için kınanmıyor, azımsanmıyor, aç & susuz da olsak, kuru ekmeğe talim de etsek bir şekilde geçinip gidiyoruz!
Buna; “ölme de sürün” de diyebiliriz!
“Midemiz sırtımıza yapıştı” da diyebiliriz!
“Bir deri bir kemik kaldık” diyebiliriz!
Kimilerimiz de “elden gelenle öğün olmaz, o da zamanında gelmez!” türünden eş – dost yardımıyla sabahlıyoruz!
Hükümet elini ayağını çekmiş %35-45 lik bir kesimden!
Bir maske dağıtamadı! Onun için bir şey diyemiyorum, zira devlet; “benden” dediği kesim dışındakiler için “SOSYAL DEVLET” olmaktan oldukça uzak kaldı! Hala saçma sapan ihaleler yapılıyor, rantçılar doymuyor, israf kısılmıyor, lüks ve şaşa KORONA & MORONA takmıyor!
Düğün dernek MİLLET ittifakına yasak! Propaganda yasak, kalabalık oluşturmak yasak, cenazesi bile sayılı kişilerle kaldırılırken, bayram kutlamalarına yasak getirilirken, ANITKABİR ziyareti yasak amma diğer taraftan CUMHUR ittifakı lider ve mensuplarına her şey serbest. Düğün dernek, sünnet nışan, seçim propagandası dahi serbest. Ziyafetler serbest. Açılışlar yapılabiliyor. Geçim sıkıntısı çekenleri bile yok denecek kadar az.
MİLLET ittifakı lider ve mensuplarını dinleyen yok!
Şöyle televizyona çıkıp “gelin de iki lafın belini kıralım” diyecek CUMHUR ittifakı lider ve yöneticileri yok!
Çünkü muhalefetin sorularına cevap veremeyeceklerini biliyorlar!
Çünkü aynı kalite ve edebi konuşma yeteneğine sahip değiller!
Çünkü orada PROMPTER olmayacak, dolayısıyla doğaçlama konuşulacak!
Her ne kadar bilgiler kulaklık aracılığıyla aktarılacak bile olsa, acı gerçeklere verilecek cevap ne yazık ki bulamayacaklar!
Kendi tabanlarından görmedikleri konuşmalara, eleştirilere, ortaya serilecek bilgi ve belgelere alışık olmadıkları için muhalefetin sıkıştırmaları karşısında elbette ki zorlanacak, hatta cevap bile veremeyecekleri konular olacağını biliyorlar!
İşi genellikle gazetecilere bağlamış, bazı (!!) TV kanallarından haber spikerlerine ve gazete yazar çizerlerine bağlayan hükümet ve yöneticilerin konuşma ve basın açıklamalarına cevap vermekle yetinen muhalefet, tabiri caizse “samanlıkta iğne aramak” ile meşgul edilmekte, asla ve kat’a muhatap almamakta!
Dolayısıyla muhalefet bu durumda ister istemez her güne 5-0, 6-0 lık bir farkla merhaba diyor ve gün boyu onları izlemekle, cevap vermekle, cümle aralarında ele geçirdiği GAFLARLA yol almaya çalışıyor ve gelecek seçimlerde HÜKÜMET olma umudunu sürdürmeye çalışıyor!
Bu şartlarda muhalefetin işi kolay değil.
Takdir edersiniz ki, insanlar; “konuşa konuşa” yol alır.
Konuşacak bir olmayınca da elini kulağına atar ve türkü çığıra çığıra menzile yol alır.
Amma ne türkü çığıran, ne de türküleri dinleyenler boş insanlar değil!
O türküler ki destanlar yazdırmıştır. Ülkelere bağımsızlıklar kazandırmıştır! Kendi içinden kahramanlar çıkarmıştır! Bugün CUMHUR ittifakının kalesi diye bakılan Ankara, İstanbul gibi iller kendi idarecilerini değiştirmiş, MİLLET ittifakını benimsemiş iseler, işte o TV lere çıkmayanların türküsünü, gerçeklerin tartışılmasına gelmeyenlerin türküsünü çığırdıkları ve de muhalif olanlara türkü çığıra çığıra anlattıkları içindir!
Bu vatandaş bir yere kadar sabrediyor!
Her şeyin bir dayanma noktası var!
Ve işte İstanbul, Ankara seçimleri bize bunu anlattı!
Genel seçimler de bunu anlatacak…
Sözün Özü!
O zaman CUMHUR ittifakı, bugün yaptıkları gibi bir UMURSAMAZLIKLA karşılaşırlarsa nasıl kaldıracaklar bunu? Nasıl içlerine sindirecekler? Muhalefet – İktidar yer değiştirirse ve bugüne kadar karşılarında olumsuz veya negatif soru ve düşüncelere YABANCI olan bugünün siyasileri nasıl bir tavır sergileyecekler? “Etme bulma dünyası” diyorlar buna!
Amma “İNSANA DEĞER” veren biri olarak ben MİLLET ittifakının böyle bir şey yapmasını istemiyorum, asla istemem de! Zira bugünkülerden farkları kalmaz ve en büyük eleştiriyi o zaman ben onlar için de yaparım. Bu böyle biline.
gazete2000@hotmail.com